Diyarbakır’da 9 kişinin öldüğü vahşette yeni ayrıntılar ortaya çıktı…
15 Haziran günü sabah saatlerinde Bismil ilçesi Serçeler Mahallesi’nde karşı karşıya gelen Alyamaç ve Taş aileleri ortasında arazi uyuşmazlığı nedeniyle çıkan tartışma, silahlı arbedeye dönüştü.
9 kişi öldü
Kavgada, Taş ailesinden Orhan Taş, Serhat Taş, Halil Taş ve Mehmet Can Taş ile Alyamaç ailesinden Mehmet Emin Alyamaç, Selim Alyamaç, Muhammed Alyamaç, Yunus Alyamaç ve Ömer Alyamaç hayatını kaybetti.
Alyamaç ailesinden yaralanan Ahmet Alyamaç ve M.A. ise hastanede tedaviye alındı.
Yangın çıktı
Olay öncesi çıkan yangın, havadan jandarma helikopteri, karadan ise itfaiye takımları tarafından müdahale edilerek söndürüldü.
Mahallede jandarmanın aldığı geniş güvenlik tedbiri sürerken, ölenler dün toprağa verildi.
3 savcı görevlendirildi
Olayla ilgili Bismil Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 3 savcı görevlendirildi.
Soruşturma kapsamında tespit edilen 5 kuşkulu gözaltına alındı.
11 şüphelinin de yakalanmasına çalışırken, hastanede tedavisi süren M.A. ve Ahmet Alyamaç da soruşturma belgesine kuşkulu sıfatıyla eklendi.
Yaralı kurtuldu, her şeyi anlattı
Olaydan yaralı olarak kurtulan 2 şahıstan hastanede tedavisi süren Ahmet Alyamaç, yaşanan olayda oğlu Yunus, kardeşleri Selim ve Emin ile yeğeni Ömer Alyamaç’ın hayatını yitirdiğini söyledi.
Taş ailesiyle ortalarında arazi uyuşmazlığı nedeniyle hasımlık olduğunu tabir eden Almayaç, şöyle konuştu:
“Husumetler daha da çoğalacak”
Orası 213 nolu parsel, 379 dönüm arazi. Mahkemesi yaklaşık 70 yıldır devam ediyor. Ateş salınan arazi tartışmalara husus olan arazi değil. Kendi yerimiz olan yer. Kendi kullandığımız yer ateşe verildi. 200 dönümlük yer değil. O bilgi yanlış. 2 kardeşim, 1 oğlum ve bir yeğenim ömrünü yitirdi. Devletin tedbir alması lazım. Bu yerlerin davasının 70-80 yıl sürmesi gerekmiyor. İnsanları bu hal mağdur etmelerine gerek yok. Tapu kadastro mahkemelerinin hepsinin sona ermesi lazım. Bu cins hasımlıklar daha da çoğalacaktır.
“Sebep olanlara Allah bırakmasın”
Olay yerine ateşi söndüremeye gittiğini lisana getiren Alyamaç, şöyle devam etti:
Bir traktörümüze kurşun değdi. Tekerlek patladı. Ona baktık, traktördeyken silah sesi gelmedi. Aşağı inince de silah sesleri gelince öteki traktörle aşağı kaçtık. Bana ve yeğenime kurşun değdi. Öteki yeğenim de yerde kaldı. Jandarma geldi. Jandarmaya ateş edildi. Jandarma peşlerine düştü, yakalayamadı. Jandarma vefat eden Ömer Alyamaç’ı hastaneye götürdü. Ambulans da beni aldı. Buna sebep olanlara Allah bırakmasın. Her yere bu sıkıntının bu türlü olacağını söylemiştik. Hiçbir tedbir, önlem alınmadı. Kaymakamlıkta belgelerimiz, dilekçelerimiz var. Savcı Beyin yanında jandarmaya gönderildiği var. Hepsi resmi yolla yapılmış ve kayıt altına alınmış süreçlerdir.