Silivri 16.00 22 metrekare gökyüzü! Odamı ve avlumu basit bir el çizimiyle betimlemeye çalıştım. İki boyutlu bir çizimde avlu duvarının 10 m. yüksekliğinde olduğu gibi 3. boyut eksiği de oluyor, kuş yuvalarını gösterseniz de onun size verdiği heyecanı ve duyduğunuz sesin yarattığı mutluluğu da anlatamıyorsunuz.
Bir ay önce geldiğimde avlunun uzak köşesinde saçak altında dikenli ter örgüyle saçak arasına sıkışmış eski bir kuş yuvası vardı. Kuş sesi de kuş da yoktu! Pazartesiden bu yana saçak altı ve çevresinde hummalı bir çalışma var. Salı sabah ailem kapalı görüşe geleceğinden kuş sesleri ile kalksam da avluya çıkıp olan biteni göremeden direkt görüşe gitmiştim. Geldiğimde avluda bana laf atıp duran serçe irisi bir kuşla uzun uzun bakıştık. Belli ki buralarda benden eskiydi. Senin ne işin var buralarda der gibiydi. Mekânın sahibi gibi bana bağırıp durdu o güzel sesiyle. Hoşuma da gitti. Sanırım geçen sene yaptığı bir yuvaya geri gelmişti. Baharla beraber. Çarşamba sabah da kuş sesleri ve cıvıltılarıyla uyandım. Umut da verdi bana. Bu dev duvarlar ve ağır beton kitlesi içinde kuş sesi yüreğimin içine yayıldı, iyi geldi. Perşembe sabah ise avluya çıktığımda bu kez avlu saçağının koğuşa yakın penceremin üzerindeki saçak üzerine yeni bir kuş yuvası daha kurulmaya başlandığını gördüm.
Umudu hapsedemezler ki…
Mutlu da oldum. Kuşlar tek değildi. 3-4 ayrı kuş bir eski yuvaya, bir dışarıya koşuşuyor, ardından yeni yuvaya malzeme taşıyorlardı. Heyecanla, umutla, inanç ve kararlılıkla yeni yuvalarını yapmaya özen gösteriyorlardı.
Arada bana laf atarak kafama pisleme çabalarını da mazur görüyorum, verdikleri heyecan her tür rahatsızlıktan daha büyük zira.
ökyüzüne. Bu hafta ışıldayan güneşi daha iyi görebiliyordum. Tel örgüler arasından 22 metrekarelik gökyüzüne baktım! Onlar sanıyordu ki sadece 22 metrekare gökyüzü görebilirler. Oysa benim avluma koca güneş de sığmıştı, gelecek umutları da aydınlık günler de…
Bu güzel ülkenin pırıl pırıl parladığı gelecek de, gençlerin gözlerinin içindeki mutluluk ve umut da…
O kuş sesinde biz mutluluğu içinde hisseden insanlardık. Çünkü biz “yaşama, yaşam gücüne, dayanışmaya ve umuda” inanıyorduk. Umudu hapsedemezlerdi ki, geleceği de edemeyecekler!
Gelecek burada, umut burada, biz buradayız, dimdik 20 metrekare hücrelerimizde omuz omuza.
Kollarımız duvarları nasıl aşıyorsa, umutlarımız da heyecanımız da karanlığı aşıyor.
Haydi bir bakın gökyüzüne bizim için bana bir göz kırpın, selamınızı içimden hissedip alıyorum. Bu ülke bizim, bu dünya bizim, gelecek bizim, umut bizim.
kaydırmaya devam ederek gündemden son dakika ve magazin haberlerine havadiskolik.com üzerinden anında erişebilirsiniz ve bizi twitter hesabımızdan takip etmeyi unutmayın ! https://x.com/havadiskolik
SEKTÖREL
1 gün önceSEKTÖREL
2 gün önceGÜNDEM
3 gün önceGÜNDEM
3 gün önceSEKTÖREL
10 gün önce
1
Bahçeli evlerdeki inşaat işçi çöken merdivenin altında kaldı
4991 kez okundu
2
Adana’da oğlu gözaltına alınan gazi, olay yerinde ne olduğunu anlamaya çalışırken saldırıya uğradı.
4963 kez okundu
3
Murat Susam ile Güzelliğin Adresi: Blonde Bayan Kuaförü
4804 kez okundu
4
Erdoğan hidroelektrik santrallerinin açılışında duyurdu: Tarım Kredi’de kırmızı ete indirim
3935 kez okundu
5
İzmir’de maymun paniği
3918 kez okundu