Muğla’da yaşanılan arkadaş cinayetinde yargılama süreci devam ediyor.
13 Aralık’ta saat 22.30 sıralarında Seydikemer ilçesi Bağlıağaç Mahallesi’nde meydana gelen olayda Kezban Çelik, meskenine gelen arkadaşı Ömer Karaca’yla tartıştı.
Tartışmanın arbedeye dönüşmesiyle Çelik, konutundaki av tüfeğiyle arkadaşına ateş etti. Silah sesini duyan mahallelinin 112 Acil Davet Merkezi’ne ihbarıyla adrese, jandarma ve sıhhat takımları sevk edildi.
Hayatını kaybetti
Sağlık vazifelilerinin denetiminde sol omzuna fişek isabet eden Ömer Karaca’nın hayatını kaybettiği belirlendi. Karaca’nın cenazesi, otopsinin akabinde toprağa verildi. Gözaltına alınan Kezban Çelik, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
Olayla ilgili hazırlanan iddianamede Çelik için ‘Kasten öldürme’ suçundan müebbet mahpus cezası istemiyle dava açıldı.
“Korkutmak istedim”
Çelik, Fethiye 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün hakim karşısına çıktı. Duruşmaya tutuklu sanık Çelik’in yanı sıra Karaca’nın babası Bayram Karaca ve taraf avukatları katıldı.
“Onun eli tetikteydi, şoka girdim”
Duruşmada birinci olarak kelam verilen Çelik, olayı şu sözlerle anlattı:
Ömer Karaca’yı uzun vakittir tanıyorum. Kendisini daima arkadaş olarak gördüm. Kendisini daha evvel sarkıntılık ettiği için karakola şikayet ettim. Daha sonra düzeldiğini düşünerek yine konuşmaya ve iletileşmeye başladık. Olay günü Ömer Karaca’dan sigara istedim. Kendisi geldiğinde sarhoş üzereydi. Yanında getirdiği viskiyi çıkardı. Oturup içmeye başladı. Ben de çok az içtim. Sonrasında üstüme geldi ve ben kaçıp öbür koltuğa geçtim. Yeniden gelip beni öpmeye çalıştı. Babama ilişkin olan av tüfeği gözüme ilişti. Elime aldım ve korkutmak istedim.
Ancak Ömer hiç korkmadı. Göğsünü namlunun ucuna dayadı. ‘Bunu eline aldıysan sıkacaksın’ dedi. Bu biçimde kapıya yanlışsız ilerledik. Ömer bir eliyle tüfeğin ucunu göğsüne bastırıyor, bir eliyle de tetiğe gerçek uzanıyordu. Bana ‘Haydi vur’ diye bağırıyordu. Bu esnada art odada bebeğim ağlıyordu. Bir anda tüfek ateş aldı. Benim elim o sırada tetikte değildi. Onun eli tetikteydi. Şoka girdim. Bebeğimin yanına koştum.
“Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum”
Suçlamaları reddeden Çelik, “Kapıdan tangur tangur ses geldi. Havaya ateş edildiğini, Ömer’in de çıkıp gittiğini düşündüm. Daha sonra odaya girdiğimde Ömer’i yerde gördüm. Tüfek de kapının orada dikiliydi. Nasıl o pozisyona geldi hatırlamıyorum. Acil davet merkezini arayıp ambulans istedim. O sırada şok geçiriyordum. Muhakkak Ömer’i öldürmek istemedim. Yalnızca korkutmak istemiştim. Silah nasıl ateş aldı bilmiyorum. Ben olağanda tüfek kurmasını bilmiyorum. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum” dedi.
Duruşmada kelam alan müşteki avukatı Ramazan Yıldırım, olayın yaşandığı gece, meskenin camının kırıldığını, camın içeriden dışarıya değil, dışarıdan içeriye yanlışsız kırıldığını belirterek, bu nedenle olay yerinde 3’üncü kişinin daha olabileceğini söyledi. Yıldırım, ayrıyeten Çelik’in olayı tasarlayarak, şuurlu ve taammüden yaptığını savundu.
Çelik’in avukatı Hakkı Kavas ise tüfeğin dik olarak değil çapraz olarak tutulduğunu, Ömer Karaca’nın tetiğe uzanabileceğini belirtti.
Acılı anne konuştu: Oğlum vicdanlı insandı
Savunmaların akabinde orta karar açıklandı.
Çelik’in tutukluluk halinin devamına karar veren heyet, belgedeki eksiklerin giderilmesine hükmedip duruşmayı erteledi.
Duruşmanın akabinde gazetecilere açıklamada bulunan Ömer Karaca’nın annesi Nursel Karaca, “Oğlum çok vicdanlı insandı. Bir yıl bunların her istediğini yaptı. O gün bilerek oğlumu çağırıp, öldürdüler. Sonuna kadar şikayetçiyiz” dedi.
