DOLAR 42,9259 0.13%
EURO 50,6303 -0.18%
ALTIN 6.249,701,29
BITCOIN 37593550.36866%
İstanbul

HAFİF YAĞMUR

SABAHA KALAN SÜRE

Nükleer denetimde alarm: 2026’da yeni kriz kapıda

Nükleer denetimde alarm: 2026’da yeni kriz kapıda

ABONE OL
Aralık 28, 2025 12:34
Nükleer denetimde alarm: 2026’da yeni kriz kapıda
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Uluslararası nükleer silahların denetimine ilişkin hukuki yapı, 2026 yılında daha da zayıflama riskiyle karşı karşıya.

Uzmanlar, mevcut kırılgan küresel konjonktürde bu sürecin zor yönetilebilir bir nükleer krize kapı aralayabileceği uyarısında bulunuyor.

2026’nın ilk yarısında iki kritik gelişme öne çıkıyor:

  • Bunlardan ilki, ABD ile Rusya arasındaki New START Anlaşması’nın 5 Şubat’ta sona erecek olması.
  • Diğeri ise nükleer silahların yayılmasını önlemeyi amaçlayan ve küresel nükleer güvenliğin temel direği olarak görülen Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması (NPT) için nisan ayında New York’ta yapılacak olan Revizyon Konferansı (RevCon).

Her dört ya da beş yılda bir düzenlenen RevCon’un temel amacı NPT’nin sürdürülebilirliğini sağlamak.

Ancak son iki konferansta, antlaşmaya taraf olan 191 ülke ortak bir nihai metin üzerinde uzlaşamadı. Uzmanlara göre, 2026’da da benzer bir başarısızlık olasılığı yüksek.

“GÖRÜNÜM KARAMSAR”

Bulletin of the Atomic Scientists Başkanı Alexandra Bell, aralık ayı başında yaptığı açıklamada, “Bu RevCon son derece zor geçecek. Nükleer silahların denetimine ilişkin yapının geleceği karamsar” uyarısında bulundu.

Moskova merkezli Enerji ve Güvenlik Çalışmaları Merkezi (CENESS) Direktörü Anton Khlopkov ise Birleşmiş Milletler’in düzenlediği çevrim içi toplantıda, “Nükleer silahların denetimine ilişkin yapı neredeyse tamamen sökülme noktasına geldi” dedi.

Khlopkov, RevCon için “Mevcut koşullar altında gerçekçi olmalı ve elde kalanları korumaya çalışmalıyız” değerlendirmesinde bulundu.

ABD’nin İran’daki nükleer tesislere yönelik saldırıları, Rusya’nın nükleer tahrikli füze denemeleri ve ABD’de Donald Trump’ın nükleer denemelere dönüş sinyalleri vermesi, 2025’te nükleer tabloyu daha da kararttı.

Fransa merkezli Stratejik Araştırmalar Vakfı’ndan (FRS) Emmanuelle Maitre, nükleer silahların denetimine ilişkin yapının onlarca yıl boyunca Washington–Moskova ekseni üzerinde inşa edildiğini, ancak Çin’in artan gücü ve yeni teknolojilerin bu sistemi zayıflattığını belirtti.

Pekin Üniversitesi’nden Hua Han ise, nükleer ve konvansiyonel güçler arasındaki artan iç içe geçişin ve hipersonik silahlar ile füze savunma projelerinin, klasik nükleer caydırıcılığı çok alanlı bir yapıya dönüştürdüğünü ifade etti.

Uzmanlara göre, ABD, Rusya ve Çin’in oluşturduğu üç kutuplu yapı, Soğuk Savaş’ın iki kutuplu sistemine kıyasla çok daha karmaşık riskler barındırıyor. Çin ile Rusya arasındaki gelişen işbirliği ise özellikle Avrupa ve Asya-Pasifik bölgelerinde caydırıcılık hesaplarını daha da zorlaştırıyor.

NEW START’IN SONA ERMESİ BEKLENİYOR

Bu koşullar altında, silah sayısını sınırlayan ve denetim mekanizmaları öngören New START Anlaşması’nın uzatılmadan sona ermesi güçlü bir ihtimal olarak görülüyor.

Emmanuelle Maitre, “Denetim mekanizmaları fiilen artık çalışmıyor. Füze hareketlerine ilişkin bildirimler bile ortadan kalktı. Geriye sadece tarafların gönüllü olarak üst sınırlara uyması kaldı” dedi.

ABD’de stratejik çevrelerin önemli bir bölümünün New START’tan çıkmayı kendi çıkarları açısından gerekli gördüğünü belirten Heritage Foundation uzmanı Robert Peters, Washington’un yalnızca Moskova ile sınırlı bir anlaşmaya bağlı kalmak istemediğini ifade etti.

Çin ise, daha küçük bir nükleer cephaneliğe sahip olduğu gerekçesiyle, üçlü silah denetimi görüşmelerine şu aşamada kapıyı kapatıyor.

NÜKLEER KAPASİTESİ EN HIZLI ARTAN ÜLKE: ÇİN

İngiltere merkezli Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü (IISS), Çin’in dünyada nükleer kapasitesini en hızlı artıran ülke olduğunu ve her yıl yaklaşık 100 yeni nükleer başlık ürettiğini belirtiyor.

IISS’ye göre, New START bu soruna bir çözüm sunmuyor.

Uzmanlar, anlaşmanın sona ermesinin 6 Şubat’tan itibaren ani ve yıkıcı sonuçlar doğurmasını beklemiyor.

Ancak denetim araçlarının uzun vadede tamamen ortadan kalkmasının, nükleer kriz riskini ciddi biçimde artıracağı uyarısı yapılıyor.

Emmanuelle Maitre, RevCon’dan bağlayıcı bir sonuç çıkmamasının kısa vadede somut bir felaket yaratmayacağını ancak uzun vadede ciddi bir boşluk oluşturacağını belirterek, “NPT ne kadar işlevsiz hale gelirse, kriz anlarında kolektif çözümler üretmek de o kadar zorlaşır” değerlendirmesinde bulundu.


kaydırmaya devam ederek gündemden son dakika ve magazin haberlerine havadiskolik.com üzerinden anında erişebilirsiniz ve bizi twitter hesabımızdan takip etmeyi unutmayın ! https://x.com/havadiskolik

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.