Cumhurbaşkanlığı İrtibat Başkanlığı’nın düzenlediği ‘Bab-ı Âli Okulu’ programında başarılı olan öğrenciler sertifikalarını aldı.
Cumhurbaşkanlığı Bağlantı Lideri Fahrettin Altun, 12 hafta süren, 25 konuşmacının katkıda bulunduğu ve 90 öğrencinin katıldığı ‘Bab-ı Âli Okulu’ programına katılan öğrencilere sertifikalarını verdi.
İletişim Başkanlığı İstanbul Bölge Müdürlüğü’nde gerçekleştirilen programda konuşan Altun, “Bugün baktığımızda tarihi olarak Babıali’nin bünyesinde barındırdığı o iki damarın hala karşımızda olduğunu görüyoruz. Babıali’de bir yanda yerli ulusal damarın aktığını, bir yanda ise, batıcı dışarlıklı bir damarın bir arada aktığını görürüz. Bir tarafta yeniden ulusal irade yanlısı bir damar vardır. Bir taraftaysa ulusal irade zıddı, vesayet yanlısı bir damar vardır. Bunu da çok açık bir biçimde görebiliriz. Ne yazık ki değerli genç kardeşlerim, tarihî olarak uzun yıllar, batıcı, o dışarlıklı damar dediğimiz damarın ulusal irade aykırısı, vesayetçi damarın basın tarihimizde ulusal ve yerli damara nazaran ulusal irade yanlısı damara nazaran çok daha güçlü, çok daha baskın olduğunu görüyoruz. Üzülerek bunu tabir etmemiz gerekir. Türkiye büyüdükçe, Türkiye geliştikçe, Türkiye demokratikleştikçe, Türkiye yeni atılımlarla dünyada kendi isminden kelam ettirdikçe bir taraftan bu alanda da ulusal irade tersi basının hegemonyasını yitirdiğini de görmeye başladı. Ve ulusal irade yanlısı basının daha da güçlendiğini görmeye başladık.
“Batı’da bugün Sayın Cumhurbaşkanımız aleyhine manşetler atan, kelamda, itibarlı, yayın organları, bunlar temel itibariyle taraftır”
Elbette ulusal irade aksisi vesayetçi basın ne yazık ki bugün Türkiye’de hala varlığını sürdürmektedir. Ama hegemonyasını yitirmiştir; bu çok değerli bir ögedir. Batıcı ögelerin, Türkiye’yi yine batılı sömürge tertibinin bir üyesi yapmak isteyenlerin elbette uğraşları devam etmektedir. Ve medya üzerinden bu noktada faaliyetlerini sürdürdüklerini görüyoruz. Bu süreçte bu ögelerin batıdaki medya devlerini, ana akım medya şirketlerini ve tekrar dijital alanda faaliyet gösteren medya şirketlerini, toplumsal medya platformlarını yardımlarına çağırdıklarını görüyoruz. Bu bahsettiğimiz ögeler, toplumsal medya şirketleri, büyük Batı’da bugün Sayın Cumhurbaşkanımız aleyhine manşetler atan, kelamda, itibarlı, yayın organları, bunlar temel itibariyle taraftır.
“Bunlar Türkiye aykırısı, Türkiye düşmanı”
Bunlar temel itibariyle Türkiye tersidir, Türkiye düşmanıdır. Ve bunlar temel itibariyle hakikat tersidir. Hakikat düşmanıdır. Bunların, kendi ideolojileri, kendi ajandaları, kendi siyaset etme şekilleri Türkiye’yi dizayn etmeye yönelik teşebbüsleri ne yazık ki farklı yol ve formüllerle devam etmektedir. Ama ne olursa olsun bu platformların, bu memleketler arası medya kuruluşlarının uğraşları karşılık bulamamaktadır, bulamayacaktır. Çünkü milletin iradesine, halkın kelamına, kararına bu tipten yol ve prosedürlerle tesir etmeye çalışmak karşılık bulamaz. En güçlü oldukları periyotlarda bile Türkiye tarihinde bunlar orta periyot muvaffakiyetleri elde etseler de gün sonunda hezimete uğramışlardır.” dedi.
“Ya bağımsızlıktan, ya bağımlılıktan yana olacağız”
Fahrettin Altun, “Türkiye’de önümüzde iki seçenek var. Çok değerli bir kararın arifesindeyiz. Ya bağımsızlıktan, ya bağımlılıktan yana olacağız. Ya Türkiye’nin büyümesinden yana olacağız, ya Türkiye’nin küçülmesinden yana olacağız. Ya ülkemizin birliğinden yana olacağız, dirliğinden yana olacağız. Ya ülkemizin tekrar buyruk alan, ne yazık ki pek çok iç çelişkiyle mağlup bir ülke olmasını temenni edeceğiz. Ya istikrar diyeceğiz ya karmaşa diyeceğiz. Ben elbette sizlerin hakikat tarafta olduğunuzu çok yeterli biliyorum. Direkt yana olduğunuzu elbette biliyorum. Lakin müsaadelerinizle ‘ Bu yetmez’ diyorum. Çünkü bugün bunu anlatma, bunun için dünden çok daha fazla uğraş etme vaktidir.” diye konuştu.
Programın sonunda, Fahrettin Altun’a çizgi sanatıyla yapılmış bir tablo ikram edildi.
Ardından programı muvaffakiyetle tamamlayan öğrencilere sertifikaları verildi.