Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Baki Remzi Suiçmez ile Röportaj
Cumhuriyet gazetesi, Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Başkanı Baki Remzi Suiçmez ile Türkiye’deki gıda enflasyonu ve tarım politikaları üzerine önemli bir röportaj gerçekleştirdi. Suiçmez, özellikle gıda enflasyonunun artmasının nedenlerini ve üretici ile tüketici arasındaki dengesizlikleri detaylı bir şekilde açıkladı.
– Gıda enflasyonu dünyada azalırken Türkiye’de neden artıyor?
Suiçmez, Türkiye’deki gıda enflasyonunun yüksek olmasının birçok faktöre bağlı olduğunu belirtti. Tarım sektörünün doğaya bağımlı olduğunu, iklim koşullarının yanı sıra pandeminin, savaşların ve ekonomik krizlerin de etkili olduğunu ifade etti. Arz ve talep dengesinin bozulmasının yanı sıra, artan maliyetler, yetersiz destekler, üretim alanındaki baskılar ve tedarik zincirindeki sorunlar, Türkiye’de gıda enflasyonunun neden yüksek olduğunu ortaya koyuyor. Özellikle OECD ve AB ülkeleri arasında en yüksek gıda enflasyonuna sahip olmamız dikkat çekici. Suiçmez, uygulanan ekonomik politikaların hem genel enflasyonu hem de gıda enflasyonunu artırdığını vurguladı.
– Üretici kar edemezken tüketici neden çok pahalıya satın alıyor?
Üretim maliyetlerinin artmasına neden olan faktörler arasında, mazot, gübre, yem, tohum ve ilaç gibi girdi kalemlerinin dışa bağımlılığı yer alıyor. Ayrıca kuraklık nedeniyle artan sulama maliyetleri ve elektriğe yapılan zamlar da bu durumu tetikliyor. Tüm bu etkenler, üretim maliyetinin yükselmesine ve bu artışın tüketici fiyatlarına yansımasına yol açıyor. Üretim politikaları, destekler ve dış ticaret politikaları bu zincirin kritik halkaları arasında yer alıyor. Kamu yönetiminde istikrar sağlamanın önemine değinen Suiçmez, sık sık bakan değişikliklerinin de bu durumu olumsuz etkilediğini belirtti.
– Atanan her yeni bakanla politika değişiyor mu?
Suiçmez, iktidarın değişen bakanlarına göre politikaların da değişiklik gösterdiğini ifade etti. Örneğin, pandemi öncesindeki bakanın “Paramız var ki yurt dışından ürün alabiliyoruz” sözleri, bir sonraki bakanın “Paramız olsa da dışarıdan alamıyoruz” demesiyle çelişiyor. Ancak, her bakan değişikliğinde söylemler değişse de, tarımda izlenen neoliberal politikaların sürdüğünü belirtti. Özellikle kamusal yapıların özelleştirilmesi ve destek bütçelerinin azaltılması, tarım sektörünün dışa bağımlılığını artıran unsurlar arasında yer alıyor.
– Türkiye’nin bir tarım politikası yok mu?
Suiçmez, Türkiye’de kesinlikle bir tarım politikası olduğunu, ancak bu politikanın neoliberal tarım politikaları çerçevesinde uygulandığını söyledi. 2002’den itibaren düşük desteklerle çiftçilerin daha da zor duruma düştüğünü, Tarım Kanunu’na göre desteklerin gayri safi milli hasılanın yüzde 1’ini geçemeyecek şekilde belirlendiğini ifade etti. Desteklerin yıllar içinde azaldığını ve çiftçilerin yeterince desteklenmediğini vurguladı.
– Tüketici ürünü satın alamazken, üreticinin ürünü elinde kalıyor. Dengesizlik nerede?
Üretim alanındaki sorunlar, uzun vadeli desteklerin yetersizliğinden kaynaklanıyor. Zorlayıcı üretim planlamalarının güncel olmayan verilere dayandığını ve destek politikalarının uyumsuzluk barındırdığını belirtti. Üreticinin zarar ettiği sözleşmeli üreticilik modelinin de önemli bir sorun olduğunu ifade eden Suiçmez, üretim maliyetlerinin sürekli gündemde olduğunu vurguladı.
– Limon özelinde durum nedir?
Özellikle limon fiyatları üzerinde yapılan düzenlemelerin olumsuz etkilerini örnek veren Suiçmez, iki yıl önce yüksek fiyatların düşmesi için ihracatın yasaklandığını, ancak bunun geçici bir çözüm sağladığını belirtti. İhracat pazarlarını kaybettiklerini ve üreticinin elinde ürün kaldığını ifade etti. Limon üretiminin tamamen özel sektöre ait olduğunu, fiyatların tedarikçiler ve büyük marketler tarafından belirlendiğini vurguladı. Üretim planlaması yapılmadığı takdirde çiftçilerin üretime devam edemeyeceğini ve bunun sonucunda yüksek fiyatlarla limon tüketmek zorunda kalacağımızı belirtti.
– Mağdur olmayan üretici var mı?
En az mağduriyetin büyük üreticilerde olduğunu belirten Suiçmez, büyük üreticilerin daha az etkilenerek üretime devam ettiklerini, ancak küçük üreticilerin yüksek maliyetler nedeniyle zarar gördüğünü ifade etti. Genel olarak tüm üreticilerin zarar ettiğini, bunun kısır döngüden çıkmanın mümkün olduğunu söyledi.
– Süt üretiminde yaşanan sıkıntılar nelerdir?
Süt fiyatlarının maliyetlerin altında kalmasının, büyük süt işletmelerini bile zor duruma soktuğunu belirten Suiçmez, çiğ süt referans fiyatının maliyetin altında kalmasının hayvan kesimlerine neden olduğunu vurguladı. Bu durumun hem üreticiyi hem de tüketiciyi olumsuz etkilediğini ifade etti.
– İthalat nereye kadar çözüm?
İthalatın geçici bir çözüm olduğunu, uzun vadeli bir çözüm için üretimde sorunların çözülmesi gerektiğini belirtti. Gıda tedarik zincirinin güçlendirilmesi gerektiğini, ancak bunun dışa bağımlılığın ortadan kaldırılmasıyla mümkün olacağını ifade etti.
– Hayvan sayıları hakkında ne düşünüyorsunuz?
Son tarım sayımının 2001 yılında yapıldığını ve güncel verilere ulaşmanın zor olduğunu belirten Suiçmez, hayvan varlığının güncel olmamasının sorunları daha da artırdığını vurguladı. Kamu yönetiminin bu konuda gerekli adımları atmaktan kaçındığını ifade etti.
– Üretim ve tüketim dengesizliği nasıl aşılabilir?
Arz ve talep dengesinin sağlanması için üretim planlamasının yapılması gerektiğini belirten Suiçmez, üretim alanlarının korunması ve desteklerin artırılması gerektiğini vurguladı. Tarımda kamucu politikaların benimsenmesi gerektiği görüşünü savundu.
– Kooperatifleşmenin önemi nedir?
Kooperatiflerin güçlendirilmesi gerektiğini belirten Suiçmez, Türkiye’de kooperatifçiliğin ideolojik olarak bakıldığını ve bu nedenle içinin boşaltıldığını ifade etti. Tarım Kredi Kooperatifi’nin asli görevlerinin ihmal edildiğini ve üreticinin korunması adına yeniden yapılandırılması gerektiğini vurguladı.
– Üretici örgütlenmesi neden zayıf?
Üretici örgütlenmesinin zayıf olmasının nedenlerini bilinçsizlik ve örgüt enflasyonu olarak tanımladı. Bir çiftçinin birçok farklı kuruluşa üye olmasının, etkinliği azalttığını belirtti. Ziraat odalarının, çiftçilerin sesi olabilmesi için bağımsız ve güçlü bir yapıya kavuşturulması gerektiğini ifade etti.
– Gelecekte tarımda ne gibi değişiklikler bekleniyor?
Tarımda üreticinin sesi duyulmadıkça, ülkenin bekasının tehlikeye girebileceğini belirten Suiçmez, gıda güvenliğinin sağlanması için yerli üretimin önemine dikkat çekti. Tarım politikalarının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini savundu.
– Son olarak, tarımda sürdürülebilirlik için neler yapılmalı?
Tarımın stratejik rolünün anlaşılması gerektiğini belirten Suiçmez, toprakların, meraların ve zeytinliklerin korunması için arazi kullanım planlarının yapılması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, tarımsal ARGE yatırımlarının artırılması ve üreticinin desteklenmesi gerektiğini ifade etti.