DOLAR 42,5203 0.04%
EURO 49,5915 -0.02%
ALTIN 5.788,720,63
BITCOIN 3852863-1.97985%
İstanbul
16°

AÇIK

SABAHA KALAN SÜRE

Medya üzerindeki baskı artıyor… 150 gazeteci hakim karşısına çıktı!

Medya üzerindeki baskı artıyor… 150 gazeteci hakim karşısına çıktı!

ABONE OL
Ekim 17, 2025 18:32
Medya üzerindeki baskı artıyor… 150 gazeteci hakim karşısına çıktı!
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Temmuz–Eylül 2025 döneminde Türkiye’de medya özgürlüğü yeniden yargı baskısı, sansür ve şiddet sarmalına girdi. 150 gazeteci hakim karşısına çıktı; bazıları gözaltına alındı, tutuklandı. Televizyon kanalları karartıldı, haber sitelerine erişim engelleri getirildi. 32 yıl aradan sonra Uğur Mumcu davasında Mehmet Ağar tanık olarak ifade verirken, mahkeme salonları gazetecilere bir kez daha “ifade özgürlüğünün ağır bedelini” hatırlattı.

Bianet’ten Erol Önderoğlu’nun haberine göre, Gazeteci Uğur Mumcu’nun aracının altına 24 Ocak 1993’te bomba yerleştirerek ölümüne neden olan kişi olarak gösterilen ve İnterpol aracılığıyla arandığı iddia edilen Oğuz Demir’in yargılanmasında, o yılların İçişleri Bakanı Mehmet Ağar tanık sıfatıyla dinlendi. 22 Eylül’de dinlenen Ağar, Mumcu “Bu adayla ilgili engellemeye sebep oldunuz?” sorusuna “Tam tersi bizim Uğur ile bir hukukumuz vardı” şeklinde yanıt verince Mumcu’nun kızı Özge Mumcu, “Hayır, böyle bir şey yoktu” şeklinde karşılık verdi. 32 yıl sonra mahkeme, bombacı ve ailesinin bulunduğu yerin araştırılması için Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Milli İstihbarat Başkanlığı ile Dışişleri Bakanlığı’na yazı yazılmasına karar verdi.

Türkiye’de keyfi gazeteci tutukluluğu ağır bir ihlal durumu olarak medya özgürlüğüne zarar vermeyi sürdürüyor. Son üç ayda da, gazeteciler Fatih Altaylı ve Furkan Karabay YouTube yayınlarından, Ercüment Akdeniz HDK soruşturmasından ve Nevşehir’de Can Taşkın’ın da kaleme aldığı iki yazısından mahpusluğu konuşuldu. LeMan dergisinin beş temsilcisi de, Cumhurbaşkanı’ndan Adalet Bakanı’na kadar birçok iktidar temsilcisinin müdahalesi sonrası şiddet altında gözaltına alınıp “kin ve düşmanlığa tahrik” iddiasıyla tutuklandı. Dördü adli kontrol altında bırakılırken karikatürist Doğan Pehlevan’ın tutukluluğu da uzatıldı.

Dört gazetecinin gözaltına alındığı son üç ayda, ayrıca, gazetecilere yönelik zorla, polis eşliğinde ifade verme pratikleri dikkat çekti. “Darbe sürüyor. Halkın iradesi gasp ediliyor. Sandığın manası kalmıyor” şeklindeki paylaşımı nedeniyle gazeteci Timur Soykan gözaltına alınırken elektronik imzanın güvenirliğini sorgulayan T24 haber sitesi gazetecisi Tolga Şardan ile TELE1 yayın yönetmeni Merdan Yanardağ, program moderatörü Musa Özuğurlu ve sorumlu müdür İhsan Demir de polis zoruyla ifade için adliyeye götürüldü.

Son üç ayda yargılanan 150 kadar gazeteci, ağırlıklı olarak Türk Ceza Kanunu (TCK) ve Terörle Mücadele Kanunu (TMK) uyarınca; “devlet kurumlarını aşağılama”, “soruşturmanın gizliliğini ihlal”, “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma”, “kişisel verileri ifşa”, “örgüt propagandası” ve “örgüte yardım” gibi suçlamalardan yargılanırken, Ece Üner ve Merdan Yanardağ “devlet kurumlarını aşağılama” iddiasından yapılan yargılamalar sonucunda beraat etti. Gazeteci Ahmet Güneş, “örgüt üyeliği” suçlamasından aklanırken Buse Söğütçü için “terörle mücadele eden görevliyi hedef göstermek” gerekçesiyle verilen beraat kararı da onandı. Bu dönemde Yargıtay’ın Evrensel gazetesinden Cem Şimşek ve gazeteci Ahmet Ayva’ya yönelik ilk derece mahkemelerin “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten verdiği cezaları bozması ve Anayasa Mahkemesi’nin gazeteci Murat Aksoy’a “örgüte yardım”dan verilen cezayı ve Evrensel’e verilen tazminat hükmünü de basın ifade özgürlüğüne aykırı olarak tescil etmesi son üç ayın olumlu gelişmelerinden oldu.

Diğer yandan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklandığı süreçte Saraçhane’deki mitingleri haberleştiren gazetecilerin, Eskişehir ve Artvin’deki yargı operasyonları kapsamında gözaltına alınan veya tutuklanan gazetecilerin davaları da yılın son çeyreğine kaldı.

GAZETECİ CİNAYETİ DOSYALARI

Uğur Mumcu cinayeti davası

Bombacı 32 yıldır “kaçak”, Ağar 32 yıl sonra dinlendi: Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi, 24 Ocak 1993’te gazeteci Uğur Mumcu’nun aracına bomba yerleştirerek ölümüne neden olan kişi olarak gösterilen ve İnterpol aracılığıyla arandığı iddia edilen Oğuz Demir’i gıyabında yargılamaya devam etti. 22 Eylül’de görülen yargılamanın 13. duruşmasında Eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar, cinayetten 32 yıl sonra ilk kez, İstanbul Anadolu Adliyesi’nden SEGBİS aracılığıyla dinlendi. Mumcu Ailesi’nin mahkemeye sunduğu dilekçede, Uğur Mumcu’nun eşi Güldal Mumcu ile Eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar arasında geçen bir diyalog hatırlatılmıştı. Güldal Mumcu’ya taziye ziyaretinde bulunan dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar’ın, “Bir duvar örülüyor sanki” dediği, Güldal Mumcu’nun ise “Bir tuğla çekin, duvar yıkılsın” sözlerine karşılık, Ağar’ın “Tuğlayı çekemem” yanıtını verdiği belirtilmişti.

SEGBİS ifadesinde “Uğur Bey ile sık sık görüşürdük” ve “Güldal Mumcu ile Mülkiye’den sınıf arkadaşıyız” diyen Ağar mahkemeye cinayete dair soruşturmayı engellemediğini söyledi. Hâkimin, Güldal Mumcu ile aralarında geçtiği iddia edilen ve 32. Gün belgeselinde avukat Emin Değer tarafından da kabul edildiği ifade edilen “duvar” diyaloğuyla ilgili sorusuna Ağar, “Bu duvar meselesi yanlış anlaşıldı. Yanlış söylene söylene uzadı ve büyüdü mesele. Ben bu olay sırasında Erzurum Valisi’ydim. Emniyet ile de bir bağlantım yoktu. Uğur ile ülkeye aynı bakardık. Dertlerimiz aynıydı; tam bağımsız bir Türkiye isterdik…. Ben neden bu tuğlanın çekilmesini istemeyeyim? Her polis çözülmesini ister. Çünkü bu cinayetin çözülmesi Bahriye Üçok ve Muammer Aksoy cinayetinin çözülmesi demek. Benim bu konu ile ilgili alnım ak. Sanki kast-ı mahsusa varmış gibi yansıtılıyor. Bunun aslı astarı yoktur. Her polis için bu dava bir şeref meselesidir” dedi. Avukatın, “Peki bu dava ile ilgili engellemeye sebep oldunuz mu ya da denk geldiniz mi?” sorusuna ise Ağar, “Tam tersi bizim Uğur ile bir hukukumuz vardı” yanıtını verdi. Bunun üzerine Mumcu’nun kızı Özge Mumcu da, “Hayır, böyle bir şey yoktu” sözleriyle karşı çıktı. Dava, sanık Oğuz Demir ve ailesinin bulunduğu yerin araştırılması için Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Milli İstihbarat Başkanlığı ile Dışişleri Bakanlığı ve bakanlığa bağlı konsolosluklar ile elçiliklere müzekkere yazılması için 9 Şubat 2026’ya bırakıldı (22 Eylül).

TUTUKLAMALAR

Dört “LeMan” temsilcisine tahliye: Leman Dergisi’ne yönelik yürütülen soruşturma kapsamında 1 Temmuz’da tutuklanan yazı işleri müdürü Zafer Aknar, grafiker Cebrail Okçu ve müessese müdürü Ali Yavuz ile yakalama kararını öğrendiğinde yurtdışından gelen yazı işleri müdürü Aslan Özdemir sevk edildikleri nöbetçi sulh ceza hâkimliğince adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı (26 Eylül).

Pehlevan’ın tutukluluğu uzatıldı: İstanbul nöbetçi sulh ceza hâkimliği, Leman Dergisi’ne yönelik yürütülen soruşturma kapsamında “kin ve düşmanlığa tahrik” iddiasıyla tutuklanan karikatürist Doğan Pehlevan’ın tutukluluğunun uzatılmasına karar verdi (26 Eylül).

Nevşehir’de Taşkın tutuklandı: Nevşehir’de CT Haber’in Sorumlu Yazı İşleri Müdürü ve CT Haber TV’nin Genel Yayın Yönetmeni Can Taşkın, kaleme aldığı iki yazıda dile getirdiği “haraç” iddiaları nedeniyle 1 Eylül’de tutuklandı. Taşkın 31 Ağustos’ta çıkan “Nevşehir’de Kimin Adıyla Haraç Kesiliyor?” başlıklı makale ve 1 Eylül’de yayımlanan “Nevşehir’de ‘Haraç Listesi’ İddiası! Cumhurbaşkanı ve Bakan’ın Adı Kullanılıyor” başlıklı bir haber nedeniyle gözaltına alındı. Nevşehir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” şüphesiyle gözaltına alınan gazeteci hakimlikçe tutuklandı. Polis Taşkın’ın ev ve iş yerinde de arama yaparak bazı dijital materyallerine el koydu (1 Eylül).

Özdemir’in tutukluluğa itirazına ret: İstanbul Sulh Ceza Hakimliği, mizah dergisi LeMan’da Hz Muhammed’in tasvir edildiği iddia edilen 26 Haziran 2025 tarihli bir karikatür nedeniyle hakkında soruşturma açılan, izin yaptığı Fransa’dan döneceğini açıklayan ve havalimanında gözaltına alınıp tutuklanan derginin Yazı İşleri Müdürü Aslan Özdemir’in tutukluluğuna yapılan itirazı reddetti. İstanbul 5. Sulh Ceza Hakimliği, daha önce tutuklanan Doğan Pehlevan, Ali Yavuz, Zafer Aknar ve Cebrail Okçu gibi Özdemir’e de, “Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik” suçlaması yöneltti. Özdemir’in savunmasında, karikatürden sorumlu tutulamayacağını ifade ederek mağduriyetinin giderilmesini istese de hakimlikçe tutukluluğu uzatıldı (9 Ağustos).

Altaylı’nın tahliye talebine ret: İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, “kuvvetli suç şüphesini gösteren somut delillerin bulunması, kaçma şüphesinin varlığı ve adli kontrol tedbirlerinin yetersiz kalacağı” gerekçeleriyle gazeteci Fatih Altaylı için yapılan tahliye talebini reddetti. “Youtube” sosyal medya kanalında 20 Haziran’da yaptığı yorum gerekçe gösterilerek 21 Haziran’da İstanbul Teşvikiye’deki evinden gözaltına alınan Altaylı, Silivri Açık Ceza Yerleşkesi 2 No’lu duruşma salonuna salonunda 3 Ekim’de hakim karşısına çıkacak. Silivri’de 40 gündür tutuklu bulunan 45 yıllık gazeteci, savcılıkta ve hakimlikte, Cumhurbaşkanı’nı tanıdığını ve onu tehdit etmek gibi bir şey aklına gelmediğini ifade etse de, “Cumhurbaşkanını Tehdit” (TCK md. 310/2 delaletiyle 106/1) suçlamasıyla 22 Haziran’da cezaevine gönderilmişti (31 Temmuz).

Akdeniz tutuklu bırakıldı: İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) soruşturması nedeniyle 22 Şubat’tan beri Marmara (Silivri) Cezaevinde tutulan gazeteci Ercüment Akdeniz’i yargıladığı ilk duruşmada tahliye taleplerini reddetti. İddianamenin haksız, yanlış ve kurgusal suçlamalarla dolu olduğunu belirten Akdeniz “Örgütlenme hakkım, gazetecilik yapma hakkım suçlanma konusu yapıldı. Hesap vermeyeceğim herhangi bir eylemin yoktur. Bizler hakikat peşinde koşan gazetecileriz. Suçlamalar gayet şişkin ama boştur” dedi. Dava 23 Ekim’e kaldı (31 Temmuz).

Karabay’ın tutukluluğu ikinci kez uzatıldı: Bir YouTube kanalındaki açıklamaları ile ve sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek “Cumhurbaşkanı’na hakaret” ve “Terörle mücadelede görev almış kişileri hedef gösterme” suçlamalarıyla 15 Mayıs’ta tutuklanan gazeteci Furkan Karabay’ın, tutukluluğuna itiraz talebi ikinci kez reddedildi. İstanbul 4. Sulh Ceza Hâkimliği, daha önce birkaç kez tutuklandığı halde, tahliye olduktan sonra ülkeden ayrılmayan Karabay’ın tutukluluğunu “kaçma şüphesi” gerekçesiyle uzattı. Karabay 61 gündür Silivri Cezaevi’nde tutuluyor (14 Temmuz).

LeMan’da beşinci tutuklama: LeMan mizah dergisinde yayımlanan bir karikatürde “Hazreti Muhammed’in tasvir edildiği” iddiasıyla derginin dört temsilci ve çalışanından sonra yetkililerce yazı işleri müdürü olarak yansıtılan Aslan Özdemir, 11 Temmuz’da Fransa Marsilya’dan dönüş yaptığı İstanbul Havalimanı’nda gözaltına alındı; ertesi gün tutuklandı. Gözaltıdan iki gün önce açıklama yapan avukatı Çağrı Çetin, müvekkilinin sorumlu yazı işleri müdürü olmadığını ve 11 Temmuz’da ülkeye giriş yapacağını duyurmuştu (11-12 Temmuz).

Dört “Leman” temsilcisi tutuklandı: Leman Dergisinin dört temsilcisi, 26 Haziran 2025 tarihli sayıda çıkan bir resimde Hz Muhammed karikatürize edildiği gerekçesiyle “dini değerleri alenen aşağılama” ve “kin ve düşmanlığa tahrik” iddiasıyla gözaltına alındıktan sonra 2 Temmuz’da tutuklandı. Soruşturmaya konu çizimi yapan Doğan Pehlevan, grafiker Cebrail Okçu, yazı işleri müdürü Zafer Aknar ve müessese müdürü Aslan Özdemir, 30 Haziran akşamı gözaltına alınmıştı. Derginin imtiyaz sahibi ve genel yayın yönetmeni Tuncay Akgün ile yazı işleri müdürü Aslan Özdemir’in yurt dışında bulunuyor. Gözaltı sırasında Leman yöneticilerine ters kelepçe takılması, zorla başlarının eğdirilerek görüntülerinin çekilmesi ve bu görüntülerin kamuoyuyla paylaşılması kamuoyunda büyük tepki topladı (30 Haziran – 2 Temmuz).

GÖZALTILAR

TELE1’den üç gazeteciye polis zoruyla ifade: TELE 1’de 21 Eylül’de yayınlanan “Türkiye’nin Yönü” programında “yaklaşık bir dakika” ekranda kalan “RTE’nin Netanyahudan farkı ne” alt bant yazısı nedeniyle TELE1 yayın yönetmeni Merdan Yanardağ ve program moderatörü Musa Özuğurlu polislerce adliyeye götürüldü. Sorumlu müdür İhsan Demir adliyeye götürülmek üzere evinden polislerce alındı. Gazeteciler yurtdışına çıkış yasağı ve imza karşılığından ibaret olan adli kontrol ile serbest bırakıldı (23 Eylül).

Şardan’a “zorla” ifade: Elektronik imza sahiplerine ait şifrelerin çalındığını ve elektronik imzayla işlem yapan hiçbir kullanıcının güvende olmadığını yazan T24 haber sitesi gazetecisi Tolga Şardan, 5 Eylül günü gözaltına alınarak Ankara Adliyesine götürüldü. Savcılık ifadesinin ardından mahkeme, Şardan hakkında “yurt dışına çıkış yasağı” ile birlikte tahliye kararı verdi (9 Eylül).

Karafazlı ve Öksüz’e gözaltı: Rize İl Milli Eğitim Müdürü Halil İbrahim Akmeşe’nin makam odasını yenileyip kendisine özel tuvalet yaptırdığına dair haber nedeniyle Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Doğu Karadeniz Şube Başkanı, gazeteci Gençağa Karafazlı ve gazeteci Şenol Öksüz gözaltına alındı. Savcılıkça ifadeleri alınan iki haberci serbest bırakıldı (22 Temmuz).

Bakır’a gözaltı ve ev hapsi: CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in İBB’ye yönelik soruşturmayı yürüten savcılardan biriyle ilgili açıklamasını sosyal medyadan paylaştığı gerekçesiyle 18 Temmuz akşamı gözaltına alınan gazeteci Oğuz Bakır ve üç diğer kişi hakkında İstanbul Sulh Ceza Hakimliği tarafından 19 Temmuz’da süresiz ev hapsi kararı verildi. Bakış, odasında 1990’lı yıllarda faili meçhul cinayetlerin ve kayıpların sembolü hâline gelen ‘Beyaz Toros’ maketi olduğu ortaya çıkan bir Cumhuriyet Savcısı ile ilgili sosyal medya paylaşımı nedeniyle gözaltına alındı. (19 Temmuz).

Soykan’a gözaltı: CHP’li belediyelere yönelik son gözaltılarla ilgili “Darbe sürüyor. Halkın iradesi gasp ediliyor. Sandığın manası kalmıyor” şeklinde paylaşımlar yapan gazeteci Timur Soykan 5 Temmuz akşam saatlerinde İstanbul Beyoğlu’nda gözaltına alındı. Gözaltına alındığında “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçlaması yöneltilen gazeteci Emmiyet ifadesinden sonra “suç işlemeye tahrik” inadı da yapıldı. 6 Temmuz’da savcılık sorgusu sonrası tutuklama istenen Soykan hakimlikçe serbest bırakıldı (5-6 Temmuz).

TELE1’den üç gazeteciye “Cumhurbaşkanı” soruşturması: İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, TELE 1’de 21 Eylül’de yayınlanan “Türkiye’nin Yönü” programında “yaklaşık bir dakika” ekranda kalan “RTE’nin Netanyahudan farkı ne” alt bant yazısı nedeniyle TELE 1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ, Sorumlu Müdür İhsan Demir ve program moderatörü Musa Özuğurlu hakkında soruşturma başlattı. Savcılık, söz konusu isimler hakkında Türk Ceza Kanunu’nun 299. maddesinin 1. ve 2. fıkraları uyarınca “Cumhurbaşkanına alenen hakaret” suçundan re’sen soruşturma açıldığını duyurdu (22 Eylül).

Gazeteci Erdoğan’a “kin” soruşturması: Gazeteci Fatoş Erdoğan hakkında, CHP İstanbul İl Başkanlığı önünde paylaştığı üç video haber gerekçe gösterilerek “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” şüphesiyle soruşturma başlatıldı. Erdoğan, 12 Eylül’de yaptığı açıklamada, Silivri’de Ekrem İmamoğlu’nun duruşmasını takip ederken Siber Suçlarla Mücadele Şubesi tarafından arandığını ve Vatan Emniyet Müdürlüğü’nde ifade vereceğini duyurmuştu 16 Eylül).

T24’ten Öztürk’e soruşturma: T24 sitesi muhabiri Can Öztürk hakkında, “‘Dönüştürme seansı’nda taciz ve istismar iddiası; çocuklar suçladı, Prof. Dr. Ahmet Akın reddetti: Bu çocuklar raydan çıkmış!” başlıklı haberin yayımlanmasından sonra hakkında taciz iddiaları bulunan Prof. Dr. Ahmet Akın’ın şikayeti üzerine soruşturma başlatıldı. 7 Mart’ta yapılan şikayet, Eski İstanbul Medeniyet Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Akın’ın LGBTİ+ kimliklere sahip çocuklara yönelik ‘onarım-dönüşüm’ terapisi adı verilen görüşmeleri gerçekleştirdiği, bu görüşmelere katılan çocukların Ahmet Akın tarafından tacize uğradığı iddialarını kapsayan haberle ilgiliydi. Soruşturmanın “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak ve iftira” şüphesine dayandırıldığı açıklandı (18 Ağustos).

Seçkin’e “üyelik”ten takipsizlik: Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı, Almanya merkezli Yeni Özgür Politika gazetesi ve PolitikArt’ta yayımlanan haber fotoğrafları nedeniyle hakkında “silahlı terör örgütüne üyelik” suçlamasıyla soruşturma yürüttüğü gazeteci Bilal Seçkin için “kovuşturmaya yer yok” kararı verdi. Savcılık kararında, Seçkin’in 2021-2022 yılları arasında Almanya merkezli “Medya Presse und Werbeagentur GmbH” adlı şirketten 17 kez olmak üzere toplam 5 bin 195 Euro aldığını, Seçkin’in ifadesinde ödemeleri “Yeni Özgür Politika’ya gönderdiği fotoğraflar karşılığında” yapıldığını beyan ettiğini aktardı. Söz konusu fotoğrafların içeriğinin tespit edilemediği belirten savcılık, Seçkin’in PKK’yle doğrudan bağlantı kurulduğunu gösteren somut delil bulunmadığını söyledi (12 Ağustos).

Altaylı’ya “dezenformasyon” soruşturması: YouTube yayını yoluyla “Cumhurbaşkanı’nı tehdit ettiği” iddisıyla tutuklu bulunan gazeteci Fatih Altaylı hakkında, “yanıltıcı bilgiyi yaydığı” gerekçesiyle şimdi de soruşturma başlatıldı. Soruşturmayı duyuran gazeteci İsmail Saymaz, X mesajında, “Altaylı hakkında Türk Ceza Kanunu’nun 207 maddesi gereğince yanıltıcı bilgiyi yaydığı iddiası ve bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası istemiyle soruşturma başlatıldı” ifadelerini paylaştı (12 Ağustos).

Uğur’a soruşturma: 2025 Liselere Geçiş Sistemi (LGS) sınav sonuçlarına ilişkin şaibe iddialarını gündeme taşıyan Cumhuriyet gazetesi haber müdürü Can Uğur hakkında soruşturma başlatıldı. Uğur, sınavın hemen ardından LGS’de ciddi güvenlik zafiyetlerine dair belgeleri kamuoyuna sunmuştu. Sosyal medya hesabından bir paylaşım yapan Can Uğur, “Kısa süre içerisinde gidip ifade vereceğim. 1 milyona yakın çocuğumuzun haklarını savunduğum için en ufak bir pişmanlık duymuyorum” dedi (21 Temmuz).

Toprak’a “dezenformasyon” soruşturması: Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, Bakırköy Ceza İnfaz Kurumu’nun şikayeti üzerine BirGün gazetesi muhabiri Sarya Toprak hakkında “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” şüphesiyle soruşturma başlattı. Soruşturmada 8 Nisan’da Kadıköy Dayanışma Sahnesi’nde tuttuğu döviz gerekçesiyle tutuklanan ve 15 Mayıs’ta tahliye edilen kalp ve böbrek hastası öğrenci Esila Ayık’a dair haberler yer alıyordu. 27 Nisan’da sosyal medyadan dolaşıma giren “Esila Ayık hastaneye kaldırıldı” paylaşımlarını BirGün teyitsiz olduğu gerekçesiyle haber yapmamasına rağmen dosyada çeşitli hesapların ve gazetelerin sosyal medya paylaşımları yer aldı. Sarya Toprak savcılıktaki ifadesinde teyitsiz bilgiyi haberleştirmediklerini, sağlık raporlarına dayalı bilgileri haberleştirdiklerini vurgulayarak suçlamayı reddetti (14 Temmuz).


kaydırmaya devam ederek gündemden son dakika ve magazin haberlerine havadiskolik.com üzerinden anında erişebilirsiniz ve bizi twitter hesabımızdan takip etmeyi unutmayın ! https://x.com/havadiskolik

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
300x250r
300x250r