Türkiye’nin beklediği seçimde hareketlilikler yaşanıyor.
Adaylar ve siyasi isimler ise bu süreçte televizyon ekranlarında ve alanda vatandaş ile bir ortaya gelmeye devam ediyor.
TBMM Lideri Mustafa Şentop TRT Haber canlı yayınında da seçime ait soruları yanıtladı.
Seçime iştirakin yüksek olmasının, Türkiye’de siyasetin ne kadar tesirli ve sonuç değiştirici olduğunu gösterdiğine işaret eden Şentop, seçime iştirakin, Türkiye demokrasisi açısından çok değerli olduğunu herkesin bilmesi ve bunu idrak etmesi gerektiğini söyledi.
Öte yandan Şentop, “Türkiye’de siyasetçilerin muhalefetini kâfi görmemiş olacaklar ki ABD’deki, İngiltere’deki, Fransa’daki, Almanya’daki mecmualar taarruza geçtiler diyerek “Mesele Tayyip Erdoğan’ı indirmek değil, hilali kırmaktır. Bu seçimin ana fikri bu” ifadelerini kullandı.
“Türkiye’nin tam bağımsız duruşu, siyasetler izlemesi önemli”
TBMM Lideri Şentop, bütün seçimlerde vatandaşın, seçimden sonra ülkenin idaresiyle ilgili beklentilerine kimin karşılık verebileceğini düşünerek oy kullandığını lisana getirerek şöyle konuştu:
Bu seçimin daha kıymetli bir ögesi var. Uzun bir müddet salgın periyodu yaşadık. Onun meydana getirdiği toplumsal, ekonomik, siyasi ve milletlerarası alanda çok kıymetli tesirleri var.
Hemen sonrasında Rusya-Ukrayna savaşı başladı. Bu türlü bir süreçte seçime gidiyoruz. Türkiye’nin tam bağımsız duruşu, siyasetler izlemesi kıymetli. Türkiye’yi bölgemizde değerli ve değerli kılan da budur.
“Türkiye, müstakil kararlar alan tam bağımsız duruşu ortaya koyan bir ülke”
CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “Rusya’daki Türk yatırımlarını sürdüreceği, lakin Rusya’ya yaptırım konusunda Batı’nın kararlarına uyacağı” halindeki açıklamasına değinen Şentop, şunları kaydetti:
Sayın Kılıçdaroğlu’nun o değerlendirmesini çok yanlış buluyorum. Türkiye, Birleşmiş Milletler’in kararıyla alınmış olan ambargolara, yaptırımlara uyuyor. Bunun dışında birtakım ülkelerin yalnızca kendi çıkarları istikametinde aldığı yaptırım kararları var.
Bunlara Türkiye niçin uysun? Biz kendi milletimizin çıkarları, istikametinde kararlar alır ve hareket ederiz; siyaset belirleriz. ABD kendi ülkesinin çıkarlarına nazaran birtakım yaptırım kararları almış, ‘Herkes buna uysun’. Biz niçin buna uyalım? Milletimizin, Türkiye Cumhuriyeti’nin çıkarıysa evet uyarız.
Niye uymayalım? Biz, öteki ülkenin çıkarına hizmet edecek kararlara, yaptırım kararı da dahil niçin uyalım? Bunu ben çok mantıksız, Türkiye’yi zayıflatan, biraz da aşağılık kompleksi içeren bir yaklaşım olarak görüyorum.
Türkiye bunları çoktan aştı. Türkiye, müstakil kararlar alan tam bağımsız duruşu ortaya koyan bir ülke. Bütün dünyada sağladığı bir prestij var. Bunun sonuçlarını da görüyoruz.
“Erdoğan ismi yaşadığımız süreçte Türkiye ile özdeşleşmiştir”
Mustafa Şentop, seçimlerde birbirleriyle yarışan partilerin olması gerektiğini, lakin bu seçimde bu türlü bir yarışın olmadığını lisana getirdi.
Muhalefetin, Batı’nın siyasetlerinin peşine takıldığını tabir eden Şentop şu sözleri kullandı:
Diğer adaylar, Tayyip Erdoğan’a karşı çıkanların oylarını ne kadar alabilirlerse o kadar başarılı olacaklarını düşünüyorlar. Tarihin kimi periyotlarında isim, artık o önderin ismi olmaktan çıkar; o ülkenin yazgısıyla özdeşleşir.
Recep Tayyip Erdoğan ismi, yaşadığımız bu süreçte Türkiye ile özdeşleşmiştir. Türkiye’nin yazgısıyla, mukadderatıyla Tayyip Erdoğan’ın yazgısı üst üste binmiştir.
“Teröristleri bulduğumuz yerde etkisiz hale getiriyoruz”
Türkiye’nin etrafının kuşatılmaya çalışıldığını, bu emelle Suriye’nin kuzeyinde denetimsiz bir alan oluşturulduğunu ve orada etnik bir paklık yapıldığını belirten Şentop, bilhassa Arapların yaşadığı bölgelerin boşaltılarak, terör örgütünün kendi istediği ögelerin bölgeye yerleştirildiğini anlattı.
Şimdi ise o bölgede bir terör devleti kurulmasının istek edildiğine dikkati çeken Şentop, Türkiye’nin gerçekleştirdiği operasyonlarla buna müsaade etmeyeceğini gösterdiğine işaret etti.
Bu operasyonların, gerekli görüldüğü anlarda da yapılmaya devam edildiğini vurgulayan Şentop şunları konuştu:
Eskiden teröristler, Türkiye içerisinde katliamlar yapardı, biz o teröristleri takip ederdik. Artık o denli değil. Teröristleri bulduğumuz yerde etkisiz hale getiriyoruz. O denli ki teröristleri himaye eden ülkelerin askeri ve sivil yetkililerinin kucağında teröristi etkisiz hale getirebiliyoruz.
Savunma sanayi alanında sağlamış olduğumuz gelişmelerin bunda çok ehemmiyeti var. Artık bunun için buna karşı çıkıyorlar. Bu nedenle Türkiye’nin etraf ülkelerle bağlarından vazgeçmesi isteniyor.
“Mesele Tayyip Erdoğan’ı indirmek değil, hilali kırmaktır”
Muhalefetin, Türkiye’yi yönetmeyi bir belediyecilik işi üzere görme başında olduğunu lisana getiren Şentop, cezaevlerindeki teröristlerin çıkarılacağı tarafındaki telaffuzların kendisine nazaran tali bir sıkıntı olduğunu söyledi.
Türkiye’nin hudut ötesindeki silahlı kuvvetlerini geri çekmesi ve bir daha hudut ötesinde harekat yapmaması istikametinde bir taahhüdün verildiği telaşını taşıdığını aktaran Şentop, şöyle devam etti:
Eğer bir pazarlık varsa bölgeyi tekrar dizayn etmek isteyen güçlerin bir kararı var. Bir pazarlık varsa temel onlarla yapılmış bir pazarlık vardır. Yoksa ‘şunu cezaevinden çıkaracağız, bunu cezaevinden çıkaracağız’ telaffuzları kıymetli bir sorun değil.
Türkiye’de siyasetçilerin muhalefetini kâfi görmemiş olacaklar ki ABD’deki, İngiltere’deki, Fransa’daki, Almanya’daki mecmualar taarruza geçtiler. Tayyip Erdoğan, Türkiye demektir.
Mesele Tayyip Erdoğan’ı indirmek değil, hilali kırmaktır. Bu seçimin ana fikri bu. Milletimizin bu bakımdan büyük bir iştirak göstereceğini ve bu ana fikri anladığını düşünüyorum. Türkiye’nin bu büyük yürüyüşüne milletimizin dayanak vereceğine inanıyorum.
“Toplumun 100 yılını inkar eden bir yaklaşım bu toprakların sesi olamaz”
Muhalefetin “100 yıllık Cumhuriyet’i değiştireceğiz” telaffuzlarına de değinen Şentop, “Bunu, Türkiye’nin tarihine, tüm millete bir hakaret olarak görüyorum. Bu mühlet içerisinde toplumun çeşitli kesitlerinin yaşadığı kimi dertler olabilir. Bu bakımdan toplumun 100 yılını inkar eden bir yaklaşım bu toprakların sesi olamaz.
Türk milleti, en zayıf periyotlarında bile bu telaffuzlara gerekli karşılığı vermiştir. Bu telaffuzun, Kürt-Türk tüm vatandaşlarımıza bir hakaret olduğunu düşünüyorum.” ifadesini kullandı.