Türkiye’nin farklı bölgelerini gezerken karşınıza sadece manzaralar değil, geçmişten kalma hikayeler de çıkar.
Her bölge, yüzlerce yılın hikayesini içinde saklar.
Bazen bir kaya yazısında, bazen bir antik tiyatroda ya da terk edilmiş bir manastırda karşına çıkar bu izler.
Anadolu’nun kültürel mirası öyle geniş, öyle katmanlı ki; onu keşfetmek bir yolculuktan fazlası.
İşte bu yolculuğa çıkmak isteyenler için beş özel rota…
KAPADOKYA
UNESCO listesine girmiş Kapadokya, binlerce yıl önce oyulmuş kiliseler, freskli vadiler ve tüf kayalıklarda yaşamış uygarlıkların izleriyle adeta bir açık hava müzesi.
Göreme Vadisi’nde yürürken, gökyüzüne yükselen sıcak hava balonlarının gölgesinde geçmişi izlenir.
LİKYA YOLU
Fethiye’den başlayıp Antalya’ya uzanan bu yürüyüş rotası, sadece patikalar değil, antik kentlerin kalbine açılan bir yolculuktur.
Letoon, Xanthos, Patara…
Her durakta denizle tarih yan yana.
Yol boyu, bir zamanlar bu kentlerde yaşayanların ayak izlerini takip edilir.
FRİGYA VADİSİ
Afyonkarahisar, Eskişehir ve Kütahya üçgeninde uzanan Frig Vadisi’nde, kaya anıtları ve mistik figürlerle örülü bir dünya.
Yazılıkaya, Midas Anıtı, Ayazini Köyü…
Tüm rota, hem yürüyüş hem bisikletle keşfedilebilecek kadar doğal ve özgün.
SUFİ YOLU
İstanbul Eyüp Sultan’dan başlayan ve Konya Mevlana Dergahı’nda son bulan 800 km’lik bu yol, adımların ötesinde bir iç yolculuğa dönüşür.
Osmanlı hac yollarından ilhamla oluşturulmuş bu rota, seni zamandan bağımsız bir deneyime davet eder.
ST. PAUL YOLU
Antalya’dan Yalvaç’a uzanan bu yol, Aziz Paul’un ilk Hristiyanlık döneminde izlediği güzergahtan ilham alır.
Roma yolları, antik köprüler ve Akdeniz’in serin yamaçlarıyla doğal yaşamdan bir keşif sunar.
HER BİRİ AYRI KEŞİF
Efes, Hierapolis, Patara gibi rotalar güneş, deniz ve kültürü bir araya getirir.
Sahil boyunca geçmişin gölgesinde yürürken, Akdeniz rüzgarı saçlarını savurur.
Frigya’da gün doğumunu izlemek, bozkırın ortasında kaya anıtların arasında yürümek gibisi yok.
Turist kalabalığından uzak, derin ve kişisel bir keşif.
Göbeklitepe’nin 12 bin yıl öncesine uzanan taşları, Ani’nin dramatik sessizliği, Nemrut’un dev heykelleri…
Bu rotalar, sadece görmek için değil, durup düşünmek için var.
ROTALAR İÇİN BAZI TAVSİYELER
İlkbahar ve sonbahar, en keyfili dönemler. Ne çok sıcak, ne çok kalabalık.
Su geçirmez ayakkabı, harita ya da GPS, yerel rehber işinize yarayabilir.
Köy pansiyonları, ekolojik oteller, yol üstü kamp alanları konaklama için ideal.
NEDEN TERCİH EDİLMELİ?
Türkiye’nin kültürel mirasını sadece müzelerde ya da kitap sayfalarında değil, ayak bastığınız toprakta, gölgesinde soluklandığınız ağaçta, taşına sinmiş binlerce yıllık hafızada bulabilirsiniz.
Bu rotalar, hem geçmişle bağ kurmak hem de doğayla, kendinle yeniden tanışmak isteyenler için benzersiz birer yolculuk vadediyor.
kaydırmaya devam ederek gündemden son dakika ve magazin haberlerine havadiskolik.com üzerinden anında erişebilirsiniz.
kaynak
News
