İBB’ye yönelik ‘yolsuzluk’ operasyonu kapsamında tutuklanan Nuhoğlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Nuhoğlu, itirafçı olarak serbest kalmıştı.
İktidara yakın medya Nuhoğlu’nun ifadelerini haberleştirmiş; haberlere göre Nuhoğlu, İSKİ’den alacağının 3 katından fazla ‘rüşvet verdiğini’ öne sürmüştü.
Nuhoğlu, İSKİ’den 500 milyon alacağı için İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na Sarıyer’den 1.5 milyarlık 2 villa verdiğini iddia etmişti.
İBB’den yapılan açıklamada, bu iddialar, “Ali Nuhoğlu, 500 milyon TL alacak için 1.5 milyar TL değerinde rüşvet verdiğini iddia ediyor. Bu, bırakın ticari aklı, temel ekonomik mantığa dahi aykırıdır. İSKİ’nin ödeme kayıtlarında, iddia edilen şahıs ya da şirketlere tek bir kuruş aktarım yer almamaktadır” ifadeleri ile yalanlanmıştı.
MECLİS GÜNDEMİNE TAŞINDI: ‘HİÇBİR ZAMAN BÖYLE BİR ALACAĞI OLMAMIŞ’
İBB Meclisi’nde yaptığı konuşmada konuyu gündemine taşıyan CHP Grup Başkanvekili Ülkü İnanlı Sakalar, Nuhoğlu’nun ifadelerini değerlendirdi.
Sakalar, “Ne demiş Nuhoğlu, medya haberlerine göre, ‘İSKİ’de bekleyen 500 Milyon TL’lik alacağı varmış bu alacağını almak için mecbur kalmış ve hesaba göre yaklaşık 1.5 milyar rüşvet verilmiş’ Alın size basiretli bir tacir daha…Alacağından fazla miktarı rüşvet verdiği iddiası bir yana İSKİ’den hiçbir zaman böyle bir alacağı olmamış. Bu iftiranın neresini düzeltelim. Sayın Savcılık keşke önce bir İSKİ’ye sorsaydı, sizden hiç asfalt ihalesi aldı mı, ödenmemiş alacağı var mı diye…” ifadelerini kullandı.
“AKP’Lİ BELEDİYEDEN ALDIĞI İHALE NEDEN ARAŞTIRILMIYOR”
Sakalar ayrıca, savcılığın ‘çete lideri’ olarak tanımladığı Aziz İhsan Aktaş için de, “Çete Lideri olarak Savcılığın tanımladığı Aziz İhsan Aktaş, tutuklandıktan 6 ay sonra etkin pişmanlıktan yararlanıyorum diye CHP’li belediyelere, başkanlarımıza, bürokratlarımıza türlü iftiralar atıyor ve bunun karşılığı adli kontrolle salıveriliyor. 75 milyon TL’lik alacağı için 1 milyon dolar rüşvet verdiğini iddia edip salıverilen Aziz İhsan Aktaş adlı şahsın aldığı ihalelerin %60’ı devlet kurumları ve Ak Partili Belediyeler.
Şimdi merak ediyoruz alacağını almak için CHP’li belediyelere alacağının 10 katı tutarı rüşvet verdiğini iddia eden bu basiretli tacir kardeşimizin son dönemde Bahçelievler Belediyesi’nden aldığı ihale neden araştırılmıyor!” şeklinde konuştu.
Tutuklu CHP’li belediye başkanlarının isimlerini konuşmasında tek tek anan Sakalar’ın konuşması şu şekilde:
“Turbun büyüğü heybede çıkışından sonra, dananın kuyruğu, ahtapotun kolu diyerek tam 7.5 aydır CHP’li Belediyelere operasyon düzenlenip, delil arıyorlar.
1.Dalga, 2. Dalga, 3. Dalga, 4. Dalga, 5. Dalga, 6. Dalga… Ortada ne var ?
Dalga dalga iftiralar, dalga dalga yalanlar, dalga dalga itibar suikasti..i Yandaş medyada, TV’lerde gazeteci görünümlü tetikçiler her gün sıradaki operasyonu müjdelerken, bir taraftan medyaya sızdırılan sözde itirafçı ifadeleri ile bunlar çözülüyor sevinci yaşayan Ak Parti.
• Kimmiş en büyük itirafçı, 6 ay önce tutuklanıp malına mülküne el konulan büyük iş adamı Aziz İhsan Aktaş..
Çete Lideri olarak Savcılığın tanımladığı Aziz İhsan Aktaş, tutuklandıktan 6 ay sonra etkin pişmanlıktan yararlanıyorum diye CHP’li belediyelere, başkanlarımıza, bürokratlarımıza türlü iftiralar atıyor ve bunun karşılığı adli kontrolle salıveriliyor.
75 milyon TL’lik alacağı için 1 milyon dolar rüşvet verdiğini iddia edip salıverilen Aziz İhsan Aktaş adlı şahsın aldığı ihalelerin %60’ı devlet kurumları ve Ak Partili Belediyeler.
Şimdi merak ediyoruz alacağını almak için CHP’li belediyelere alacağının 10 katı tutarı rüşvet verdiğini iddia eden bu basiretli tacir kardeşimizin son dönemde Bahçelievler Belediyesi’nden aldığı ihale neden araştırılmıyor!
Ya da 2018 ve 2024 yılları arasında Isparta Belediyesi’nden aldığı 6 ihaleye neden bakılmıyor. Mesela bu şahsın Isparta Belediyesinden 2019’da aldığı ihale karşılığı Audi A8 marka makam aracı hediye ettiğini sağır sultan duydu da Sayın Savcılık neden duymuyor.
Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nden aldığı 2018-2020 yılları arasındaki 5 ihale neden araştırılmıyor?
Bu iş bilen basiretli tacir , büyük iş adamının ortak olduğu diğer şirketler ile Elektrik Üretim AŞ, Zeytinburnu ve Kütahya Belediyesi, Sakarya Belediyesi, Diyarbakır Su Kanal İdaresi, Bağlar Belediyesi, Elazığ ve Kilis Belediyesi’nden aldığı toplamda yüzlerce ihale mesela nasıl olmuş.
En küçük alacağını bile almak için sürekli rüşvet verdiğini iddia eden bu şahsın yaptığı işin %60’ı Ak Partili Belediyeler ve Kamu kurumları ile olduğu halde buralarda neler yaptığını Savcılık makamı hiç mi merak etmemiş?
Bu şahsın iftiraları ile 8 Belediye Başkanımız onlarca bürokratımızı tutuklayan Savcılık , acaba malına mülküne el koyduğumuz bu şahıs suçtan kurtulmak için iftira mı atıyor diye hiç mi sormuyor? Bu kadar kolay mı iftira ile insanların hayatını karartmak, seçilmiş Belediye Başkanını delilsiz belgesiz hapse atmak.
• Yandaş medyaya göre en büyük ikinci itirafçı Nuhoğlu
Ne demiş Nuhoğlu, medya haberlerine göre, “İSKİ’de bekleyen 500 Milyon TL’lik alacağı varmış bu alacağını almak için mecbur kalmış ve hesaba göre yaklaşık 1.5 milyar rüşvet verilmiş. ”.. Alın size basiretli bir tacir daha..
Alacağından fazla miktarı rüşvet verdiği iddiası bir yana İSKİ’den hiçbir zaman böyle bir alacağı olmamış .. Bu iftiranın neresini düzeltelim. Sayın Savcılık keşke önce bir İSKİ’ye sorsaydı, sizden hiç asfalt ihalesi aldı mı, ödenmemiş alacağı var mı diye..
Ama amaç gerçeği ortaya çıkarmak değil , ortada bir suç örgütü olduğu algısını yaratmak. Hukuk Fakültesinde bize öğretilen ilk kural” müddei iddiasını ispatla mükelleftir”.. Ama bugün yargı tersine dönmüş durumda.
Bugün Gaziosmanpaşa Belediye Başkanımız Hakan Bahçetepe ilçe Başkanlığı döneminde bir başka Belediyeden gönderilen aracı kullanmakla itham ediliyor.
Biz bu Mecliste defalarca gündeme getirmedik mi, 2019 yılı öncesi Ak Partili Belediye Başkanı yönetimindeki İBB’de toplam 827 aracın kimlere nasıl tahsis edildiğini..
Ak Parti İl Başkanlığına tahsis edilen 62 araç,
Ak Parti Genel Merkezine tahsis edilen 8 araç,
Ak Parti Genel Başkan Yardımcılığı, Grup Başkan Vekilliği, Genel Başkan yardımcılıklarına tahsis edilen 13 araç,
Başbakanlığa tahsis edilen 108 araç dahil İBB tarafından toplam 480 aracın kiraları ödenip Ak Parti’ye siyasi faaliyetlerde usulsüz kullandırıldığı,
Çeşitli yandaş Dernek ve vakıflara tahsis edilen araçlar ile birlikte toplam 827 adet aracın İBB kaynakları ile tahsis edildiğinin tespit edilip Teftiş kurulu raporuna bağlanmasına rağmen 1 arabanın peşine düşen Savcılıklar bugüne kadar ne yaptı!..
Anayasamıza göre, Türkiye Cumhuriyeti, Demokratik, laik, sosyal hukuk devletidir. Yargı kişiye göre olmaz, kanunlar kişiye göre uygulanamaz, Yargı birilerinin siyasi amaçlarına ulaşması için elverişli alet olarak kullanılamaz.
Kanunlar herkese eşit uygulandığında, yargı tarafsız ve bağımsız olduğunda toplumda yargıya güven olur. Farkında mısınız bugün iktidara muhalif olanlar, yargı karşısında kendisini güvencesiz , savunmasız hissediyor.
Masumiyet karinesinin yerle bir edildiği bugünkü sistemde, benim hakkımı bu ülkede kim koruyacak diye soruyor her gün iftiraya uğrayıp linç edilen tutuklu arkadaşlarımız..
Maalesef bugün yargı delilden sanığa gideceğine, suç yaratabilmek için itirafçı iftiracılara sarılmış durumda.
Peki İtirafçı mı arıyorsunuz ben size anlatayım. Üstelik Televizyonlarda canlı yayın sırasında, başında Savcı yokken, göz altına alınmamışken, malına mülküne el konulmamışken, manevi işkencelere maruz kalmadan bir çırpıda çözülüveren itirafçı.
Merak mı ettiniz. Tarih 25 Aralık 2013
Dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Bakanlık ve milletvekilliği görevinden istifa ettiği 25 aralık günü NTV haber kanalına bağlanıyor ve milyonların gözü önünde aynen şu ifadeleri kullanıyor:
‘‘Ben müsaadenizle basın açıklaması şeklinde çok kısa ifadelerde bulunmak istiyorum. 17 Aralık tarihinde yapılan operasyon dosyasında şahsımı rencide edecek veya izah edemeyeceğim hiçbir husus yok. Ancak Sayın Başbakan’ın istediği Bakanla çalışmak veya istediği bakanı görevden almak en tabi hakkıdır ve yetkisidir.
Fakat rüşvet ve yolsuzluk ifadelerinin bulunduğu bir operasyon sebebiyle istifa ediniz ve beni rahatlatacak deklarasyonu yayınlayınız’ şeklinde tarafıma baskı yapılmasını kabul etmiyorum. Etmiyorum çünkü, soruşturma dosyasında var olan ve onaylanan imar planlarının büyük bir bölümü Sayın Başbakan’ın talimatıyla yapıldı.
Bu minval üzere bakanlıktan ve milletvekilliğinden istifa ettiğimi açıklıyorum. Bu milleti ve vatanı rahatlatmak için sayın Başbakan’ın istifa etmesi gerektiğine inandığımı ifade ediyor, yüce milletime saygılar sunuyorum” dedi.
Alın size etkin pişmanlık… Ben emir kuluyum diyor, talimat verdiler yaptım.
Bayraktar yıllar sonra verdiği bir röportajda şunları söylüyor:
“Görevi kötüye kullanma var. FETÖ bana, hırsız, yolsuz ya da rüşvetçi diyememiş. Beni de aynı çuvala koyunca liderim, dört tane bakan ile beni de hırsız diye tasvir ediyorsun. Yüzde 60, yüzde 40 ya da 50 öyle tasvir ediyor. Hâlbuki yakından tanıyanlar beni ayırabiliyor. Ben kendimi ayırmak istedim orada, ama gücüm yetmedi. Benim gücüm yetmez, döverler beni öldürürler beni bilmem ne yaparlar. O kadar gücüm yok benim. Bende bir para yakalanmadı. Benim dosyamda ne varsa, hepsi doğrudur. Benim dosyamda ne varsa, hem tapeler doğrudur, hem teknik takip doğrudur hem de benim telefon konuşmalarım A’dan Z’ye kadar doğrudur. Onlarınkiler yanlış olabilir, benimkiler doğru.”
Ne varmış peki Bayraktar’ın telefon konuşmalarını içeren dosyasında ?
Bundan 12 yıl önce hepimiz dinlediğimizde dehşete düştüğümüz o konuşmaları burada okumayacağım. Hepsi açık kaynaklarda var dileyen girip bakabilir.
17-25 Aralık soruşturmalarında “Rüşvet, görevi kötüye kullanma, ihaleye fesat karıştırma ve kaçakçılık’’ suçlamalarının tam ortasında isimleri geçen dönemin 4 Bakanı Sayın Başbakanın isteği ile istifa ettiler ve Yüce divana gönderilmeleri için verilen önerge de TBMM’de reddedilip dosyaların üstü kapatıldı…
Gözaltıları yapan Emniyet Müdürleri, Savcılar görevden alındı, bu bir FETÖ operasyonu denilerek dosyalar hızlıca kapandı.
O gün adı FETÖ’ydü, peki bugün ne yapılıyor?
Önce yandaş medya yazmaya başlıyor, “büyük yolsuzluk ve rüşvet operasyonu” , sonra gizli tanıkların ifadeleri gizlilik kararı olan dosyalardan yandaş medyaya verilmeye başlanıyor, arkasından Ak Partili arkadaşlar tweet atmaya başlıyor, “sonunda hesap vereceksiniz, büyük itiraflar, sayfalar dolusu etkin pişmanlık itirafları” diye başlıyorsunuz yalan ve iftiralarla insanları karalayıp itibarsızlaştırmaya.
Ve hiç durmuyorsunuz. Daha iki gün önce Ak Parti grup sözcüsü bir tweet atıyor, Fatih Keleş 120 sayfa itirafta bulunmuş iddiasına göre. Merak ediyorum nerde görmüş bu 120 sayfalık itirafı.. Ayıptır , günahtır arkadaşlar. Kul hakkı yiyorsunuz ..Müslümanlığa sığar mı kul hakkına girmek..
Bir de diyor ki bu arkadaş, yargıya müdahale etmeyin, acele yargılamayın süreci bekleyin.. Peki bu yaptığınız nedir sorarım size. Her gün türlü iftiralarla yol arkadaşlarımızı karalayıp, suçlu ilan etmiyor musunuz? Bu yaptığınız halkı yanıltıcı bilgiyi yaymak değil mi? Biz yapsak şu kürsüden inmeden gözaltı kararı çıkardı.
3 aydır zindanda tutsak edilen, önce Silivri’ye alınıp sonra Kocaeli’ne sürülen Fatih Keleş açıklama yapmak zorunda kalıyor iftiralarınız karşısında.
Murat Ongun’u dilinize doladınız. Konuştu konuşacak, itirafçı oldu yok olacak..Ne konuşmasını, neyi söylemesini istiyorsunuz? Biz çiğ yemedik ki karnımız ağrısın..
Yapmayın bunu.. Neredeyse 90 gündür ailelerinden kilometrelerce uzaktaki cezaevlerinde iki bayramı, anneler gününü, babalar gününü türlü iftiralar yüzünden yalnız geçiren yol arkadaşlarımıza bir de siz eziyet etmeyin.
Bugün İstanbul Büyükşehir Belediyesinin 7 genel sekreterinin 4’ü aramızda yok. Devlete yıllarca hizmet etmiş , Devletin üst düzey her kademesinde çalışmış bürokrat arkadaşlarımız;
Mahir Polat, Gürkan Akgün, Arif Gürkan Alpay, Erdal Celal Aksoy ne yapmış sorarım?
Yıllarca bu ülkenin şerefli Kaymakamlarından birisi olmuş, Mülkiye Başmüfettişliği yapmış, 35 yıldır kamu görevlisi olan İSKİ Genel Müdürümüz Dr Şafak Başa ne yapmış sorarım?
Salacak’ta işgale son verip Üsküdar sahilini halka açmak için dayak yemeyi göze alan Planlama Daire Başkanımız Ramazan Gülten ne yapmış sorarım?
Muhtarların gece gündüz ulaşabildiği, mahallesinin her sorununu aktarıp çözüm bulduğu Muhtarlıklar Daire Başkanımız Yavuz Saltık ne yapmış sorarım?
43 yıldır İBB Zabıta Müdürlüğünde çalışan Nazan Başelli , 20 yıldır İBB Zabıta Müdürlüğünde çalışan Hakan Aplak ne yapmış?
Dr Buğra Gökçe, yıllarca Belediyelerde Genel Sekreterlik yapmış, İPA başkanımız , araştırmacı ne yapmış?
Özel kalem müdürü Kadriye Kasapoğlu, Başkanımızın koruması Mustafa Akın , falanca hakkınızda şöyle dedi şeklinde tek bir soru sorulup, ispatı olmayan suçlama ile Silivri zindanlarına atıldılar. Bu arkadaşlarımız hiçbir imza yetkisi olmadığı halde soruyorum nasıl bir usulsüzlük yapmışlar?
Daire Başkanlarımız, Şirket genel Müdürlerimiz, Birim Müdürlerimiz, Müdür yardımcılarımız, asistanlar, çalışanlar, akla zarar suçlamalarla hapse atıldılar.
Tek hayalleri bu şehri ranttan, fırsatçılardan , işgalden korumak için gece gündüz çalışmak olan adını tek tek sayamadığım şu anda zindanlarda tutsak olan tüm yol arkadaşlarımız ne yapmış sorarım?
Çocuğunu tek başına büyüten, önce bir koğuştan diğerine, sonra Silivri’den alınıp evinden, ailesine , çocuğuna kilometrelerce uzaktaki cezaevlerine sürülen kadın çalışma arkadaşlarımız.. Hiçbir somut delil ortaya konulmadan, çocuğunun yanında sabahın 6’sında evinden alınıp insani ihtiyaçlarını dahi karşılayamadan 4 gün pislik içindeki nezarethanede tutulup, ailelerini göremeden cezaevine gönderilen kadınlar..
Her gün manipülasyon ve algı yaratacağınıza bu arkadaşlarımızın işini nasıl yaptığına, kariyerlerine, geçmişlerine bir bakın..
Gizli tanıklar, iftiracıların suçtan kurtulmak için uydurduğu yalanlara sarılacağınıza arkadaşlarımızın emniyet ve savcılık ifadelerini bir okuyun.
İşyeri aynı binada olan insanlara falanca ile baz vermişsin, 800 metre mesafede telefonun sinyali gelmiş, filanca iş adamı seni aramış , bir daire başkanı bir Genel sekreter yardımcısı ile veya bir başka bürokratla 30 kere konuşmuş vs akla zarar suçlamalarla bir suç örgütü yaratılmaya çalışılıyor.
Ve Belediye Başkanlarımız.
Değerli meclis üyeleri, bu meclis Türkiye’nin en büyük Belediye meclisi.
İstanbul’un 39 ilçe Belediye Başkanı bu Meclisin doğal üyesi. İstanbul halkı 31 Mart 2024 seçiminde oyları ile 39 Belediyenin 26’sında Cumhuriyet Halk Partili Belediye Başkanlarını seçti.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına ise üçüncü kez ve bu defa 1 milyon oy farkla Başkanımız Sn Ekrem İmamoğlu’nu seçti.
Bugün ise seçimden sadece 6 ay sonra başlayan operasyonlarla Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir şekilde CHP’li 8 ilçe Belediye Başkanımız ve Büyükşehir Belediye Başkanımız türlü manipülasyonlar ve iftiralarla hukuksuzca görevden el çektirilip zindanlara atıldı.
Bu salondaki Ak Partili Belediye Başkanlarımıza sesleniyorum. Sizler de halkın oyu ile seçildiniz. Sizin aklınıza gelir mi hiç, bir sabah uyanacağım evimden alınıp tutuklanacağım diye .
Böyle bir ihtimali hiç düşünemezsiniz çünkü bu ülkenin kanunları var, Belediye Başkanının bir suçu varsa önce soruşturma açılır, Bakanlıktan soruşturma izni istenir ve suçu ispatlanır ve Mahkeme kararı kesinleşirse girer hapse yatar değil mi? Çünkü kanunlar böyle..
Ama görüyoruz ki bugün Kanunlar sadece size var. CHP’li Belediye başkanlarımız sorgusuz sualsiz içeri alınıyor. Biz tutuklayalım, görevden alalım sonra bakarız suçu var mı yok mu öylemi? Bugün Başkanımız Sn. Ekrem İmamoğlu’nun Silivri duruşmasında da söylediği gibi , Başkanlarımıza yargılama yapılmıyor doğrudan ceza veriliyor.
2024 seçimleri öncesi İstanbul’da 25 Ak Partili Belediye varken son seçimde sayınız 14’e düştü. Büyük kaybettiniz. Halk oy vermiyor, bir şeyler yapmak lazım..
Şişli ve Esenyurt Belediyemize kayyım atayarak ele geçirildi.
Gaziosmanpaşa Belediyemiz ise Gaziosmanpaşa halkının iradesi gasp edilerek, 21 Ak Partili Meclis üyesinin oyu ile Ak Parti’ye geçti. Ve yıllarca milli irade nutukları atanlar, halkın iradesini bir kez daha yok sayıp zafer nidaları attılar, mutluluk pozu verip tebrikleri kabul ettiler. (Fotoblok)
Bu resim sizin vicdanınıza sığıyor mu? Böyle mi kazanacaksınız kaybettiğiniz Belediyeleri? Böyle mi kazanacaksınız halkın sevgisini? Bir de bu fotoğrafa bakın (Manisa Fotoblok)
Bu fotoğrafta halk var. 75 yıl sonra Manisa halkının seçtiği CHP li bir Belediye Başkanı Sevgili Başkanımız Ferdi Zeyrek’i halk nasıl uğurluyor.. Milyonların cenaze namazını kıldığı halkın yüreğine girmiş Belediye Başkanımıza vefadır bu.
Ve Genel Başkanımız, elleri ile uğurladı can dostunu.. Vefa budur, sevgi budur.. İşte Cumhuriyet Halk partisi budur. Cumhuriyet Halk partili Belediye Başkanları, milletin güveni ile, halkın sevgisi ile gönüllere girerek , alnının teri ile kazandığı seçimlerle geldiler görevinin başına.
Hak yemediler, kimsenin hakkını gasp etmediler, kazandıkları seçimler iptal edildi daha çok oy ile geldiler, yine gelecekler..
Ekrem Başkanımızın, 6 Mayıs 2019’da kazandığı seçim iptal edildiği gün söylediği gibi “HAK YEMEDİK HAKKIMIZI DA YEDİRMEYİZ”..
BU MİLLET KİMİN HAK YEDİĞİNİ ÇOK İYİ BİLİYOR. “
kaydırmaya devam ederek gündemden son dakika ve magazin haberlerine havadiskolik.com üzerinden anında erişebilirsiniz ve bizi twitter hesabımızdan takip etmeyi unutmayın ! https://x.com/havadiskolik
SEKTÖREL
1 gün önceSEKTÖREL
2 gün önceGÜNDEM
3 gün önceGÜNDEM
3 gün önceSEKTÖREL
10 gün önce
1
Bahçeli evlerdeki inşaat işçi çöken merdivenin altında kaldı
4991 kez okundu
2
Adana’da oğlu gözaltına alınan gazi, olay yerinde ne olduğunu anlamaya çalışırken saldırıya uğradı.
4963 kez okundu
3
Murat Susam ile Güzelliğin Adresi: Blonde Bayan Kuaförü
4804 kez okundu
4
Erdoğan hidroelektrik santrallerinin açılışında duyurdu: Tarım Kredi’de kırmızı ete indirim
3935 kez okundu
5
İzmir’de maymun paniği
3918 kez okundu