Türkiye, 6 Şubat’ta merkez üssü Kahramanmaraş olan 7.7 ve 7.6’lık zelzelelerle sarsıldı.
11 ili etkileyen binalar binlerce canımıza mezar oldu.
Meydana gelen sarsıntıların akabinde bölgedeki TOKİ konutlarında rastgele bir badire görülmedi.
Böylelikle TOKİ’nin yaptığı konutların sağlamlığı kanıtlanmış oldu.
Toplu Konut Yönetimi Lideri Ömer Bulut kıymetli açıklamalarda bulundu.
Ömer Bulut, TOKİ’nin önceliğinin yatay mimari olduğunu belirtti.
“Tünel kalıp sistemi kullanıyoruz”
Bulut, bina temellerine gelen yükün azaltılmasının ehemmiyetine dikkat çekerek şu tabirleri kullandı:
Tünel kalıp dediğimiz sistemi ilgili inşaatlarda yüklü olarak kullanıyoruz. Bunun yanında konvansiyonel dediğimiz çerçeve sistemi kolon, kiriş sisteminin de kullanıldığı yerler var. Tünel kalıp sisteminde de çerçeve sisteminde de radye temelden vazgeçmiyoruz. İnsanlarımız soruyor; ‘Binalarımız radye temelli mi’, binanın tamamı radye temelli olabilir. Temelden sonra ki taşıyıcı elemanlarda en az temel kadar değerli.
“Betondan alınan numuneler çok önemli”
Betonlardan alınan numunelerin kıymetini vurgulayan Bulut şöyle devam etti:
Burada kullandığımız C25 betonu direnci sağlayacak, hangi oranda neyin kullanılacağını belirten adeta reçete üzere bir karışım dizaynımız var. Betonda santralde hazırlandıktan sonra buraya getirilmesi, yerine yerleştirildikten sonra uygun vibrasyonu yapılmış mı, ona bakılıyor. Dolasıyla da o süreci de yordamına uygun yapma suretiyle döküm esnasında da döktüğümüz betondan da numune almak suretiyle 20’lik küpler halinde numuneler alıp bir gün saklıyoruz. Zira siz taşımaya kalktığınız vakit birinci fizibilitesini almadan örselenmiş hale gelir. O birinci günün sonunda laboratuvara gönderiyoruz. Laboratuvarda bizim dışımızda büsbütün bakanlığımız tarafından lisans almış bu laboratuvarlar onları 7 gün müddetle bekletiyor. Bir kısım numuneleri 7’nci günde kırmak üzere, bir kısım numuneleri de 28 günde kırmak suretiyle gerçek dayanımda olup olmadığını test ediyor. Bugüne kadar burada rastgele bir sorun yaşamadık; lakin yaşarsak ne yapıyoruz; hangi numune hangi kattan alındı, içerisinde çipli beton dediğimiz artık hangi tabliyede, perdede dökülmüş biliniyor zati. Şayet bir durum varsa çabucak orada gerekirse kırmak suretiyle orayı tekrar yapıyoruz.
“Bu sistem yaygınlaştı”
Konvansiyonel teknikle oluşturulan yapılarda kalıpların sökümünün vakit alacağını belirten Bulut, tünel kalıp sisteminin tercih edilmesinin, üretimden sonraki basamaklarda da takıma büyük kolaylık sağlayacağını kaydetti.
Sistemin avantajlarını anlatan Bulut şöyle konuştu:
Sistem, yalnızca sarsıntıya karşı sağlam olan bir sistem değil. Sistem, o binaların cepheleriyle ilgili daha sonra da yaptığınız çalışmalarda kolaylıklar sağlayacaktır. Tünel kalıp sistemi, taşıyıcı elemanlarının fazlalığı sebebiyle yapıyı zelzeleye karşı daha güçlü hale getiriyor. Bir ayak numaramız var bizim, yükümüzü yere aktaran yapılar bunlar. Şayet olağan ayakkabı ile yürürseniz, vakitle batarsınız. Bunu da o denli düşünün. Evvelce her kolonun yani taşıyıcı elemanın altına gelecek halde tekil temel yapıları yapılırdı. Daha sonra ortaları taşıyıcı olmadığından doldurulurdu. Bu türlü olduğunda, bir kolon yükü transfer edilirken, yalnızca kendi bölgesine transfer ettiğinden ötürü o kolonun temelinde hasar meydana geldiği vakit bina stabilizesini kaybedebiliyordu. Onun için bu sistem yaygınlaştı artık.
“Taşıyıcı elemanlar büyük değere sahip”
Bulut, bütün temellerin artık radye temele döndüğünü kaydederek açıklamasını şu biçimde tamamladı:
Tünel kalıp sistemini kullanmayıp konvansiyonel yapıyı tercih eden ve radye temel yapmayan kalmadı. Zira bütün temeller artık radye temele dönmüş durumda. Lakin, yalnızca kâfi olan yalnızca radye temel değil. Radye temel, temelle taban ortasındaki ahengi sağlayan sistemdir. Onun üzerindeki taşıyıcı elemanlar o yükü radyeye aktarıyor, yani taşıyıcı elemanlar da çok kıymetli. Yalnızca radye temel üzerine oturuyor olması ‘depreme karşı güvenlidir’ manasına gelmiyor.
