Piyanist ve bestekar Fazıl Say’ın Cumhuriyet’in kuruluşunun 100. yılına özel bestelediği “100. Yıl Marşı”nı ‘beğenmediğini’ söyleyenler için marşın muharriri Ayten Memnun’dan özür dileneceğini açıkladı. Say, toplumsal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Kanatıyorsunuz tüm bedenimi. Ayten Memnun’dan özür dileyeceksiniz. O günü göreceğim!” dedi.
Dünyaca ünlü piyanist ve bestekar Fazıl Say, kelamları şair Ayten Memnun’a ilişkin olan, bestelediği 100. Yıl Marşı’na yönelik tenkitlere cevap verdi. Marşın içinde Türk sözünün geçmemesi tenkitlerine, “Milli marşımızda da geçmiyor? Söyle, anla.. Güya bütün ülke bütün dünya bilmiyor bestekarın Türk olduğunu? Şairin Türk olduğunu? Marşın Türkçe olduğunu! Bu nasıl bir zeka çöküşüdür?” açıklamasını yaptı.
Ayten Keyifli ile lince uğradıklarını yazan Say, “Vardığınız nokta bu, bravo” sözlerini paylaştı. Say, toplumsal medya hesabından “Özür dileyecekler bir bayan şairden!” başlığıyla yaptığı açıklamada şu tabirleri kullandı:
“ÖZÜR DİLEYECEKLER BİR BAYAN ŞAİRDEN!
Daha fazla kanatmayın! Şuursuzluk! Ne kadar üzücü, bir bayan şair, tarihte şiire yönelik en büyük linci yedi, trol linçi, ve devam ediyor. AtaTürk, bir bayan şaire bunu yapanların hızına tükürürdü! Alıştığınız marşların dışında bir konsept oldu diye mi?
Bak dostum;
Bu 100 yılın 53’ünü şahsen yaşamış bir beşerim. Anlatayım; Daha bir aşımdaydım, babam niyet hatasından mahpusa girdi.12 Mart. Sonra? İlkokuldayken her gün DEV/SOL – ülkücü savaşını yaşadık, Sonra 12 Eylül, bütün aydınlar yeniden hapse! Kürt sorunu, makûs siyasetler, büyüyen Kürt Sorunu; daha da berbat siyasetler, PKK, terör…
“Türk sözü geçmiyormuş marşımda?”
Sonra 90’Iar, Madımak katliamı, Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı cinayetleri ve daha nicesi! PKK terörünün çok farklı bir boyuta ardığı yıllardır. hatırlayın, sonra? 2000’Ier; Siyasi İslam’ın yükselişi, iktidar oluşu; Fethullah Gülen, sonra, Seyahat, sonra 17 Aralık sonra 15 Temmuz, sonra tek adam rejimine geçiş, sonra Pandemi, sonra Ekonomik kriz, sonra sarsıntı… Aciziyet…
Yıllar fırtına üzere aktı! Kızılay’ın çadır satmasını konuşuyorduk ben 100. Yıl marşımı bestelerken! Hangi vatan-millet-sakarya’yı bestelememi bekliyordunuz ey ahali? Hangi? Şuursuzca birbirini suçlamak dışında ne yapıyorsunuz? Türk sözü geçmiyormuş marşımda?
“Türk olduğunu unutmuş, marşla mı hatırlayacak Türk olduğunu?”
Türkiye, Cumhuriyet sözleri geçmiyormuş? Ulusal marşımızda da geçmiyor? Söyle, anla.. Güya bütün ülke bütün dünya bilmiyor bestekarın Türk olduğunu? Şairin Türk olduğunu? Marşın Türkçe olduğunu! Bu nasıl bir zeka çöküşüdür? orda birisi GÜYA O BİR TANZANYALI!) Türk olduğunu unutmuş, marşla mı hatırlayacak Türk olduğunu?!!!! Söyleyin?
“Aptal yerine konulma” alışkanlığı bu mertebeye mi vardı? Hala “sözler kötü” diye kanatıyorsunuz tüm bedenimi. Ayten Memnun’dan özür dileyeceksiniz. O günü göreceğim! Benim bu marş için seçtiğim şiir doğrudur. Evet; gerçek bir “yeni marş” için dizayn ettiğim oynamalarım vardır şiirde, çok pahalı Ayten Memnun’un o şiiri yazdıktan 38 yıl sonra gerekli eklemeleri olmuştur… Yeterlidir!
“Bıkmadınız mı hamasetten?”
Sevgili Ayten Memnun’un “Ver elini” şiiri taradığım binlerce içinde en hakikat olanıydı. Her şeyden evvel; Bu marşın şairi “kadın şair” olmalıydı,100 yıl eşitsizlikten sonra 2. Yüzyılımızda eşitlik aramaya “Ver elini” diyebilmek için! Bıkmadınız mı hamasetten?
Hiç bir yere varamayan tüm gençliğin önünü tıkayan geçersiz milliyetçiliğinizden bıkmadınız mı? Bu şiir; En güzeliydi bir 100. Yıl Marşı için; zira vardığımız noktada hem 85 milyon insanımıza hem tüm dünyaya “Ver elini” demek zorundayız. Tekrar ediyorum; Biz buna zorundayız kardeşim. 230 müzisyenin tek tek ne çaldığını orkestrasyonu günde 18 saate varan bir çalışmayla yetiştirdim 23 Nisan gününe. “Prozodi yanılgısı varmış Marşta”diye sallamış orada eski tiyatrocu bir kasaba alkoliği. Hayır! Yok! 1 tane bile yok! 1 tane vardı, onu da provalarda düzelttim.
“Ayten Memnun da linçe uğradık”
Şimdi; Bir çok 100. Yıl projesi olacaktır bu yıl. Çok da kıymetli eserler olacaktır. Dinlersiniz. Benimkini de bir gün birlikte söyleriz. Ya da söylemeyiz. Ülkede 20 yıldır okullarda müzik eğitimi en son mevzu olduğundan, en kolay bir marş bile gözlerinde güç olmuş korkmuşlar, hayır sıkıntı filan değil. 30-40 dakikada herkes öğrenir. İsterse…
Ben daha fazlasını teklif bile etmedim. Söylensin demedim. Dinlensin demedim. Yalnızca benim projem bir armağandır Türk halkına diye geldim. İsteyen söyler isteyen söylemez! Ben de, çok bedelli Ayten Memnun da linçe uğradık. Vardığınız nokta bu! Bravo!!!”