29 Ekim Kadınları Derneği, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kapsamında yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları sayesinde kadınların elde ettiği kazanımların, günümüzde AKP iktidarıyla yok olmaya yüz tuttuğu aktarıldı. İktidarın politikaları, geçmişten yapılan anımsatmalarla eleştirildi. Açıklamada, “Önümüzde ciddi bir sorun yığını duruyor. Cumhuriyetin ilanı ile kazanılmış ve yine kadınların mücadelesi ile yeni ve ileri yasal güvencelere kavuşturulmuş olan haklarımız, ciddi bir tehditle karşı karşıya. Bu nedenle, tam da Cumhuriyet Bayramının yıl dönümünde, iktidar, her yeni girişimi ile kadın haklarını tırpanlıyor” denildi.
‘GENEL AHLAK KAVRAMI, İKTİDARIN İDEOLOJİSİ İLE BİÇİMLENİYOR’
Kadınların 2004 yılında Anayasa’nın 10’uncu maddesine “Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir” ifadelerini ekletmeyi başardığı anımsatılan açıklamada, “Bu düzenleme, önümüze geniş olanaklar sunacaktı. Anayasa’yı da eşitlik temelinde daha da ileriye taşıyacaktık. Öyle olmadı. Bugün ‘Anayasa’ya Dokunma’ diyoruz. İktidar, aynı yılların bir kazanımı olan İstanbul Sözleşmesi’nden başlayarak, hızlı bir dönüşe geçti. 2000 li yılların başlarında her yeni yasal düzenleme, kadın emeğinin ürünü olan kazanımların yaşama geçmesini sağlardı. Kadın kuruluşları olarak, kadının insan haklarını güvence altına alan bu düzenlemelerdeki başarımızla daha ileri olan için yeniden yola çıkma hazırlığında olurduk. Ancak bugün her paket, bir müjde değil, geriye gidişin işaretini veriyor” ifadelerine yer verildi.
‘SESİMİZİ YÜKSELTMEKTEN VAZGEÇMEYECEĞİZ’
Kamuoyuna sızdırılan ve yakın zamanda Meclis’e sunulması beklenen 11. Yargı Paketi taslağına yönelik de eleştiriler bulunan açıklamada, “Kadınlar, feministler, ve LGBTİ+’lar ‘Özel yaşamlarımız tehdit ediliyor. Devletçe, makbul olan ve olmayan sınıflandırılmasına tabii tutuluyoruz. Genel ahlak kavramı, iktidarın ideolojisi ile biçimleniyor’ diyerek sokaklarda seslerini yükseltiyor. İstemleri, insan onurunun savunulmasıdır. İnsanlık onurunun savunulması, yasal düzenlemelerin, kadının insan hakları anlayışı ile inşa edilebilir. Aksi, eşitliğin yok sayılması ve karanlığın koyulaştırılmasıdır. Ancak kadınlar olarak, seslerimizi yükseltmekten vazgeçmeyeceğiz” denildi.
‘BİRİNCİL GÖREV OLARAK GÖRÜLMELİ’
Günümüz AKP iktidarında kadınların insan hakları yönünden yoksunluğa mahkum edildiği, “mukaddes aile- kutsal annelik” kavramları kullanılarak kadnların eve mahkum edilmeye çalışıldığı, hutbelerle kadınların haklarının hedef alındığı, kadın cinayetlerinin artışta olduğu vurgulanan açıklamada, “Bu nedenle yaşam hakkının güvenceye alınması için her türlü önlemin alınması birincil görev olarak görülmelidir. Koruma isteyen kadınların istemleri ilgili kurumlarca ciddiye alınmalı, bu konuda ihmali görülen kamu görevlilerin de adli ve idari soruşturma açılması konusunda özen gösterilmelidir” ifadeleri kullanıldı. Tüm sorunlar kapsamında sıralanan çözüm önerilerinden bazıları ise şöyle aktarıldı:
“. 100 bin nüfusa en az bir sığınak, 200 bin nüfusa en az bir cinsel şiddet kriz merkezi açılmalıdır.
. Kadın cinayetlerinin göz göre göre geldiği, istismar yapanların tutuksuz yargılandığı ve şiddet mağduru kadınların, kolluktan geri döndürüldüğü ülkemizde, cezaların artırılması gibi bir talep yerine toplumsal cinsiyet eşitliği bilincinin yaratılması için topyekün mücadeleyi temel alan politikalar geliştirilmelidir.
. Eşitliğin, yasalarda yer almasına karşın yaşamın içinde yok olması, demokratik bir hukuk devleti olamayışımızın sonucudur. Demokrasi ve hukuk, yurttaşlar arasında, ırk, din, dil, etnik kökenlerine, cinsiyetlerine, cinsel yönelimlerine, cinsiyet kimliklerine göre de ayırım yapmamayı emreder. Siyasi partiler, ayırımlara izin vermeyen bir politika izlemelidir.
. Son 20 yıldır iktidara hakim olan gerici anlayış, kadınların tüm kazanımlarını yok etme çabasındadır. TBMM önüne taşınan, kadınların mücadelesi ile kazanılmış olan yasal düzenlemelerin, esnek çalışma, evde yaşlı bakımı gibi sözde kadınlar yararına bir görüntü ile sunulmaları karşısında sosyal devletin görevlerini kadına yükleyen ve onu iş yaşamından koparan ve çalışma hakkını elinden alarak, eve hapseden zihniyetin yasa önerilerine direnilmelidir.”
‘OTORİTER REJİMİN KESKİNLEŞTİĞİNİN İŞARETİ’
Açıklama, “ İktidarın, özellikle kültürel alana müdahalesi, otoriter rejimin giderek keskinleştiğinin işaretidir. Bilindiği gibi, insanların nasıl yaşaması, nasıl davranması, ne giyeceği ya da giymeyeceği, cinsiyetler arası ilişkilerin nasıl olması gerektiği gibi konularda topluma dayatmalarda bulunulan ülkelerde demokrasiden söz edilemez. Bugün özellikle laiklikten geri gidişin de örnekleri olan yasal düzenlemeler ya da fiili uygulamaların hedefinde kadınlar bulunmaktadır. Demokrasi, özgürlük ve laiklik birbirini besleyen kavramlardır. Laiklikten geri gidiş, özellikle biz kadınlar için özgürlüklerimizin elimizden alınacağının açık işaretidir” ifadeleriyle sonlandı.
kaydırmaya devam ederek gündemden son dakika ve magazin haberlerine havadiskolik.com üzerinden anında erişebilirsiniz ve bizi twitter hesabımızdan takip etmeyi unutmayın ! https://x.com/havadiskolik
SEKTÖREL
21 saat önceSEKTÖREL
2 gün önceGÜNDEM
3 gün önceGÜNDEM
3 gün önceSEKTÖREL
10 gün önce
1
Bahçeli evlerdeki inşaat işçi çöken merdivenin altında kaldı
4989 kez okundu
2
Adana’da oğlu gözaltına alınan gazi, olay yerinde ne olduğunu anlamaya çalışırken saldırıya uğradı.
4962 kez okundu
3
Murat Susam ile Güzelliğin Adresi: Blonde Bayan Kuaförü
4802 kez okundu
4
Erdoğan hidroelektrik santrallerinin açılışında duyurdu: Tarım Kredi’de kırmızı ete indirim
3932 kez okundu
5
İzmir’de maymun paniği
3916 kez okundu