DOLAR 32,5764 % 0.17
EURO 35,0600 % 0.23
STERLIN 41,3768 % 0.19
FRANG 36,0539 % 0.17
ALTIN 2.457,06 % 0,88
BITCOIN 60.792,30 -3.009

Milletvekili Sema Silkin Ün’den MSB’ye: Çifte vatandaşlarımızın İsrail’de askerlik yapması gözden geçirilmeli

Milletvekili Sema Silkin Ün, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında İsrail-Filistin hattındaki gerilimi değerlendirdi. Ün, Millî Savunma Bakanlığının cevaplaması gereken sorularını yöneltti.

Yayınlanma Tarihi : Google News
Milletvekili Sema Silkin Ün’den MSB’ye: Çifte vatandaşlarımızın İsrail’de askerlik yapması gözden geçirilmeli

Gelecek Partisi ve grubunun Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün, gündemi değerlendirdi.

TBMM’de basın toplantısı düzenleyerek, çifte vatandaşların İsrail ordusunda askerliğini yapmalarının savaş ilan edilen bir dönemde ülkemiz için güvenlik riski barındırdığını belirten Sema Silkin Ün, Millî Savunma Bakanlığına sorularını yöneltti.

Ün, İsrail’in yirmi senedir Gazze’de sürdürdüğü abluka ve son dönemde Mescid-i Aksa’ya yönelik ortaya koyduğu provokatif saldırılar neticesinde pazar günü Filistin halkı ile İsrail güçleri arasında yaşanan çatışmalar bölgede uzun sürerek, çoklu aktörlerin katılım sağlayacağı sancılı bir sürecin fitilini ateşleme ihtimalini güçlü bir biçimde ortaya koyduğunu belirtti.

Milletvekili Ün sözlerinin devamında, Millî Savunma Bakanlığının cevaplaması gereken sorularını yöneltti.

Ün’ün yönelttiği sorular

1. İsrail´in savaş ilan ettiği seferberlik görev emri çıkardığı şu kritik dönemde çifte vatandaşlık sahibi Türk vatandaşlarımızdan da savaşa katılmak durumunda kalanlar olacağı açıktır. Türkiye´de askerliğini İsrail´de yapmış olan çifte vatandaş sayısı kaçtır?

2. Şu an ilan edilen seferberlik ile birlikte İsrail tarafından silah altına çağırılmış vatandaşımız bulunmakta mıdır?

3. Orada askerlik vazifesini ifa eden vatandaşlarımızdan daha önce Türk vatandaşlarına yönelik suç niteliği taşıyan kimi fiillere iştirak eden olmuş mudur?

4. İsrail ordusunun uluslararası hukukta savaş suçu sayılan kimi cürümlerine zorunlu askerlik hizmeti sebebiyle katılan vatandaşlarımız olmuş mudur?

“Kelamımız Filistin olduğunda kalbimizle konuşuruz”

Milletvekili Sema Silkin Ün’ün konuşmasının tamamı ise şu şekilde:

Bugün 20.YY´ın en büyük sömürgeci emperyalist işgaline karşı kurtuluş mücadelesi veren Gazi Meclisimizin çatısı altında Filistinli kardeşlerimizle kalplerimizin bir attığı gün.

Bugün aziz milletimizin iradesinin sarsılmaz tecelligâhı olan meclisimizden hiçbir parti farkı gözetmeksizin yan yana dimdik durduğumuz ve Mescidi Aksa’nın bekçilerini saygıyla selamladığımız gün.

Biz kelamımız Filistin olduğunda, Gazze olduğunda, Kudüs olduğunda kalbimizle konuşuruz.

75 yıldır kadın, çocuk, bebek demeden katliama maruz kalan bir halk için konuştuğumuzu biliriz.

Hastaneleri, ambulansları, okulları, ibadethaneleri bombalanan bir halk için konuştuğumuzu biliriz.

“Filistin direnişinin meşruiyetine halel getirmek isteyenleri izliyoruz”

Toprakları zorla ellerinden alınan, yerleşimcileri evlerinden edilen bir halk için konuştuğumuzu biliriz.

Ağır silahlar taşıma hakkına sahip İsrailliler karşısında tırnak makası taşımaktan yoksun bırakılan bir halk için konuştuğumuzu biliriz.

Uluslararası sularda Mavi Marmara yardım gemisinde 12 vatandaşımızı şehit eden bir korsan devlet karşısında sapan taşlarıyla mücadele veren bir halk için konuştuğumuzu biliriz.

Eylem yapılan toprakların işgal edilmiş Filistin toprağı olduğunu bilerek konuşuruz.

Bir haftadır İsrail aparteid rejiminin insan haklarını ve uluslararası hukuku sömürmesini izliyoruz.

Kimsenin tasvip etmediği münferit görüntülerle Filistin direnişinin meşruiyetine halel getirmek isteyenleri izliyoruz.

“Ortada bir meşru müdafaa hakkı varsa Filistin halkının hakkıdır”

İsrail´in bu manipülatif görüntülere sığınarak savunma hakkı iddiasına çanak tutanları izliyoruz.

Birleşmiş Milletlerin 1967’den beri 100 den fazla kararını uygulatmazken şimdi aynı Birleşmiş Milletlere dayanarak Filistin´e yaptırım uygulatmaya çalışanları izliyoruz.

Uğradığı hezimetin acısını sahte algı çalışmalarıyla mağduriyete dönüştürmeye çalışan aparteid rejimi İsrail´e meşruiyet sağlamaya çalışanları izliyoruz.

Ortada bir meşru müdafaa hakkı varsa, o hak 75 yıl boyunca uğradığı zulme karşılık veren Filistin halkının hakkıdır.

Empati soslu kompleks duygulardan arınamayanlara soruyorum.

Evine girilen İsrailli kadına ´merak etmeyin biz Müslümanız size bizden zarar gelmez´ diyen Filistinli direnişçiyi ´Sizi öldürmeye gelen sizde dirilsin´ hadisinin karşılığını verdiği için takdir edebildiniz mi?

Gazze halkını Gazze halkından daha fazla düşündüğünü iddia ederek kendilerine akıl vermeye kalkan bu arkadaşlara Gazzeli dostlar şöyle sesleniyor.

“Bugün durduğumuz yer hayatımız boyunca duruşumuzu etkileyecek”

“İsrail’in dokunulmaz devlet efsanesi yıkılmıştır”

Ortadoğu’nun en güçlü istihbarat örgütü olduğu iddia edilen Mossad Filistinli direnişçilerin İsrail içindeki lokasyonlarını açık kaynak sosyal medya paylaşımlarından tespit etmeye çalışmıştır.

İsrail’in dokunulmaz devlet efsanesi yıkılmıştır.

Yeryüzünün en teknolojik ordusu pahalı bir teneke olduğunu göstermiştir.

İsrail´in güvenliğinin Filistin topraklarının güvenliğine bağlı olduğu kabul edilmiştir.

Bu tarihi bir kırılmadır.

Bu tarihi bir mağlubiyettir.

“Temennimiz çatışma ortamının yerin hızlıca sükunete bırakmasıdır”

İsrail´in yirmi senedir Gazze’de sürdürdüğü abluka ve son dönemde Mescid-i Aksa´ya yönelik ortaya koyduğu provakatif saldırılar neticesinde pazar günü Filistin Halkı ile İsrail Güçleri arasında yaşanan çatışmalar bölgede uzun sürecek ve çoklu aktörlerin katılım sağlayacağı sancılı bir sürecin fitilini ateşleme ihtimalini güçlü bir biçimde ortaya koymaktadır.

Kuşkusuz temennimiz çatışma ortamının yerini hızlıca sükunete bırakması ve kalıcı barışın sağlanmasıdır.

Dört bir yanında büyük savaşların yaşandığı ülkemiz bu ateş hattında adeta bir huzur ve güven adası halini almıştır. En büyük önceliğimiz de ülkemizin bu niteliğini korumasıdır.

Bu kapsamda Millî Savunma Bakanlığımıza yanıtlanmak üzere birkaç soru sormamız gerekmektedir. Bakanlar Kurulunun 5 Temmuz 1993 tarihli 4613 sayılı kararı, 12 ülkede askerliğini yapmış çifte vatandaşlık statüsüne sahip yükümlülerin askerlikten muaf olduğunu söylüyor. İsrail de bu 12 ülkeden biridir. İsrail kanunlarına göre İsrail vatandaşlarının vatandaşlıklarını muhafaza edebilmek için erkekler için 3 yıl kadınlar için 2 yıl süreli askerliği zorunlu tuttuğu bilinmektedir.

“Amacımız hiçbir surette Musevi vatandaşlarımızı incitmek değildir”

Bu konunun gündemimize ilk gelişi, Mavi Marmara yardım gemisinde olan vatandaşlarımızın o süreçte askerliğini İsrail´de yapan Türk vatandaşlarımız olduğuna dair tanıklıklarını paylaşmaları ile olmuştur.

İsrail’in savaş ilan ettiği seferberlik görev emri çıkardığı şu kritik dönemde çifte vatandaşlık sahibi Türk vatandaşlarımızdan da savaşa katılmak durumunda kalanlar olacağı açıktır.

Türkiye’de askerliğini İsrail’de yapmış olan çifte vatandaş sayısı kaçtır.
Şu an ilan edilen seferberlik ile birlikte İsrail tarafından silah altına çağırılmış vatandaşımız bulunmakta mıdır?

Orada askerlik vazifesini ifa eden vatandaşlarımızdan daha önce Türk vatandaşlarına yönelik suç niteliği taşıyan kimi fiillere iştirak eden olmuş mudur?

İsrail ordusunun uluslararası hukukta savaş suçu sayılan kimi cürümlerine zorunlu askerlik hizmeti sebebiyle katılan vatandaşlarımız olmuş mudur?

Bu soruları dile getirirken amacımız hiçbir surette Musevi vatandaşlarımızı incitmek değildir. Onlar bizlerle eşit haklara sahip yüzyıllardır ülkemizde esenlik içinde yaşadığımız, ülkemizin ekonomisinden sanatına kadar sayısız alanda ülkemizin değerine katkı sunan kıymetli bir parçamızdır.

“İsrailli yetkililer uzun, yakıcı ve yıkıcı bir savaştan bahsediyor”

Konuşmamın başında da ifade ettiğim üzere başta İsrail Başbakanı Netanyahu olmak üzere İsrailli yetkililer uzun, yakıcı ve yıkıcı bir savaştan bahsetmektedir.

Sayısız örgütün çeşitli taraflarda müdahil olma olasılığı çok yüksek olan böyle bir çatışma ortamında vatandaşlarımızın İsrail Ordusu çatısı altında çatışmalara katılması ülkemizi dolaylı yönden de olsa bu çatışma ortamına taraf haline getirme riskini barındırmaktadır.

Bu süreçte biricik önceliğimiz tüm vatandaşlarımızın ve ülkemizin esenlik ve güvenliği olmak zorundadır. Bu hususların sürecin hassasiyeti sebebiyle kamuoyu tarafından bilinmesi ve tartışılması gerektiğini düşünmekteyim.

kaynak