Haber: Hasan Çakır
Habip Aydoğdu’nun sanatsal dil kardeşleri hangi sanat dallarıdır diye sorulsa, ilk sıraları şiir ve caz alır. Resim, caz ve şiir öz kardeşlerdir… Bu üç sanat dalı, biçimsel olarak farklı olsa da, derinlerde iç içe geçmiş pek çok özellikleri var. Caz, müzikte doğaçlamanın en saf halidir. Caz sanatçısı, anın ruhuna göre melodiler üretir. Serbest şiirde ise ritim ve imgeler anlık duygularla şekillenir. Resimde, özellikle dışavurumcu soyut çalışmalarda, fırça darbeleri doğrudan içsel dürtülerle yönlenir. Ritim, her üç disiplinde de izleyiciyi içine çeken, duygusal dalgalar üreten bir enerji kaynağıdır. Bütün bunlar, sanatçının iç dünyasıyla o anki enerjisi arasında köprüler kurar. Arada oluşan duygusal dalgalar, kompozisyonun ritmini belirler; çizgilerin, renklerin, lekelerin, boşlukların görsel armonisini kurgular.
Caz doğaçlamaları eşliğinde canlı resim performansları gerçekleştirmek de Habip Aydoğdu’nun sanatsal geçmişinde yer alan etkinliklerdendir. 1994 yılında Ankara ve İstanbul’da Yıldız İbrahimova ve Tuna Ötenel ile müzik, resim ve dansı buluşturan etkinlikler gerçekleştirdi.
Aydoğdu, daha sonra Adonis ile gerçekleştirdiği Kan Kırmızı adlı sergide de şiirle resmi buluşturdu. Bu birliktelik, özellikle görsel renk, form ve anlatım dilinin nasıl bir şiir iklimi barındırdığını açıkça gösterdi. Farklı sanat dallarının iç içe geçerek anlatım gücünü nasıl artırabileceğini ve evrensel normları yaşama geçirebileceğini yine bu etkinlikte tanık olduk.
Habip Aydoğdu, Türk resim sanatına lirik soyutlamanın güçlü örneklerini sunmuş, renklerin ve fırça vuruşlarının anlatım gücünü ustaca kullanmış, duygusal ve düşünsel derinliği olan, özgün bir kişilik olmayı başarmış bir sanatçıdır.
Modern Türk resminin önemli temsilcilerinden biri olarak kabul edilen Habip Aydoğdu, yerelden evrensele uzanan zorlu yolda anlatım dilini zenginleştirmiş, sanatsal kimliğini kabul ettirmiştir. Çağdaş sanat ortamında bilinen, bir çırpıda farkına varılan özgün üslubuyla dikkatleri çeken sanatçı; lirik, enerjik, dinamik form ve özel renklerle anlatmak istediklerini görünür kılıyor.
Eserlerinde sadece görsel bir estetik sunmakla kalmaz, aynı zamanda izleyiciyi duygusal bir yolculuğa çıkarır. Resimlerindeki hüzün, neşe, dinginlik, gerginlik gibi farklı duygular, izleyicide güçlü bir etki yaratır. Renkler onun için sadece birer estetik araç değil, aynı zamanda görsel dilin ve duygunun taşıyıcısıdır.
Yaşamı boyunca sürekli bir arayış içinde olan sanatçı, farklı malzeme ve teknikler kullanarak kendi üslubunu sürekli geliştirmiştir.
Doğaçlama yöntemlerle çalışmak; ruhuyla, bedeniyle, beyniyle bütünleşen bir üretim sürecidir. Bu yol ile iç dünyasını dış dünyayla özgürce buluşturur, klasik kurallara bağlı kalmadan yaratma alanını genişletir. Zihnindeki sınırları kaldırır; yeni fikirlere, alışılmadık kombinasyonlara ve özgün anlatımlara pencereler açar.
Aydoğdu’nun resimleri, çok katmanlı bir yapı sunar. Her katman, farklı bir anlam dünyasına açılır. Bu yapı, izleyiciyi hem görsel hem de düşünsel bir yolculuğa çıkarır. İzleyici, kendi kültürel birikimi ve duygularına göre farklı düzeylerde anlamlar çıkararak yorum yelpazesini genişletebilir.
Aydoğdu’nun eserlerinde figüratif ögeler ile soyutlama arasında geçişler görülür. Soyut bir form, pekâlâ bir figürün izdüşümü olabilir…Ya da bir leke, bir benek somut bir nesneyi sembolize edebilir.
Sanatçı, resimlerine zaman zaman yazı, notlar ya da metinsel öğeler yerleştirir. Bu yazılar doğrudan okunur metinler olabileceği gibi, bir görüntü ya da sembol unsuru hâline de dönüşür. Yazı ve metinler, Aydoğdu’nun sanatsal dilinde sadece sözel ifadeler değil; görsel unsurlar olarak da işlev görür. Yazı, resmin bir dokusu, bir parçası hâline gelmiştir pek çok resimde.
Aydoğdu’nun resimlerinde görsel yapının derinlerinde; metaforlar, imgelemler ve çağrışımlar yer alır. Eserlerde semboller, işaretler, imgesel referanslar yoğun olarak kullanılır. Basit görünen unsurların ardında derin anlam katmanları bulunur.
Sanatçı, yapıtlarında zaman ve mekân sınırlamalarını aşmayı hedefler; deneyimleri geçmiş, şimdi ve geleceği aynı anda barındıran bir yapıya dönüştürür.
Habip Aydoğdu’nun son çeyrek yüzyılda ürettiği eserlerden oluşan güncel sergisi 23 Eylül-14 Aralık 2025 tarihleri arasında “Yaşanmamış Tarihe Notlar: Habip Aydoğdu ile Belleğin Kıyılarında” adıyla Ankara’daki CerModern’de yer alıyor. Küratörlüğünü Mustafa
Ağatekin’in yaptığı bu sergi özgün düzenlemesi, zengin içeriği ve nitelikli sunumuyla 2025 yılının son çeyreğinde kaçırılmaması gereken önemli bir etkinlik olarak albenisini koruyor…
kaydırmaya devam ederek gündemden son dakika ve magazin haberlerine havadiskolik.com üzerinden anında erişebilirsiniz ve bizi twitter hesabımızdan takip etmeyi unutmayın ! https://x.com/havadiskolik
SEKTÖREL
2 gün önceSEKTÖREL
3 gün önceGÜNDEM
4 gün önceGÜNDEM
4 gün önceSEKTÖREL
11 gün önce
1
2022 Yılında İzmirde Yapılacak Olan Festivaller ve Etkinlikler, Festival Tarihleri ve Detayları!
1317 kez okundu
3
İmtihana girecek öğrencilere 12 milyon ücretsiz kitap
865 kez okundu
4
‘The Cleaning Lady’ dizisi Türkiye’ye uyarlanıyor
783 kez okundu
5
Fıstıklı Plajı; Marmara Denizinin İncisi
571 kez okundu