Kendini “Mesih” ilan eden tarikat liderine hapis cezası

1991 yılında Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte ülkede derin bir belirsizlik ve yoksulluk yaşanırken, Sergei Torop adında eski bir trafik polisi, “yeniden doğduğunu” ve Tanrı’nın mesajını iletmek için dünyaya gönderildiğini ilan etti.

Takipçileri tarafından “Vissarion” olarak bilinen Torop, Sibirya’nın Krasnoyarsk bölgesinde “Son Emir Kilisesi” adlı dini bir hareket başlattı.

Vissarion, et yemenin, sigara içmenin, alkol almanın, küfretmenin ve para kullanmanın yasak olduğu kurallar koydu. Onun mesajına inanan binlerce kişi, “Gün Doğumu Meskeni” ya da “Güneş Şehri” olarak anılan izole bir yerleşkeye taşındı.

TAKİPÇİLERE PSİKOLOJİK BASKI VE MALİ SÖMÜRÜ

Ancak yıllar içinde Torop’un ve yardımcılarının uygulamaları hakkında soru işaretleri artmaya başladı.

Rusya Soruşturma Komitesi (ABD’deki FBI’a denk kurum), Torop ve iki yardımcısını, takipçileri üzerinde psikolojik baskı kurmak, ciddi fiziksel ve ruhsal zarar vermek ve maddi sömürüde bulunmakla suçladı.

Yapılan açıklamaya göre, 2020 yılında FSB güvenlik servisinin helikopter destekli operasyonuyla gözaltına alınan Torop, Vladimir Vedernikov ve Vadim Redkin, 16 kişiye “ahlaki zarar”, 6 kişiye ciddi sağlık sorunları ve 1 kişiye orta düzeyde fiziksel zarar vermekten suçlu bulundu.

MAHKEME KARARI

Novosibirsk kentindeki mahkeme, Torop ve Vedernikov’a 12 yıl, Redkin’e ise 11 yıl hapis cezası verdi. Üçlü, Rusya’daki maksimum güvenlikli bir ceza kampında cezalarını çekecek. Ayrıca mağdurlara toplamda 40 milyon ruble (yaklaşık 511 bin dolar) manevi tazminat ödemeleri hükme bağlandı.

RIA devlet ajansına göre, yardımcı Vedernikov ayrıca dolandırıcılıkla da suçlandı.

2017 yılında BBC tarafından hazırlanan bir belgeselde, Vissarion’un yaşadığı yerleşkeye dair çarpıcı görüntüler paylaşılmıştı. Belgeselde, bazı kız çocuklarının “layık erkeklere eş olacak gelinler olarak” yetiştirildiği iddia edilmişti. Torop ise, röportajda herhangi bir suistimalde bulunmadığını savunmuştu.

Torop ve yardımcıları tüm suçlamaları reddetti. Ancak mahkeme, grubun faaliyetlerinin özellikle savunmasız bireylerin sağlığına ve özgürlüğüne ciddi şekilde zarar verdiğini belirtti.