Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi, bugün düzenlenen basın toplantısı ile 20. kuruluş yılında dikkat çekici iki yeni sergiyi sanatseverlerle buluşturduğunu duyurdu.
Müzenin ev sahipliğini yaptığı ve küratörlüğünü Ulya Soley’in üstlendiği “Ortak Duygular: British Council Koleksiyonu’ndan Yapıtlar” sergisinde British Council Koleksiyonu’ndan 29 sanatçının eserleri bir araya geliyor. Sergi, koleksiyon ve kurumların yalnızca geçmişi korumakla kalmayıp günümüzün toplumsal ve politik dinamikleriyle güçlü ilişkiler kurma potansiyeline odaklanıyor.
Geleceğe dair belirsizlikler ve dönüşümler içinde, ortak duyguların paylaşıldığı bir alan oluşturmaya çalışan sergi, 1930’lardan bu yana oluşturulan koleksiyonu güncel bir yaklaşımla ele alıyor.
Feminist kuramcı Sara Ahmed’in duyguların “yapışkan” olduğu ve insanlar ile nesneler arasında dolaşarak sosyal ilişkileri şekillendirdiği fikrinden hareketle şekillenen sergi, sanatçılar; Larry Achiampong, Laura Aldridge, Ed Atkins, Sonia Boyce, Jake & Dinos Chapman, Eileen Cooper, Tony Cragg, Tracey Emin, Jane England, Cerith Wyn Evans, Graham Fagen, Lucian Freud, Anya Gallaccio, Gilbert & George, Richard Hamilton, Lubaina Himid, Damien Hirst, David Hockney, Michael Landy, Delaine Le Bas, Sarah Lucas, Kate Malone, Chris Ofili, Marc Quinn, Raqib Shaw, Wolfgang Tillmans, Suzanne Treister, Bedwyr Williams ve Madame Yevonde‘nin yapıtlarından bir seçkiyi içeriyor.
Seçki; British Council Koleksiyonu’nun Türkiye’de en kapsamlı hâliyle yer aldığı sergi olma niteliği taşıyor.

Suzanne Treister, 1989. (Suzanne Treister British Council Koleksiyonu izniyle)
ÜÇ BAŞLIKTA KAPSAMLI SERGİ
Sergide yer alan yapıtlar, üç ana tema altında bir araya geliyor: Müze ve koleksiyonların temsil, muhafaza ve değer üretme biçimleri sorgulandığı “Özeni Korumak“, kuir, feminist ve BIPOC sanatçıların işleri, kişisel anlatılarla temsil meselesini bir araya getiren “Tanıdık Yüzler” ve müzelerin, nesnelerin ve koleksiyonların geleceği üzerine spekülatif bir düşünme alanı sunan “Hayali Gelecek“…
‘DUVARLARI OLMAYAN MÜZE’
1930’lardan bu yana şekillenen ve Birleşik Krallık’tan 20. ve 21. yüzyıl sanatına odaklanan British Council Koleksiyonu, bugün yaklaşık 9 bin yapıttan oluşuyor. Kalıcı bir serginin parçası olmak yerine dünyayı dolaşarak farklı bağlamlarda yeniden kurgulanan bu koleksiyon, “duvarları olmayan müze” olarak anılıyor.

Toprak, Ateş, Su ve Havayla Yazılmış Bir Dize sergisinden.
İKİNCİ SERGİ: DÖRT ELEMENT, BİR DİZE
Müzenin 3. katında ziyaretçilerle buluşan diğer yeni sergi ise “Toprak, Ateş, Su ve Havayla Yazılmış Bir Dize” başlığını taşıyor. Daha önce 2014’te düzenlenen “Aurora: Kuzey Ülkelerinden Çağdaş Cam Sanatı” sergisinde İstanbul’daki izleyicilerle buluşan İsveçli sanatçı Åsa Jungnelius, Türkiye’deki ilk kişisel sergisi “Toprak, Ateş, Su ve Havayla Yazılmış Bir Dize” ile Pera Müzesi’nde yer alıyor.
Camı doğa, tarih ve toplumsal bellekle ilişkilendiren çalışmalarıyla tanınan Jungnelius’un pratiğini Elif Kamışlı küratörlüğünde bir araya getiren sergi, dört elementi başlığına taşıyarak doğanın gücüne atıfta bulunurken, her şeyin birbirine bağlı olduğu bir evren fikrine yaslanıyor. Sergide camın kırılganlığı ile taşın dayanıklılığını yan yana getiren yapıtlar, izleyiciyi malzemeyle kurulan çok katmanlı ilişki üzerine düşünmeye davet ediyor.
NEMRUT’TAN DENİZLİ’YE İKİ YOLCULUĞUN İZLERİ
Serginin çerçevesini iki yolculuk çiziyor. İlki Nemrut Gölü kıyılarından Kars’a, lavın yeryüzüne çıkıp aniden soğumasıyla oluşan, doğal cam diye tanımlanan obsidyen kaynaklarına uzanıyor. Üç farklı bölgeden toplanan taşlar, Jungnelius’un burada geçirdiği zamanı imleyen koleksiyonunun bir parçası olarak vitrinlerde sunuluyor.
Şişecam’ın el yapımı cam fabrikası için Denizli’ye yapılan yolculuklarsa ikinci rotayı oluşturuyor. Sergideki dört eserde sanatçı, ustaların üretimdeki nesneleri son aşamada standart üretimin aksine serbest üfleyerek, “ömrünü bir malzemeye adayanların ruhlarının” nefesleriyle nihai formu vermeleriyle oluşturmuş.
Öte yandan sanatçının üretim süreçlerine ve arazi çalışmalarına eşlik eden fotoğraf serileriyle İsveçli fotoğrafçı Peo Olsson, serginin araştırma damarını görünür kılıyor. Bu eşlik, doğal camın oluşumundan fırının içindeki dönüşüme kadar malzemenin coğrafi ve kültürel izlerini belgeliyor.
Her iki sergi de 18 Ocak’a kadar Pera Müzesi’nde sanatseverlerle buluşmaya devam edecek.
kaydırmaya devam ederek gündemden son dakika ve magazin haberlerine havadiskolik.com üzerinden anında erişebilirsiniz ve bizi twitter hesabımızdan takip etmeyi unutmayın ! https://x.com/havadiskolik
SEKTÖREL
23 saat önceSEKTÖREL
2 gün önceGÜNDEM
3 gün önceGÜNDEM
3 gün önceSEKTÖREL
10 gün önce
1
2022 Yılında İzmirde Yapılacak Olan Festivaller ve Etkinlikler, Festival Tarihleri ve Detayları!
1315 kez okundu
3
İmtihana girecek öğrencilere 12 milyon ücretsiz kitap
864 kez okundu
4
‘The Cleaning Lady’ dizisi Türkiye’ye uyarlanıyor
782 kez okundu
5
Fıstıklı Plajı; Marmara Denizinin İncisi
567 kez okundu