Türkiye’nin enerji bağımsızlığında rüzgarın rolü

Türkiye Rüzgar Gücü Birliği (TÜREB) datalarına nazaran, Türkiye’nin kara ve denizde toplam 150 bin megavat düzeyinde rüzgar gücü potansiyeli bulunuyor.

Türkiye, son 10 yılda işletmeye alınan ve mayıs sonu prestijiyle 11 bin 456 megavata ulaşan rüzgar gücü konseyi gücüyle karasal rüzgar potansiyelinin yüzde 10’unu kullanabiliyor.

Yaklaşık 50 vilayette etkin 3 bin 983 rüzgar gücü heyeti gücüyle Türkiye, geçen yıl ürettiği toplam elektriğin yaklaşık yüzde 11’ini rüzgar santrallerinden karşıladı.

Rüzgar gücü bölümü, 25 bin bireye ekmek kapısı oldu

Gelişen yeni rüzgar türbinleri ile büyüyen kanatlar, yükselen kuleler ve gücü artan jeneratör teknolojileriyle Türkiye’nin rüzgar gücü potansiyelinin de artacağı öngörülüyor.

Türkiye’de mevcut durumda rüzgar yatırımlarının temas ettiği imalat endüstrisi, inşaat, işletme, lojistik, bakım ve tamir, rüzgar mühendisliği, danışmanlık, proje geliştirme üzere direkt ilgili alanlarında yaklaşık 25 bin kişi çalışıyor.

Rüzgar gücü ekipmanı üretiminde Avrupa’da 5. sırada bulunan Türkiye’den 100’den fazla firmanın katkısıyla 6 kıtada 45 ülkeye rüzgar türbini ve aksamı ihraç ediliyor.

Bu sanayi kolunun cirosunun 1 milyar doları aştığı ve son yıllarda şirketlerin ekipman üretiminin yaklaşık yüzde 80’ini ihraç ettiği söz ediliyor.

“Deniz üstü rüzgar potansiyelinin kıymetlendirilmesi için yatırım gerekiyor”

TÜREB Lideri İbrahim Erden, bilhassa karasal rüzgar gücünde Türkiye’nin tüm bölgelerinde üretim potansiyeline sahip alanların bulunduğunu söyledi.

Deniz üstü rüzgar gücünde ise Ege, Marmara ve Karadeniz’in öne çıktığını tabir eden Erden,

Bu alanlarda evvel sabit temelli, sonraki yıllarda da yüzer platformlarda kurulacak deniz üstü rüzgar yatırım alanların kıymetlendirilmesi için yatırımlara muhtaçlık bulunuyor. Türkiye’deki rüzgar santrallerinin büyük kısmını lisanslı, lakin bilhassa son periyotta lisanssız, yani öz tüketim hedefli, rüzgar santrali müracaatları ve kurulumları konusunda kıymetli gelişmeler görülüyor.

diye konuştu.

Erden, son devirde tahsis edilen depolamalı rüzgar kapasitelerinin yaklaşık 20 bin megavata ulaşmasını beklediklerini, yapılan çalışmalarla kapasitenin süratle artacağını tabir etti.

Lisanssız ve depolamalı rüzgar projeleriyle toplamda 40 bin megavatı aşabilecek proje portföyüne ulaşılacağını lisana getiren Erden, şunları kaydetti:

2023’ün birinci 3 ayında gerçekleştirilen epey düşük rüzgar yatırımları nedeniyle de bir alarm zili çalmayı misyon biliyoruz. Bu yavaşlamaya sebep olan ögelerin süratle çözülmesi ile oluşan yeni rüzgar portföyünün süratli biçimde devreye alınması amaç olmalıdır. Bu sayede hem elektrik fiyatları hem de güç arz güvenliği açısından olumlu katkılar daha da artarak devam edecektir. Yatırım noktasında yine devreye alınan Yenilenebilir Güç Kaynaklarını Destekleme Düzeneği düzenlemesinden ötürü memnuniyet duyuyoruz.

Erden, Güç ve Olağan Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın vurguladığı en değerli bahislerden birinin “2053 Net-Zero Emisyon” maksadı olduğunu anımsatarak,

Ulusal Güç Planı dahilinde Türkiye’de uzun vadeli emisyon azaltımı ve güç arz güvenliği gayelerine ulaşmak için yenilenebilir güç kaynaklarından elektrik üretiminin süratle artırılması çalışmaları devam ediyor.

dedi.

kaynak