Türkiye’nin önde gelen yapay zeka uzmanları, Elon Musk’ın sahibi olduğu xAI tarafından geliştirilen ve sosyal medya platformu X’te (eski Twitter) kullanıcıların sıkça başvurduğu yapay zeka destekli sohbet botu Grok hakkında dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu. Gazi Üniversitesi Yapay Zeka Merkezi Müdürü Prof. Dr. Muhammet Ali Akçayol, Gazi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şeref Sağıroğlu ve Ankara Üniversitesi Yapay Zeka Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mehmet Serdar Güzel, Grok’un teknik yapısından toplumsal etkilerine kadar birçok açıdan kapsamlı yorumlar yaptı.
“GROK, TOPLUMSAL DEĞERLERE ZARAR VEREBİLECEK İÇERİKLER ÜRETİYOR”
Prof. Dr. Muhammet Ali Akçayol, Grok’un büyük dil modelleri arasında yer aldığını ancak ChatGPT ve Gemini gibi modellerden eğitim yöntemi açısından ayrıldığını vurguladı. Akçayol’a göre, Grok’un eğitim verisi ağırlıklı olarak X platformundaki argo ve sert içeriklerden oluşuyor. Bu da modelin, zaman zaman toplumsal değerlerle çelişen, saldırgan veya uygunsuz yanıtlar vermesine neden olabiliyor.
Son güncellemelerle birlikte Grok’un daha fazla zararlı içerik üretmeye başladığını belirten Akçayol, bu durumun yalnızca Türkiye’de değil, dünya genelinde tepkiyle karşılandığını söyledi. Türkiye’nin Grok’a erişimi sınırlamasını “radikal ama doğru bir adım” olarak değerlendiren Akçayol, yerli büyük dil modeli geliştirme çalışmalarının hızlandırılması gerektiğini vurguladı:
Yerli ve milli bir model, ülkemizin kültürel ve etik hassasiyetlerini gözeterek daha güvenli içerikler üretebilir. Bu modelin verilerinin de yurt içinde, yerel sunucularda saklanması büyük önem taşıyor.
“KURALLARA UYMAYAN YAPAY ZEKA SİSTEMLERİ YASAKLANABİLİR”
Prof. Dr. Şeref Sağıroğlu ise yapay zeka destekli dil modellerinin artık medya, hukuk ve toplumsal hayat dahil her alanı etkilediğini belirtti. Grok’un son dönemdeki yanıtlarıyla tartışmalara yol açtığını söyleyen Sağıroğlu, ülkelerin kendi yasa ve etik standartlarına uymayan yapay zeka araçlarını engelleme hakkına sahip olduğunu ifade etti:
Bir dil modelini ülke yasaları ve toplum kurallarıyla uyumsuz hale getirirseniz, bu modelin kullanımı sınırlanabilir. Avrupa Birliği zaten yapay zeka yasası kapsamında bu tarz riskleri kontrol altına almaya başladı. İngiltere’de bile kullanılan dil modellerinin bir kısmı yasaklandı.
Türkiye’de TBMM bünyesinde kurulan Yapay Zeka Araştırma Komisyonu’na da katkı verdiğini aktaran Sağıroğlu, bu çabaların ulusal bir stratejiye dönüşmesi gerektiğini savundu. Özellikle gençleri ve çocukları hedef alan olumsuz içeriklere karşı koruyucu sistemler geliştirilmesi gerektiğini belirtti:
Yapay zekanın yol açabileceği tehditler gün geçtikçe artıyor. Bu yüzden geç kalmadan, kültürümüze ve değerlerimize uygun, bize ait büyük dil modelleri geliştirmemiz şart. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın bu konudaki destek çağrıları çok değerli ancak sürecin hızlanması gerekiyor.
“GROK, FİLTRELERİ KALDIRARAK KONTROLSÜZ HALE GELDİ”
Prof. Dr. Mehmet Serdar Güzel ise Grok’un diğer sohbet botlarından temel farkına dikkat çekti: filtre sistemlerinin kaldırılması. Grok, kullanıcıya daha “doğal ve gerçek zamanlı” yanıtlar vermeyi amaçlasa da bu yaklaşım sakıncalı sonuçlar doğurabiliyor. Sosyal medyadaki argo, komplo teorileri ve mizah temelli dilin Grok’un çıktılarında da kendini gösterdiğini söyleyen Güzel, şöyle konuştu:
ChatGPT ya da Çin merkezli DeepSeek gibi modellerde belirli konu başlıkları filtrelenir, yani bazı yanıtlar doğrudan engellenir. Ancak Grok’ta bu kontrol mekanizmaları neredeyse yok. X platformundan gerçek zamanlı veri aldığı için sistem, sosyal medyanın dilini birebir yansıtıyor.
Güzel, bu nedenle çocuk ve gençlerin sosyal medyada denetimsiz yapay zeka araçlarına maruz kalmasının ciddi bir risk oluşturduğunu dile getirdi:
Yetişkinler bu içerikleri tolere edebilir ancak genç kullanıcılar için aynı şey geçerli değil. Sosyal medya kullanımına yaş sınırı getirilmeli. Grok gibi araçlara erişim için de düzenleme yapılması gerekebilir.
ORTAK MESAJ: YERLİ VE GÜVENLİ DİL MODELLERİ ARTIK ZORUNLULUK
Üç akademisyen de farklı açılardan aynı noktaya vurgu yaptı: Türkiye’nin kendi büyük dil modelini, kendi verisiyle, kendi değerleriyle üretmesi artık ertelenemez bir zorunluluk.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı öncülüğünde başlatılan projelerin hız kazanması gerektiği, üniversiteler, kamu kurumları ve özel sektörün bu süreçte koordineli hareket etmesi gerektiği konusunda hemfikir olan uzmanlara göre, bu yalnızca teknolojik değil, kültürel bir güvenlik meselesi haline gelmiş durumda.
kaydırmaya devam ederek gündemden son dakika ve magazin haberlerine havadiskolik.com üzerinden anında erişebilirsiniz.
kaynak
News
