Saadet Partisi’nin ‘Geleneksel İstanbul İftarı’, Genel Lider Temel Karamollaoğlu ve İBB Lideri Ekrem İmamoğlu’nun iştirakleriyle gerçekleştirildi. Ulusal Görüşçüler olarak bütün insanlığın saadeti için çalıştıklarını belirten Karamollaoğlu, ‘adalet’ vurgusu yaptı. “Adalet, beşere nazaran değişmez” diyen Karamollaoğlu, “Adalet, saraylarda gerçekleşmez. Adalet, kendisinin aleyhine tecelli ettiği vakit, tereddütsüz o kararı kabul ederse, işte orada adalet var demektir. Yoksa adaletten yalnızca, istismar gayesiyle bahsetmiş olursunuz” sözlerini kullandı. Ramazan ayını, “toplumsal hayatın birliği ve dirliği için bir can suyu” olarak niteleyen İmamoğlu da “Maalesef, iftar sofralarının bile ‘senin – benim’, ‘bizimkilerin – ötekilerin’ diye ayrıştırılmaya çalışıldığı günler yaşıyoruz. İftar sofraları, dini, inancı ne olursa olsun, herkesi ortak bir histe buluşturan bir gönül zenginliğin tabiridir. Türkiye bugün, iftar sofralarını bile etkisi altına almış bir kibir ve israf tertibinden arınma uğraşı veriyor” diye konuştu.
Saadet Partisi İstanbul Vilayet Başkanlığı’nın düzenlediği “Geleneksel İstanbul İftarı”, Genel Lider Temel Karamollaoğlu ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Lideri Ekrem İmamoğlu’nun iştirakleriyle gerçekleştirildi. Yenikapı’daki Dr. Mimar Kadir Topbaş Şov ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen iftar etkinliğinde konuşan Karamollaoğlu, İştirakçilerin Ramazan aylarını tebrik etti. “Bizler, Ulusal Görüşçüler olarak, yalnızca kendi teşkilatımızın, kendi müttefiklerimizin, bizim üzere inanan, düşünen insanların değil; bütün insanlığın saadeti için çalışan bir anlayışa sahibiz” diyen Karamollaoğlu, şunları söyledi:
KARAMOLLAOĞLU: “BÜTÜN İNSANLIĞIN SAADETİNİ DİLEK EDERİZ”
“Biz; bütün insanlığın, eksiksiz, bizim üzere inanan, inanmayan saadetini istek ederiz. Bunun da temelinde fikir, fikir, inanç özgürlüğü, hürriyeti yatar. Beşerler, düşündükleri ve inandıkları üzere yaşayabilirlerse mesut ve bahtiyar olurlar. Bu, bizim kendi inancımızın bize bir buyruğudur birebir vakitte. Bizim inancımızdaki bu fark, hiçbir dini inançta, öbür bir inançta yoktur. Cenab-ı Hak, şahsen kendisi Kur’an-ı Kerim’inde, ‘Dinde zorlama yoktur’ buyuruyor. Dinde zorlama yok. Zorlarsanız birileriniz sizin üzere düşünmeye, sizin üzere sorunlara de yaklaşmaya, yalnızca münafıklık doğar. Bundan ötürü da bu bizim vazgeçemeyeceğimiz şiarımız. ‘Peki, bu konu neyle teminat altına alınır’ derseniz; işte o vakit adalet mefhumu gelir.”
“BATI KENDİNE DEMOKRAT, DIŞARIYA DİKTATÖR”
“Adalet, beşere nazaran değişmez” diyen Karamollaoğlu, “Şahıslara nazaran değişmez. İnançlara nazaran değişmez. Bir yerde ihtilaf varsa, o sıkıntıya kesinlikle bi taraf bir anlayışla yaklaşmak gerekir. Adalet, saraylarda gerçekleşmez. Adalet, kurumlarla de gerçekleşmez. Adalet, kanun yapmakla da gerçekleşmez. Adaletin gerçekleşmesi için, idarede bulunanların farklı bir zihniyette olması icap eder. Adalet, kendisinin aleyhine tecelli ettiği vakit, tereddütsüz o kararı kabul ederse, işte orada adalet var demektir. Yoksa adaletten yalnızca, istismar gayesiyle bahsetmiş olursunuz. ‘Adalet, mülkün temelidir’ durduk yere söylenmiş bir kelam değil. Bu bizim inancımızın da temelidir” diye konuştu. Müslümanların, gittikleri hiçbir yerde insanları zorla Müslüman olmaları için ikna etmeye çalışmadıklarını söz eden Karamollaoğlu, batı ülkelerinin kendi içlerinde demokrat olduklarını, dışarıda ise despotları ve diktatörleri dayanaklarını kaydetti. Bu durumun ikili standart olduğunun altını çizen Karamollaoğlu, “Bu bizim inancımızda hiçbir vakit yer bulamayan bir husustur” dedi.
İMAMOĞLU: “İFTAR SOFRALARININ AYRIŞTIRILMAYA ÇALIŞILDIĞI GÜNLER YAŞIYORUZ”
Karamollaoğlu’ndan evvel konuşan İmamoğlu da Ramazan ayını, “toplumsal hayatın birliği ve dirliği için bir can suyu” olarak niteledi. “Ramazan bizi, ‘Başkalarının farkına var, herkesin halinden, lisanından anla ve herkesi kendinle bir tut’ diye ikaz eder” diyen İmamoğlu, “Ama insan, tüm bu hoş, bu değerli bildirileri anlamazdan gelip, kulağının üstüne yatmakta da beceriklidir. Hele de elinde güç varsa, iktidar varsa. Maalesef, iftar sofralarının bile ‘senin – benim’, ‘bizimkilerin – ötekilerin’ diye ayrıştırılmaya çalışıldığı günler yaşıyoruz. İnançlar üzerinden, büsbütün mesnetsiz, yapay düşmanlıklar üretmeye çalışanları, bu yolla kendilerine sonsuz bir ikbal yaratma hevesine kapılanları görüyoruz. Doğal ki bunlar boş heveslerdir, ham hayallerdir. İftar sofraları, dini, inancı ne olursa olsun, herkesi ortak bir histe buluşturan bir gönül zenginliğin ifadesidir” tabirlerini kullandı.
“KARDEŞLİKLE KURULAN SOFRALARDAN KEYİFLİ VE ADALETLİ ÜLKE OLACAĞIZ”
Türkiye’nin iftar sofralarını etkisi altına almış bir kibir ve israf sisteminden arınma uğraşı verdiğini vurgulayan İmamoğlu, şöyle konuştu:
“Hiç kuşku yok ki bu gayret kısa vakitte sonuca ulaşacak. Kardeşlikle, yardımlaşmayla kurulan sofralardan yükselen güçle, keyifli ve adaletli bir ülke olacağız. İsraftan ve ifrattan uzaklaştıkça, kendimize ve birbirimize yakınlaşırız. Birbirimizi daha çok anlar, daha fazla hissederiz. Tıpkı bugün burada olduğu üzere. Bu manalı iftar sofrasıyla bize bu hoş hisleri yaşatan herkese çok teşekkür ediyorum. Türkiye hoş günlere, kibirden, israftan ve ifrattan arınmış başkanların öncülüğünde ulaşacak. O başkanların en kıdemlisi olan, Sayın Temel Karamollaoğlu’nu ve hepinizi hürmetle, sevgiyle selamlıyorum. Mübarek Ramazan Ayı’nın ruhumuzu sevgi, sabır, müsamaha ve itidalle doldurmasını temenni ediyor ve iyi Ramazanlar diliyorum.”
Saadet Partisi İstanbul Vilayet Lideri Ömer Faruk Yazıcı da konuşmasında tüm Müslüman aleminin Ramazan Ayı’nı tebrik etti.
Hibya Haber Ajansı