DOLAR 42,5354 0.07%
EURO 49,5729 -0.06%
ALTIN 5.745,37-0,12
BITCOIN 3798061-3.35946%
İstanbul
16°

KAPALI

SABAHA KALAN SÜRE

İran’da Kadınların İş Gücüne Katılımı: Engeller ve Fırsatlar

İran’da Kadınların İş Gücüne Katılımı: Engeller ve Fırsatlar

ABONE OL
Ağustos 8, 2024 08:02
İran’da Kadınların İş Gücüne Katılımı: Engeller ve Fırsatlar
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İran’da Kadınların İş Gücüne Katılımı: Yasal ve Kültürel Engeller

İran'da Kadınların İş Gücüne Katılımı: Yasal ve Kültürel Engeller

İran’da doğalgaz mühendisliği yüksek lisansına sahip olan Neda, iş mülakatı sırasında kocasının çalışmama iznine dair yazılı bir onay vermesinin istendiğini belirtiyor. Bu durum, onu derin bir aşağılanma hissine sürüklemiş. “Onlara bir yetişkin olduğumu ve kararlarımı kendim verebildiğimi söyledim,” diyor Neda. Ancak bu kişisel deneyim, yalnızca onunla sınırlı kalmıyor. İran’daki yasal düzenlemelere göre, kadınların çalışabilmesi için eşlerinin iznine ihtiyaçları bulunmakta. Bu, kadınların iş gücüne katılımını engelleyen birçok yasal kısıtlamadan sadece biridir.

Dünya Bankası’nın bu yıl yayımladığı bir rapora göre, İran, cinsiyete dayalı yasal engeller açısından en kötü durumda olan ülkelerden biri. Sadece Yemen, Batı Şeria ve Gazze, İran’dan daha kötü bir sıralamada yer almakta. Bu durumu daha fazla istatistikle anlayabilmek mümkün. Dünya Ekonomik Forumu’nun bu yılki Küresel Cinsiyet Uçurumu raporuna göre, İran, 146 ülke arasında kadınların iş gücüne katılım oranının en düşük olduğu ülke konumunda. 2023 verilerine göre, İranlı kadınların üniversite mezunu oranı %50’nin üzerinde olmasına rağmen, iş gücünün yalnızca %12’sini oluşturuyorlar.

İran'da Kadınların İş Gücüne Katılımı: Engeller ve Fırsatlar

Cinsiyetçi yasaların yanı sıra, yaygın cinsel taciz ve kadınlara yönelik sıklıkla karşılaşılan cinsiyetçi tutumlar, çalışma ortamını kadınlar için son derece olumsuz bir hale getiriyor. BBC’ye konuşan birçok kadın, iş yerlerinde yeterince ciddiye alınmadıkları hissini taşıdıklarını ifade ediyor. Dünya Bankası’nın eski kıdemli danışmanlarından Nadire Çamlo, “İran’da bir dizi yasal ve kültürel bariyer, kadınların iş gücünün dışında tutulmasına yol açıyor,” diyor. Çamlo, yasal düzenlemelerdeki eksikliklerin, yasal kısıtlamaların, ücretlerdeki büyük cinsiyet uçurumunun ve kadınların iş yerlerinde terfi etmesine yönelik engellerin, kadınların iş gücüne katılımını kısıtlayan faktörlerden bazıları olduğunu belirtiyor.

Yasal ve Kültürel Engeller

Erkekler, eşlerinin çalışmasına yasal olarak engel olabileceklerinin farkındalar ve bazıları bu yasal ayrıcalığı kullanmaktan çekinmiyor. BBC’ye konuşan bir İranlı girişimci olan Said, bir gün ofisine öfkeyle giren bir kocanın “Sana kim karımı işe almana izin verdi?” diye bağırdığını aktarıyor. Şu anda, bir kadını işe aldığında, kocasından yazılı izin almayı garanti ettiğini söylüyor. Özel bir şirkette çalışan genç Raziye de benzer bir olayı hatırlıyor. Kızgın bir kocanın ofislerine gelip, CEO’ya “Karımın burada çalışmasını istemiyorum” dediğini belirtiyor. Raziye, CEO’nun kıdemli bir muhasebeci olan kadına, “Evine gidip kocasıyla işleri yoluna koymaya çalışmasını istemek zorunda kaldığını, aksi takdirde istifa etmesi gerekeceğini” söylediğini, kadının da sonunda istifa ettiğini aktarıyor.

İran'da Kadınların İş Gücüne Katılımı: Engeller ve Fırsatlar

Bazı şirketler, evlenecekleri erkeklerin çalışmasına izin vermeyebileceğini düşündükleri için genç kadınları işe almaktan kaçınıyor ve eğitimlerine yatırım yapmıyorlar. Nadire Çamlo, bu yasanın aynı zamanda pek çok şirketin genç kadınları işe almayı reddetmesine yol açtığını vurguluyor. Çünkü işverenler, “evlendikleri takdirde, kocaları işten çıkmalarını isteyebileceği için bu kadınları eğitmeye yönelik yatırım yapmak istemiyorlar.” Kadınlar, çalışmak için izin almak adına kendi aileleriyle ya da eşleriyle zorlu müzakereler gerçekleştirdikten sonra işe girseler bile, ayrımcılığın bir ölçüde hukuk tarafından desteklendiği bir iş gücüne dahil oluyorlar.

İran yasalarına göre, bu safran fabrikasında çalışan kadınlar, aileyi geçindiren başlıca kişi olarak kabul edilmiyor. Bunun temel nedeni, İslam Cumhuriyeti Medeni Kanunu’nun 1105. maddesi. Bu maddede, erkekler ailenin reisi ve “ailenin geçimini sağlayan başlıca kişi” olarak tanımlanıyor. Bu durum, erkeklerin istihdamda öncelikli olmasını sağlıyor. Kadınlar iş gücüne dahil olsalar bile, erkek çalışma arkadaşlarına kıyasla çok daha düşük maaşlar almakta. 20’li yaşlarının sonundaki Raz, çalıştığı her iş yerinde kadınların işlerinin feda edildiğini ifade ediyor. “Son çalıştığım yerde bir yeniden yapılanma oldu ve işten çıkarılanların neredeyse tamamı kadındı,” diyor. BBC’ye konuşan bir başka kadın ise, 10 yıldan uzun süredir çalıştığı işini bırakıp evde kalmaya karar verdiğini, “çünkü asla terfi alamayacağını bildiğini” ifade ediyor. “Eğer etrafta erkekler varsa, daha az kalifiye olsalar bile, maaş zammı ya da terfi için hiç akıllarına gelmeyecektim,” diyor.

Kadınların, ailenin geçimini sağlayan başlıca kişi olarak görülmemesi, hak ve ikramiyelere erişimlerini de olumsuz etkiliyor. Eski kıdemli Dünya Bankası Danışmanı Çamlo, “Yıllarca çalışıp elde ettikleri haklar ailelerine uzanmayabiliyor. Örneğin, emeklilik gibi haklar. Dolayısıyla kadınların çalışmaktan elde ettiği kazanç, ailelerine taşınamıyor,” diyor.

Kamu Sektörü ve Zorunlu Örtünme Yasası

Kamu sektöründeki bazı işler, sıkı örtünme kurallarına uymak istemeyen kadınlara her zaman açık değil. Sepide, Tahran Üniversitesi’nde sanat yüksek lisansı yapmış ve üniversitede öğretim üyeliği yaparken bağımsız sanat projelerini de yönetmiş. Ancak birkaç yıldır çalışmıyor. “Mezuniyetten sonra, tanıdığım birçok erkek gibi hayatımı kazanabileceğimi düşündüm ama sosyal, siyasi ve ekonomik yapı o kadar tasarlanmış ki, bir kadının düzgün bir kariyere sahip olması adeta ulaşılamaz bir rüya,” diyor. Zorunlu örtünme yasası, iki yıl önce İran’daki yaygın protestoların merkezindeydi ve günümüzde de tartışmalara ve siyasi muhalefete dair önemli bir konu olmaya devam ediyor. Bu yasa, özellikle kamu sektöründeki işleri, en sıkı örtünme kurallarına uymak istemeyen kadınlara kapatıyor.

İran'da Kadınların İş Gücüne Katılımı: Engeller ve Fırsatlar

‘Kayıp Orta Sınıf’

Nadire Çamlo, “İran’da benim ‘kayıp orta sınıf’ olarak adlandırdığım bir kitle var,” diyor. Bu ifade ile “orta yaşlı, orta ya da lise eğitimi almış ve çalışmayan orta sınıf kadınları” kastettiğini açıklıyor. “Yasal olarak kocaların eşlerine çalışma izni vermesi gereği ve İran’da kadınlar için belirlenen 55 yaşındaki daha düşük emeklilik yaşı, normalde diğer ülkelerde iş gücünün içinde olan bir yaş grubunu dışlıyor,” diyor.

Kadınların başlattığı ve yönettiği şirketler, diğer kadınların iş gücüne katılımını artırmaya yardımcı oluyor. Tahran’daki bir lüks pastanede, çoğunluğu kadın olan 70 kişi çalışıyor. İran ekonomisi, ambargolar ve kötü yönetim nedeniyle zor bir dönemden geçiyor. Bir IMF raporuna göre, ekonomik büyüme kadın iş gücünün katılımı ile doğrudan ilişkilidir. Raporda, İran’da kadınların iş gücüne erkekler düzeyinde katılması sağlanabilirse, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın %40 oranında artacağı tahmin ediliyor. Ancak Nadire Çamlo’ya göre, kadınların iş gücüne katılımını artıracak değişiklikleri sağlamak için “aktif ve bilinçli bir siyasi irade” bulunmuyor. Yine de, Çamlo, İran’da kadınların küçük bağımsız işletmeler kurarak meselenin çözümü için harekete geçtiklerine inanıyor. “Yemek pişirme uygulamalarından, perakende satış platformlarına kadar en yenilikçi iş fikirleri kadınlar tarafından başlatılıyor,” diyor. Çamlo, İran’daki “gerçek özel sektörün” çoğunlukla kadınların sahip olduğu işletmelerden oluştuğunu düşünüyor.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
300x250r
300x250r