Sorularımızı eski İBB Medya AŞ Genel Müdürü İpek Elif Atayman’ın oğlu Efe Çakır yanıtlıyor.
– Siz ve dedeniz yaklaşık 7 saatlik yolculuk yapıp İstanbul’dan Afyon’a annenizi görüşe gittiniz ancak “sistem arızası” nedeniyle siz annenizle, dedeniz kızıyla görüşemedi. Dönüşünüzdeki duygu durumunuzu, bu yolculukta dedenizle neler konuştuğunuzu anlatır mısınız?
O hafta gittiğimizde bir aksilik yaşadık, bizimle birlikte uzaktan gelen birkaç aile daha vardı. Nizamiyedeki komutan görüşlerin iptal edilip ileri bir tarihe ertelendiğini söyleyince şaşırdık. Şansımızı çok zorlamadan dedemle çıktık. Annemin merak etmemesi için haber yollamaya çalıştık fakat yardımcı olamadılar. Tam cezaevinden çıkarken yanımızdan sirenlerini açmış bir ambulans çıkış yapıyordu, dedemle birbirimize baktık, çok endişelendik. Aklımızdan birçok üzücü senaryo geçti ama neyse ki sonunda geceyi atlatıp ertesi gün annemi sağ salim görebildik. Annemi moralli ve güleç görmenin verdiği bir nebze huzurla İstanbul’a döndük.
– Annenizin Afyon’da 5 gün yerde yattığını nasıl öğrendiniz, o anki hislerinizi nasıl tarif edersiniz?
Annemle bazı haftalar araması için gün belirleyip sözleşiyoruz. Fakat gidiş dönüş yolumuzda aklı kaldığı için haklı olarak dayanamayıp pazartesi akşam veya salı konuşuyoruz. Yine böyle sözleştiğimiz bir gün annemin 30 yıllık dostları ve biz, benim evimde toplanmış annemin aramasını bekliyorduk. Annem aradı “Oğlum söylemeyecektim sana ama artık bu muamele canıma tak etti, devletim beni 5 gündür yerde yatırıyor” dedi. Anneannem ağlamaya başladı. Biz ilk başta öfkeden mi üzüntüden mi bilemediğim bir duyguyla bir şey diyemedik, donduk kaldık sonra elimizden tek gelen şey “Halledeceğiz, az dayan üzülme” diye teskin edebilmek oldu.

‘İLK KEZ İSYANINA TANIK OLDUM’
Annemle yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmez, ben hayatımda ilk defa annemin böyle sitem ve isyan ettiğine şahit oldum. Hayatında boşanma davası hariç duruşma görmemiş bir Cumhuriyet kadınına yapılan bu eziyeti hazmedemedik. Bu sıkıntılar elbette ilk bizim başımıza gelmiyor fakat günahsız bir insanın başına haksız bir şekilde gelince üzüntü ayrı bir boyut kazanıyor.
– Annenizin farklı bir ile nakledilmesi gerek maddi gerekse manevi açıdan sizi nasıl zorluyor?
Açıkçası ailemiz açısından işin maddi boyutu içinden çıkılmaz bir noktaya doğru evriliyor. Bu süreçte haliyle borçlarımız arttı. Annemin emekli maaşı ve benim ortalama beyaz yaka maaşım ile geçinmek epey zor oluyor, hele ki kredi borçları öderken, birçok şeyden kısmaya başladık. Ben biraz borç kapatabilmek için 21 yaşındaki aracımı satılığa çıkardım ama sağ olsun annemin eşi dostu sevenleri var. Bizlere ellerinden geldiğince destek oluyorlar. Bütün destekleri not ediyorum umarım hepsini ödeyeceğiz.
‘MALİYET EN AZ 40 BİN TL’
Ben pazartesileri izin alıyorum, aylık 4 iş günü kaybım olduğu için maaşımdan 10 bin TL kesinti oluyor. Aileyle gittiğimiz zamanlar yolda daha fazla harcama çıkıyor, bazen yetişmek için gelen radar cezaları, arabamızın yollarda parçalanması, 2.5 ayda bir gelen araç servis masrafı gibi şeyleri hiç hesaba katmadan, Afyon’a ayda dört kez gidip gelmenin bize maliyeti minimum 40 bin TL’yi buluyor. Ben annem nerede olursa olsun yanına giderim bir şekilde, hiç problem değil ama maddi boyut böyle giderse elimiz kolumuz bağlanacak.
– Elif Hanım bu satırları okuyacaktır, ona ne söylemek isterdiniz?
Aslan annem, onurlu annem hayat sana hiçbir zaman toz pembe olmadı, hep zorladı seni ama sen hepsinin üstesinden geldin. Haddime değil ama seninle gurur duyuyorum. Bu hiç beklemediğimiz bir şeydi ama maalesef başımıza geldi. Bu süreçte en zorlu manevi işkencelerin üstesinden geldin. Bu kadar zamandır hakkında ne bir satır iftira çıktı, ne bir itiraf… Ne bir zenginleşmen var ne de bir suçun… Sen her zaman pırıl pırıl bir insan oldun, her zaman onurunla, bileğinin hakkıyla bir yerlere geldin. Buradan da aynı şekilde aklanıp çıkacaksın. Çoğunu bitirdin gülüm, az daha sabret. Yaşadığın her travmanın üstesinden geleceğiz, sana söz veriyorum… Çok özledik, Allah’a emanet ol…

‘GÖZYAŞI DÖKMEDİĞİM TEK GÜNÜM YOK’
Sorularımızı İBB Medya AŞ Yöneticisi Elif Güven’in annesi Zeynep Güven yanıtlıyor.
– Elif Hanım’ın tutuklama haberi geldiğinde ilk olarak ne hissettiniz, ilk 24 saatinizde yaşadıklarınızı paylaşır mısınız, bu olay sizin sağlığınızı nasıl etkiledi?
Elif’in tutuklanma haberi geldiğinde biz yurtdışındaydık. Benim doğum günümdü. Kızımla kısa bir tatil yapalım dedik ve orada kuzeniyle beraber çok güzel dört gün geçirdik. Elif yoğun çalıştığı için uzun süredir tatil yapamıyorduk. Tabii ki haber gelene kadar orada hastalandım. Ayaklarım beni taşımaz hale geldi. Doktora gittim ve biz üç dört gün gecikerek döndük. Buraya dönünce de Elif’in ifadesi alındıktan sonra geleceğini düşündüm. Kızımın bir suçu yoktu. 27 yıldır medyada nasıl çalıştıysa belediyede de öyle çalıştı, işinin en iyisini yaparak devam etti. Ama ne yazık ki öyle olmadı ve kızım tutuklandı. Artık ondan sonrasını tüm annelerin hislerine bırakıyorum. Benim için yaşamın bittiğini hissettim, içim yanıyor, burnumda tütüyor. Aylar oldu, gözyaşı dökmediğim tek günüm yok. Antidepresanlarla ayakta durmaya çalışıyorum. “Neden Allah’ım” diye soruyorum sürekli. Benim kızım suçsuz ve suçsuz olduğu için İtalya’dan geldi, gelmeyebilirdi. Bu yapıştırılan suç çok ağırıma gidiyor. Dürüstlüğünün ve iyiliğinin bedeli bu olmamalı. İsyanlardayım. Sağlığım bozuldu. Elif’le beraber ben de tutuklu ve tutsağım. Adına ne koyarsanız. Yeter, yeter… Çıksın.
– Elif Hanım cezaevine girdiğinden beri hayatınızın ritmi nasıl değişti, kızınızın yokluğunu en çok hangi zamanlarda hissediyorsunuz?
Çok değişti, hayattan zevk alamaz hale geldim. Her gün elim telefona gidiyor, sonra bırakıyorum. Aylardır kızıma bir “Alo” diyemiyorum, arayamıyorum. Tutuklu evladım, Elif cezaevinde. Ama niye? Yoruldum artık. Elif’imle bizim ilişkimiz çok yakın. Anne, kız, abla, kardeş yeri geldiğinde baba, kız gibiyiz. Çünkü babamız Covid’den vefat etti. Elif çok çok saygılı ve sevgili bir evlattır. Hiçbir zaman annesi olarak ne kırıldım ne üzüldüm.
– Elif Hanım ile cezaevine girmeden önce geçirdiğiniz son keyifli anne/kız anınız nedir, neler konuşmuştunuz?
İşinin yoğunluğundan fırsat buldukça beraber yürüyüş yapardık. Sinemaya, tiyatroya gider, seyahatlere çıkardık. Birlikte kahve içmekten çok zevk alırdık, sohbet ederdik. Bazen Elif evde dinlenmeyi tercih ederdi. En son sohbetimizde birlikte seyahat edeceğimiz yeni yerleri konuşmuştuk. Yakın zamanda misafirleri gelecekti, benim kadıbudu köfte yapmamı istemişti. Kızımla özlem duyduğum şeyler arasında, gece yarılarına kadar görüntülü yemek tariflerini konuşmak var. En son birlikte mercimek köftesi yapmıştık.
– Elif Hanım bu satırları okuyacaktır, ona ne söylemek istersiniz?
Kızım, canım, Elif’im seni çok özledim, seni çok seviyorum, gel artık.
YARIN: İBB İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanıı Ramazan Gülten’in eşi Pınar Çalışkan Gülten ve İBB Muhtarlık İşleri Dairesi Başkanı Yavuz Saltık’ın eşi Sevgi Saltık
kaydırmaya devam ederek gündemden son dakika ve magazin haberlerine havadiskolik.com üzerinden anında erişebilirsiniz ve bizi twitter hesabımızdan takip etmeyi unutmayın ! https://x.com/havadiskolik
SEKTÖREL
1 gün önceSEKTÖREL
2 gün önceGÜNDEM
3 gün önceGÜNDEM
3 gün önceSEKTÖREL
10 gün önce
1
Bahçeli evlerdeki inşaat işçi çöken merdivenin altında kaldı
4991 kez okundu
2
Adana’da oğlu gözaltına alınan gazi, olay yerinde ne olduğunu anlamaya çalışırken saldırıya uğradı.
4963 kez okundu
3
Murat Susam ile Güzelliğin Adresi: Blonde Bayan Kuaförü
4804 kez okundu
4
Erdoğan hidroelektrik santrallerinin açılışında duyurdu: Tarım Kredi’de kırmızı ete indirim
3935 kez okundu
5
İzmir’de maymun paniği
3918 kez okundu