Dünya üzerinde 110 milyon insan, yerlerinden olmuş durumda…
Bunlardan 35 milyondan fazlası ise mülteci olarak hayatını sürdürüyor…
Ülkelerindeki iç savaştan kaçan, yoksullukla uğraş için ekmek kaygısına düşen, daha uygun bir ömür için umudunu kaybetmeyerek kar kış demeden yola koyulan ve bu uğurda canlarını feda eden mülteciler, bugün çözümsüzlükle boğuşuyor.
Ölümlerine bile isteye göz yumulan mülteciler için her daim elini taşın altına koyan Türkiye ise dünyanın takdirini kazanıyor.
Ancak bu da problemin nihayete ermesine yetmiyor.
Cumhurbaşkanı, Türkiye’nin bakış açısını anlattı
20 Haziran Dünya Mülteciler Günü münasebetiyle bir ileti yayınlayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin insanlık ve komşuluk vazifesini her vakit yerine getirdiği lisana getirdi.
Mesajında, Türkiye’nin içinde bulunduğu coğrafya başta olmak üzere dünyanın farklı bölgelerinde insanların terör, çatışma, iç savaş, açlık ve kıtlık üzere sebeplerle göçe zorlandığını belirten Erdoğan, şunları söyledi:
Günümüzde yerlerinden olmuş bireylerin sayısı 110 milyona yaklaşmıştır. Bunların 35,3 milyonu doğdukları toprakların dışında mülteci statüsünde hayatlarını sürdürürken, 62,5 milyonu ise kendi ülkelerinde yer değiştirmek durumunda kalmıştır. Global bir meydan okumayı teşkil eden sistemsiz göç ve mülteci probleminde tutumumuz, ülkemizin güvenliğiyle birlikte insan hayatını ve onurunu korumaktır.
“Türkiye, istekli geri dönüşleri destekliyor”
Asırlardır hiçbir ayrım yapmadan zulümden kaçanlara sahip çıkan Türk milletinin, tıpkı vicdani duruşu Suriye’den Ukrayna’ya bölgedeki krizler karşısında tekrar gösterdiğini vurgulayan Erdoğan, bildirisinde şu değerlendirmelerde bulundu:
Türkiye, sığınmacıların inançlı, istekli ve onurlu bir formda ana vatanlarına geri dönüşlerini desteklemekte, bunun için gerekli projeleri hayata geçirmektedir. Batılı ülkelerde kök saldıktan sonra zehirli bir sarmaşık misali öbür toplumlara da yayılan mültecilere yönelik nefret telaffuzlarını, Neonazi ideolojisini, Müslüman ve yabancı düşmanlığını reddediyoruz. Kendi ırkı, kültürü ve inancı dışındaki hiç kimseyi insan saymayan bu marazi akımları, insani pahalara ve insanlığın ortak geleceğine tehdit görüyoruz.
“Akdeniz, devasa bir mülteci kabristanına dönüştü”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarih boyunca medeniyetlere beşiklik etmiş Akdeniz’in son yıllarda “devasa bir mülteci kabristanına” dönüşmesinde, kökleri sömürgeciliğe kadar giden kibirli zihniyetin çok büyük tesiri olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
Geçtiğimiz hafta Ege Denizi’nde göz nazaran göre yaşanan, birden fazla çocuk yüzlerce günahsızın hayatını kaybettiği insani trajedi bunun en son ve utanç verici örneği olmuştur. Milletlerarası toplumun, bilhassa de kendileri dışında herkese insan hakları ve demokrasi dersi veren ülkelerin artık sorumluluk üstlenmesi koşuldur. Mülteci sorunu, göçe ve zorla yerinden edilmeye neden olan kuralların kaynağında ortadan kaldırılmasıyla çözülebilecektir.
“İlgili taraflar uğraş göstermeli”
Aralık 2018’de Türkiye’nin faal katkılarıyla kabul edilen Mültecilere Ait Global Mutabakat’ın başarısı ve uygulanması bu bakımdan çok değerlidir. Gerek mutabakatın uygulanması gerek yükümlülüklere riayet edilmesi noktasında ilgili tüm tarafları daha fazla uğraş göstermeye davet ediyoruz. Bu tespit ve temennilerle Dünya Mülteciler Günü’nün, global bir farkındalığın oluşmasına, yeni trajedilerin önüne geçilmesine ve yeryüzünün farklı köşelerinde hayata tutunma çabası veren tüm mültecilerin problemlerinin çözülmesine vesile olmasını diliyorum.