Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya 22 tutuklu sanık ile tutuksuz sanıklar ve tarafların avukatları katıldı.
“HİÇBİR YOLSUZLUĞA MÜSAADE ETMEDİM”
Örgüte yardım ve dolandırıcılık suçlarından yargılanan tutuksuz sanık Dr. Hıdır Yüksel savunmasında, “55 senelik hekimim. 2024’ün Ocak ayına kadar Esenyurt Reyap Hastanesi’nin sorumlu müdürüydüm. Çalıştığım yerde prensip olarak hiçbir yolsuzluğa, sorumsuzluğa müsaade etmedim. Böyle bir şeyin olması mümkün değil. Reyap Hastanesi’nin yoğun bakım sorumlusunu tanırım. Dr. Fırat Sarı vardı. Cansu diye hemşire vardı, ondan sonra Mehtap hemşire geldi. Bulunduğum hastanede işletme diye bir şey yok. Biz kurumsal bir hastaneyiz. Yenidoğan servisimiz 25 yataklı olduğu için doğumlar çok olduğu için bazen hastanemiz kapasiteyi karşılamıyordu. Bu yüzden dışarıdan sevk pek olmazdı. Hastanenin Genel Müdürü Özgür Tosuner’di. Yönetimle, idari işlerle ilgilenirdi. Çakıştığım süre içinde hasta yakınlarından bana gelmiş herhangi bir şikayet olmadı” dedi.
Mahkeme başkanı sanık Yüksel’e sanıkları tanıyıp tanımadığını sordu. Yüksel ise Fırat Sarı, Cansu Akyıldırım ve Mehtap Sayar dışında kimseyi tanımadığını söyledi.
“UZMAN GÖRÜŞÜNÜ KÖKLÜ HASTANELERDEKİ HOCALAR HAZIRLAMALIYDI”
Tutuksuz sanık Dr. Ali Aksu, üç çocuk babası olduğunu söyleyerek, “32 yıllık meslek hayatımda 10 binlerce hasta baktım. Böyle bir dosyada karşınızda bulunmaktan çok üzgünüm. Kamu kurumlarını kullanarak dolandırıcılık suçunu kabul etmiyorum. İhmali davranışla kasten öldürme suçunu da kabul etmiyorum. Bu husus, uzman görüşüne dayanmaktadır. Uzman görüşü, Sağlık Bakanlığı bünyesinde bulunan bir devlet hastanesinde çalışan üç doktor tarafından hazırlanmıştır. Böyle bir raporun, Çapa, Hacettepe gibi köklü fakültelerde çalışan hocalar tarafından hazırlanması gerekir. Rapor hazırlanırken tedaviye katılanların görüşü alınmamıştır” dedi.
“İSTANBULDA ÇOCUK YOĞUN BAKIM SERVİSİ ÇOK AZ”
Opara bebeğin ölümüne ilişkin savunma yapan sanık Aksu, “Opara bebek, Beylikdüzü Medilife Hastanesi’ne öksürük şikayetiyle başvuruyor. Muayene edilip reçetesi yazıldıktan sonra eve gönderiliyor. İlk tedavi uzman raporunda yer almıyor. Durumu ağırlaşan hasta tekrar hastaneye getiriliyor ve yatışı yapılıyor. Hastanın yatışının sekizinci saatinde kalbi duruyor, iki kez canlandırma yapılıyor. Ardından hasta yeni doğan yoğun bakıma alınıyor. Daha sonra çocuk, 6 aylık olduğu için 112 ile irtibata geçiliyor ancak 112’den olumlu sonuç alınamıyor. Bunun medeni de İstanbul’da çocuk yoğun bakımının çok çok az olmasıdır” dedi.
SANIK DOKTOR OPARA BEBEK İÇİN OTOPSİ YAPILMASINI İSTEDİ
Sanık Dr. Ali Aksu, savunmasının devamında, “Opara bebeğin annesinin verdiği bir röportaj var. Burada çocuğunun neredeyse hayati fonksiyonlarının durma noktasına geldiğini belirtmektedir. Acil olarak gelen bir hastanın, çocuk yoğun bakım ünitesi yok diye reddedilmesi mümkün değil. Uzman görüşü o kadar eksik ve hatalarla doludur ki, Opara bebeğin başvurduğu ilk hastanenin adını da yanlış yazmıştır. Rapor, kullanılan ilacın yanlış olduğunu söylemiyor. Raporda, ‘düşünülmüştür’ denilmesi, değerlendirmenin subjektif olduğunu göstermektedir. Opara altı aylık olmasına rağmen 5 kilodur. Altı aylık bir bebeğin normal kilosunun 6 buçuk yedi kilo olması beklenir. Oparanın tüm çabalara rağmen kaybedilmesinin sebebi, doğuştan kalp hastalığı, genetik hastalıklar olabileceği unutulmamalıdır. Bu dosyanın en büyük eksikliği otopsi yapılmamasıdır. Bu aşamadan sonra yapılacak adli tıp incelemeleri eksik kalacaktır. Ben Opara bebek için otopsi yapılmasını talep ediyorum” diye konuştu.
İddianamede, Opara bebeğin ölüm saatinin, gerçeğe aykırı şekilde doldurulması talimatını verdiği iddiasına cevap veren Aksu, bu konuda kimseye talimat vermediğini söyledi.
kaydırmaya devam ederek gündemden son dakika ve magazin haberlerine havadiskolik.com üzerinden anında erişebilirsiniz ve bizi twitter hesabımızdan takip etmeyi unutmayın ! https://x.com/havadiskolik