Bu işin japonu, almanı, amerikanı pek fark etmez. euro4 – euro5 ve euro6 standartlarını karşılayan neredeyse tüm otomobiller iddianızdan daha fazla koşarlar.
Ticari taksilerin otomobillerinin bir birçok italyan, fransız nadiren de japon ve korelidir. ticari taksiciler 500.000 – 700.000 km yapmadan aracı elden çıkarmazlar. aslında beş yılda bir değiştirme zaruriliği var. ticari de bir yılda ortalama 100 – 140 bin km koşarlar.
Yeni Avrupa taşıt komisyonu’na nazaran beğenmediğiniz dacia bile yarım milyon km koşar. (bakımlarını aksatmadığınız takdirde.
100 bin, 200 bin, hatta 300 bin km’de bile araç alınır, binilir. durumu uygunsa, illa o otomobil isteniyorsa, bütçeniz o kadar el veriyorsa alınır.
Şimdi birtakım arkadaşlar diyor ya “alman yahut japon olmazsa alınmaz“ diye; büsbütün bu da bütçeye bağlı bir söylemdir. Esasen bütçe el vermediğinden yüksek bir km’li araç alınacaksa şayet muhakkak alman yada japon alınmamalıdır.
Sürekli ufak tefek yürüyen arızaları oluşacağı için alman yahut Japon’un masrafları araca verdiğiniz kadar para tutacaktır. Ancak ülkemiz de üretimi yapılan İtalyan, Kore, Fransız üzere araçların popülaritesinden ve ülkemizde üretilmesinden ötürü kesimleri alman ve Japon’a nazaran bi-hayli ucuz olacaktır.
Bir yanlış kanıyı de düzeltmekte yarar var. Aracın motorundan bu kadar da korkmayın. Motor sandığınız kadar maliyetli tamirat gerektiren bir donanım değil. ancak şanzıman olsun, yürüyen olsun, direksiyon kutusu olsun; bunlar motordan daha fazla sıkıntı açar başınıza.
Motoru rektifiye ettirirsiniz ancak birçok vakit şanzımanın yenisini yahut en düzgün ihtimalle çıkmasını almak zorunda kalırsınız.
Ekspertiz sonrası duruma nazaran 500.000 km’de de araç alınır.
News
