CNN’in haberine göre, “Mutlu musun?” sorusu artık yeterli değil. Yeni bir küresel araştırma, yalnızca mutluluk değil; sağlık, anlam, ilişkiler, finansal güvenlik ve karakter gibi çok sayıda unsurun da bir arada olduğu daha geniş bir iyilik hali olan flourishing kavramını merkezine alıyor. Harvard Üniversitesi ve Baylor Üniversitesi tarafından yürütülen Küresel Flourishing Araştırması, 207 bin kişiyle yapılan anketlerle bu kavramı ölçümledi ve çarpıcı sonuçlar ortaya koydu.

“FLOURISHING” NEYİ ÖLÇÜYOR
“Flourishing”, yalnızca iyi hissetmek değil; hayatın birçok alanında tatmin ve denge hissi yaşamak anlamına geliyor. Araştırmada bireylerin genel mutluluk düzeylerinin yanı sıra fiziksel ve zihinsel sağlıkları, hayatlarının anlamı, ilişkileri, karakterleri ve finansal güvenceleri değerlendirildi. Katılımcılar bu altı alanın her biri için ikişer soruyu yanıtladı.
Araştırmanın en çarpıcı yönlerinden biri ise şuydu: En yüksek flourishing düzeyine sahip ülkeler mutluluk listelerinde ilk sıralarda yer almıyor. Örneğin Endonezya, Meksika ve Filipinler flourishing sıralamasında ilk üçte yer alırken, “Dünya Mutluluk Raporu”nda bu ülkeler ilk 20’ye bile giremiyor.
GELİŞMİŞ ÜLKELERDE GENÇLER DAHA AZ YAŞIYOR
Araştırmanın dikkat çeken bir diğer bulgusu ise yaşa bağlı farklılıklar. Ortalama olarak flourishing düzeyi yaşla birlikte artıyor. 22 ülke genelinde en düşük flourishing düzeyi gençlerde görülüyor.
Harvard’dan epidemiyolog Prof. Dr. Tyler VanderWeele, bu durumu “Gençler bize bir şeylerin yolunda gitmediğini söylüyor” diyerek özetliyor. Kanada’dan psikolog Felix Cheung ise gelişmiş ülkelerdeki gençlerin sosyal hareketlilik eksikliği, yani çaba göstererek yükselemeyecekleri algısıyla umutsuzluğa kapıldıklarını belirtiyor.
Gelişmekte olan ülkelerde ise bu eğilim tersine dönebiliyor. Örneğin Tanzanya ve Polonya’da gençler daha yüksek flourishing bildiriyor.
EN ZENGİN ÜLKELER GERİDE KALDI
Araştırmanın sürprizlerinden biri, flourishing seviyelerinin en yüksek olduğu ülkelerin ekonomik olarak en güçlü ülkeler olmaması.
Örneğin:
Oysa ABD ve İsveç gibi yüksek yaşam standardına sahip ülkeler flourishing sıralamasında orta sıralarda yer alıyor. Araştırmacılar, bu durumun “ekonomik kalkınma ile bireysel anlam, sosyal bağlılık ve karakter gelişimi arasında denge kurma” ihtiyacını gösterdiğini belirtiyor.
FLOURISHING KONTROL EDİLİR Mİ?
Araştırma, flourishing düzeyinin sadece kişisel tercihlere değil, yapısal koşullara da bağlı olduğunu vurguluyor.
Savaşlar, doğal afetler, ekonomik krizler gibi etkenler bireylerin kontrolü dışında. Bu yüzden araştırmacılar, “eğer bir birey mutsuzsa bu kişisel olabilir, ama bir toplumun büyük bölümü mutsuzsa bu yapısal bir sorundur” diyerek politika yapıcıların da sorumluluk üstlenmesi gerektiğini belirtiyor.
kaydırmaya devam ederek gündemden son dakika ve magazin haberlerine havadiskolik.com üzerinden anında erişebilirsiniz ve bizi twitter hesabımızdan takip etmeyi unutmayın ! https://x.com/havadiskolik
SEKTÖREL
2 gün önceSEKTÖREL
4 gün önceGÜNDEM
5 gün önceGÜNDEM
5 gün önceSEKTÖREL
11 gün önce
1
Amazon Prime aylık abonelik ücreti 2025 ne kadar oldu? Amazon Prime aylık abonelik ücretine ne kadar zam geldi?
720 kez okundu
2
Grup Yorum üyeleri kimler? Grup Yorum nasıl, ne zaman kuruldu?
692 kez okundu
3
Alanya’nın Genç Girişimcisi Engin Acar’dan Yeni Marka: ENRONI!
607 kez okundu
4
Kufi ne demek? Duman’ın yeni şarkısının ismi Kufi ne anlama geliyor? Kufi Türkçe mi?
458 kez okundu
5
Aleyna Tilki’den ‘Yaz Yaz Yaz’ açıklaması! ‘Herkes neye bakarsa onu görür’
443 kez okundu