Kafkas düğümü çözülüyor: ‘ABD Kafkaslardan bir hamle yapabilir’

KAFKASLAR İÇİN KRİTİK GÜN

Volkan Özdemir, iddia edilen tarihin önemine dikkat çekerek “Ayın 8’i Trump’ın Rusya’ya Ukrayna ile barış için tanıdığı sürenin son günü olması nedeniyle önemli, ABD burada sanki Ukrayna’yı gösterip Kafkasya’dan bir hamle yapacakmış gibi duruyor. Bu nedenle 8 Ağustos’ta taraflar arasında bir ilerleme sağlanacağı anlaşılıyor” dedi. Anlaşmanın derecesinin net olmadığını ifade eden Özdemir, “Bir anlaşma imzalanabilir ama benim öngörüm ‘paraflanması’ yönünde çünkü Azerbaycan’ın koşulları var bu koşullar sağlanmadan bir anlaşma yapacaklarını düşünmüyorum. Ya da ayrı bir şekilde sınırların kesinleştirilmesi veya Zengezur Koridoru ile ilgili bir geçiş hakkı tanınmasının neticelendirilmesine ilişkin gelişmeler olabilir” açıklamalarında bulundu.

İki ülke arasında artan diploması trafiğinin zamanlamasını vurgulayan Özdemir, “5 yıl önce Rusya arabulucu olarak taraflara Moskova’da bir ateşkes anlaşması imzalatmıştı. 2022’den sonra gerek Ermenistan’ın gerek Azerbaycan’ın Batı ile ilişkilerinin daha da yakınlaştığını ve Rusya’dan giderek uzaklaştığını görüyoruz. Son 7 aydır Rusya’nın Azerbaycan ile, son 7 yıldır da Ermenistan’ın Rusya ile ciddi sorunları var. Bu da Batı’nın Amerika önderliğinde Güney Kafkasya’da ciddi bir pozisyon sağlamasını ve bu ülkelerden Rus etkisinin çıkmasını beraberinde getiren bir süreç. Bu sebeple 5 yıl sonra ABD’nin Rusya bilhassa Ukrayna’da meşgulken Kafkaslara yönelik ciddi bir hamle yapacağını göreceğiz” dedi.

“ÜÇÜNCÜ AKTÖRLER KORİDORA NEZARET ETMEMELİ”

Her iki ülkenin de Batı ile ilişkiler kurmak ihtiyacı içinde olduğunu ifade eden Özdemir Türkiye’nin bu noktada kilit bir konumda olduğunu belirterek “Bu ülkelerin yönetimleri artık Batı ile entegre olma arayışındalar. Bunu da Türkiye üzerinden sağlamak istiyorlar. Türkiye jeopolitik yönelimini son yıllarda Batı’ya doğru kırdı, bunun sonucu olarak da bu gelişmeleri görüyoruz. Eskiden denge diplomasisi gözetilirdi fakat şimdi daha çok Batı ile birlikte hareket ediyor. Böylece Güney Kafkaslarda bu sorunlar Türkiye üzerinden halloluyor” ifadelerini kullandı.

Azerbaycan’ın Türkiye üzerinden dünyaya açıldığını ifade eden Özdemir, “Şimdi aynısının Ermenistan ile olması hazırlığı var. Ancak Ermenistan ile benzer bir süreçten geçebilmek için Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesi ve sınırını açılması gerek. Bunu için de Ermenistan’ın Zengezur’a izin vermesi ve Azerbaycan ile barış sürecinde ilerlemesi gerekiyor. İşte ben şuan bu son aşamaya doğru gittiğimizi düşünüyorum” ifadelerini kullandı. Zengezur Koridoru’nun Türkiye için önemine dikkat çeken Özdemir, “Buradaki tek tehlike bu koridora nezaret meselesi, ABD veya Rusya gibi büyük aktörlerin bu 41 kilometrelik koridora hakim olması gibi seçenekler Türkiye açısından tercih edilebilir olmamalı. Bu gelecekte Türkiye için riskler oluşturabilir” dedi.

“1991’DEN SONRA İLK DEFA İLİŞKİLER BU KADAR İYİ”

Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Emekli Moskova Büyükelçisi Sezgin ise, “Hem Azerbaycan hem de Ermenistan tarafında hala bir takım zorluklar var. Bakü’nün Erivan’a yönelik talepleri değişmedi fakat iki ülke arasındaki ilişkiler 1991’den bu yana ilk defa bu kadar yakınlaşıyor” değerlendirmelerinde bulundu.

Sezgin, bu yumuşamanın gerçekleştiği konjonktürle ilgili olarak “Rusya’nın zayıflaması ve hem Ermenistan’ın hem de Azerbaycan’ın Rusya’ya karşı bir muhalefet ortaya koyması önemli. Hem ülkelerin siyasi iklimi hem de uluslararası iklim değişti, iki ülkenin nihai barışa doğru yeni adımlar atması için gereken uluslararası iklim giderek oluşuyor” açıklamalarında bulundu. Ayrıca olası bir barışın Türkiye’nin çıkarlarına hizmet edeceğini belirten Sezgin, “Azerbaycan’ı tavize zorlanmadan, haklarını ihlal etmeden normalleşmenin ve nihai barışın sağlanması en nihayetinde tarafların barıştan istifade etmesi her halükarda Türkiye’nin yararına olur. Bunlar Türkiye’nin hem Kafkasya’daki konumu güçlendirir hem de barış ve istikrar unsuru olarak rolünü takviye eder. Ayrıca bu iki ülke ile ekonomi, enerji ve ulaştırma alanında üçlü projeler geliştirilerek karşılıklı çıkarlar yükseltilebilir” dedi.