Yoksulluk ve Eğitim: Bir Çocukluk Dramı
Yoksul ailelerin çocukları için eğitim, artık bir öncelik olmaktan çıkmış durumda. Uzman Foggo, anaokullarında istenen aylık 650 liralık katkı payını ödeyemeyen ailelerin sayısının arttığını vurguluyor. Bu durum, birçok çocuğun okula gönderilememesine yol açarken, yoksulluk içinde sıkışan aileler, çocuklarını eve maddi katkı sunmak amacıyla Mesleki Eğitim Merkezleri’ne (MESEM) yönlendirmek zorunda kalıyor. Bunun yanı sıra, erken yaşta evliliklerin de artışı dikkat çekiyor; zira evden ‘kaçış yolu’ olarak görülen bu durum, genç kızların kurdukları ailelerle birlikte yoksulluk döngüsünü sürdürmelerine neden oluyor.
Foggo, yalnız yaşayan annelerin evin kirası, faturaları ve gıda ihtiyaçlarıyla o kadar yoğunlaştıklarını belirtiyor ki bu durum, çocuklarıyla yeterince ilgilenemez hale gelmelerine yol açıyor. Ayrıca, aile içindeki şiddet olaylarının artması da yoksulluğun bir başka yansıması olarak karşımıza çıkıyor.
‘İnsanlar Utanıyor’
Foggo, takip ettiği ailelerden birinin ev kirasını ödeyemediği için zorlandığını, bir başka ailenin ise sosyal yardım almasına rağmen faturalarını ödeyemediğini ve doğalgaz yokluğunda çocuklarına yemek pişiremediğini aktarıyor. “İnsanlar açlıkla mücadele ediyorlar” diyen Foggo, yalnız yaşayan yaşlıların da durumunun oldukça kötü olduğunu ifade ediyor. Eskiden emeklilerin eşleriyle birlikte pazara gidip alışveriş yaptığını, şimdi ise bir şey alamadıkları için pazara gitmeye utanmakta olduklarını belirtiyor. İnsanlar, markette raflar arasında dolaşsalar da çoğu zaman elleri boş bir şekilde çıkmak zorunda kalıyor. Yoksulluğu bitireceğiz diyen çok sayıda siyasetçi olsa da, yoksulluğu önleyeceğiz diyenlerin sayısının oldukça az olduğunu vurguluyor.
‘Böyle Tasarruf Olmaz’
Çocukların eğitimine, servislerine ve yemeklerine dair tasarruf yapılmasının mümkün olmadığını söyleyen Foggo, köyde yaşayan çocukların okul servislerinin kaldırılmasının ve bu çocukların eğitimsizliğe mahkum edilmesinin kabul edilemez olduğunu aktarıyor. Aynı zamanda, yönetmelikte yapılan bir değişiklikle, taşıma kapsamında olan ikili eğitim yapan okullardaki öğrencilerin ücretsiz yemek haklarının da ortadan kaldırıldığını belirtiyor. “Böyle bir tasarruf olabilir mi? Çocukları neden açlığa mahkûm ediyorsunuz? Bu çocuklar her gün yemek getirebilir mi? Bunun imkânı var mı?” diyerek, bu durumun yarattığı adaletsizliğe dikkat çekiyor. Foggo, çocuklar üzerinden zenginleşenlerin daha az yemesi halinde, çocukların beslenme haklarının kesilmesine gerek kalmadığını sözlerine ekliyor.