DOLAR 42,8134 0.02%
EURO 50,3092 0.29%
ALTIN 6.069,161,64
BITCOIN 38579371.80944%
İstanbul
11°

HAFİF YAĞMUR

SABAHA KALAN SÜRE

İnsanların hayatta kalabildiği en düşük vücut sıcaklıkları nedir?

İnsanların hayatta kalabildiği en düşük vücut sıcaklıkları nedir?

ABONE OL
Aralık 22, 2025 04:24
İnsanların hayatta kalabildiği en düşük vücut sıcaklıkları nedir?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Yazın bazı günleri çok yüksek sıcaklıklara ulaşan havalarda da kışın eksi derecelere düşen çok soğuk günlerde de insan bedeni alarm verir. Hem yüksek sıcaklık hem de düşük sıcaklık bazı sorunları beraberinde getirir. İnsanların homeoterm yani sıcakkanlı canlılar, olması vücut ısımızın kabaca sabit kalmasını sağlar. Bu sayede değişen hava koşullarına uyum sağlayabiliriz.

Bazı durumlarda ise bu denge bozulur.

İnsanların normal vücut sıcaklığı genellikle 36.1 santigrat derece ile 37.6 santigrat derece arasında değişir. Yani ortalama olarak 37 derece kabul edilir.

Hava sıcaklıkları düştüğünde ise bedenimiz bazı reaksiyonlar gösterir. Vücudumuz ortalama sıcaklığın altında bir havayla karşılaştığında derimize giden kan akışını azaltır. Isı üretmek için titrememize neden olur ve bu da bir noktada tüylerimizin de diken diken olacağı anlamına gelir. Bu sayede sıcaklık derimizin yakınında hapsolur.

Aşırı soğuk durumlarında ise bu yerleşik ısıtma yöntemi işe yaramayabilir bu da vücut sıcaklığının dramatik şekilde düşmesi anlamına gelir. Teorik olarak vücut sıcaklığımız 35 derecenin altına düşerse hipotermi geçiririz. Her ne kadar kulağa felaket gibi gelse de bazı durumlarda hipoterminin faydalı olabileceği söyleniyor.

Kazara oluşan hipotermi vücudu risk altına sokar.

Hipoterminin farklı aşamaları

Vücut sıcaklığı 32 ila 35 derece arasındaysa hafif hipotermi olarak tanımlanır. Hastalar açlık, mide bulantısı ve kafa karışıklığı hissedebilir. Ciltleri ise soluk ve kuru hale gelebilir. Eğer vücut sıcaklığı 28 derece ila 32 dereceye kadar düşerse bu orta hipotermi olarak tanımlanır. Şiddetli hipotermide ise vücut sıcaklığı 28 derecenin altına düşmüştür; bilinç kaybı, koma, kontrolsüz hareketler ve kalp atışlarında yavaşlama ve ilerlemesi durumunda kalbin durması gibi sonuçları olur.

Populer Science’in aktardığı bir vakada ise radyolog Anna Bagenholm, 1999 yılında kayak gezisi yaptığı sırada buzun kırılması sonucu suya düşüyor. Bagenholm, yaklaşık 1 buçuk saat sonra bulunuyor ve bu süre boyunca buz gibi suda kalıyor. Kurtarma ekipleri kadının yanına ulaştığında teknik olarak ölmüş ancak kalp masajı ve diğer prosedürler uygulanmış. Aktarılana göre vücut sıcaklığı 56.7 fahrenhayt yani yaklaşık 13.72 santigrat dereceye kadar düşmüş. Doktorlar 3 saat boyunca kalp-akciğer makinesine bağlayıp ısınmasını sağlayana kadar işlemlere devam etmişler ve sonunda Anna, bir ay boyunca solum cihazına bağlı kalsa da hayatta kalmayı başardı. Kazayı yaşadıktan yaklaşık 5 ay sonra da normal hayatına geri döndü.

Bir başka olayda ise Polonya’da küçük bir çocuğun vücut sıcaklığının 53,2 fahrenhayta kadar düşmesi ve kurtulması anlatılıyor. 2014 yılında yaşanan olayda Adam adındaki küçük çocuk soğuk olmasıyla bilinen Krakow şehrinin bir köyünde evden dışarı çıkıyor ve saatlerce eve gelmiyor. Saatler sonra çocuk bilinci kapalı ve hareketsiz bulunuyor. Küçük çocuğun vücut sıcaklığı yaklaşık 11.6 dereceye kadar düşmüş. Anna’daki durumda olduğu gibi çocuğa müdahale edilirken vücut sıcaklığı da artırılmış ve iki ay sonra taburcu edilmiş.

Vücut sıcaklıkları bu kadar düşerken insanlar nasıl hayatta kalabiliyor?

Araştırmacılar, birden fazla faktörün etkili olduğunu düşünüyor. Normal sıcaklıklarda, beynin oksijen ve diğer besin maddelerine olan sürekli ihtiyacı, düşük sıcaklıklarda büyük ölçüde azalır. Ultra düşük sıcaklıklar hayati sinirsel aktiviteleri yavaşlatırken, hücre ölümünü ve yıkımını kontrol eden aktiviteleri de yavaşlatır. Bagenholm, akan buzlu suyla kaplıyken bir hava cebinde mahsur kalmıştı. Bu, vücudu oksijen eksikliğinin beyni için büyük bir sorun teşkil etmeyeceği bir sıcaklıkta soğurken hala nefes alabileceği anlamına geliyordu.

İsveç’teki Lund Üniversitesinde anestezi uzmanı olan Niklas Nielsen, tıp camiasının onlarca yıldır düşük vücut sıcaklığının potansiyel koruyucu etkilerinin farkında olduğunu belirtiyor. Cerrahlar, beyin veya kalp ameliyatı sırasında hayati organları korumak için hastaların vücut ısısını sıklıkla düşürüyorlar.

Açık kalp ameliyatı sırasında cerrahlar, kalbi geçici olarak durdurup soğutan kardiyopleji adı verilen bir sıvıyla kalbi doldururlar. Bu, cerrahlara dışarıdan bir makineyle kan akışını kontrol ederken hareketsiz kalp üzerinde ameliyat yapmaları için zaman kazandırır. İndüklenmiş hipotermi yani dışarıdan etki ile uyandırılması, başlatılması ile soğutulan ve beyin fonksiyonları bozulmadan hayatta kalan bir insanın kaydedilen en düşük sıcaklığı 39,6 fahrenhayt yani yaklaşık 4.2 santigrat derecedir.

Bu uç örnek, 1961’de kaydedilen bir vakada yer alıyor.

Nielsen’e göre bu çalışmalar, düşük sıcaklıkların hastanın iyileşmesinin mümkün olmadığı düşüncesine kapılmasına yol açmaması gerektiğini kanıtlıyor.


kaydırmaya devam ederek gündemden son dakika ve magazin haberlerine havadiskolik.com üzerinden anında erişebilirsiniz ve bizi twitter hesabımızdan takip etmeyi unutmayın ! https://x.com/havadiskolik

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
300x250r
300x250r