Eğitim sendikalarının yüksek sesle eleştirdiği ve karşı çıktığı Milli Eğitim Akademisi bu yıl ilk kez uygulanacak. Akademi Giriş Sınavı (AGS) başvuruları ise 8 Mayıs tarihinde başladı. Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, Milli Eğitim Akademisi’ne ilişkin gazetemize açıklamalarda bulundu. Milli Eğitim Akademisi’nin; 23 yıllık AKP iktidarında, öğretmenlik mesleğinin itibarına ve iş güvencesine yönelik saldırıların en üst noktası olduğunu belirten Özbay, “Amaç; öğretmeni, devletin öğretmeni olmaktan çıkarıp, iktidarın, piyasanın ve tarikatların öğretmeni haline getirmek, inanç ve siyasal tercihine göre atamaktır” dedi.
‘MESLEKİ YETİŞTİRME PALAVRADIR’
Milli Eğitim Akademisi Başkanı Cevdet Vural’ın “Biz, atayacağımız matematik öğretmenine tekrar matematik anlatmayı planlamıyoruz. Alan bilgisine girmeyeceğiz. Alan eğitimi (dersin nasıl işleneceği, öğrencilere nasıl aktarılacağı) ağırlıklı bir eğitim planlıyoruz” açıklamalarını değerlendiren Özbay, “Öğretmeni mesleki açıdan yetiştirmek palavradır. Öğretmen mesleki açıdan iyi yetişmiyorsa öğretmen yetiştiren fakültelerin ders programları değiştirilir. Dört yıl yeterli olmuyorsa beşe, altıya çıkarılır. Amaç bu olmadığı için, 23 yıldır sayılarını ve kontenjanlarını bu iktidarın artırdığı, öğretim üyelerini ve yönetici kadrolarını bu iktidarın göreve getirdiği Eğitim Fakültelerinin, Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) istediği öğretmeni yetiştiremediğine karar verdiler” diye konuştu.
‘ÖMRÜNDEN BİR YIL ÇALINACAK’
Öğretmeni yetiştirme ve geliştirmenin iki farklı görev olduğunu, öğretmeni yetiştirmenin yükseköğretim kurumlarının, mesleki gelişiminin ise MEB’in görevi olduğuna dikkat çeken Özbay, “Kurulan akademi öğretmen mi yetiştirmektedir, öğretmeni mi geliştirmektedir? Kanunda bunun cevabı yoktur. Eğer akademiye alınan öğretmen, yetiştiriliyorsa statüsü öğrencidir. Mesleki açıdan geliştiriliyorsa görev başındadır, çalışandır” dedi. Akademiye alınan öğretmenlere 22 bin lira bir ücret verileceğini anımsatan Özbay, “Bu ücret neyin karşılığıdır? Yapılan işin mi? Akademide yetiştirilen öğretmen, öğrenci ise bunu bir burs, öğrenciye devlet teşviki olarak görebiliriz. Akademiye alınan öğretmen mesleki açıdan geliştirilen biri ise bu kişinin bir sigorta kaydının olması, yani çalışan olduğunun kabul edilmesi gerekir. Akademiye alınan öğretmenin statüsü ne öğrencidir ne de mesleğe atanmış çalışandır. Burada öğretmen sözde başarısız olursa hiçbir hak iddia etmesin diye düşünülmüş. Devlet bir kişiyi öğretmen yapacağım diye 10 ile 14 ay arasında alı koyuyor, öğretmenliğe uygun bulmadım diye kapı önüne koyarsa da sigorta kaydı yapmadığı için bu kişinin ömründen de bir yılı çalmış oluyor. Kişinin başka bir iş arama hakkını ortadan kaldırıyor” değerlendirmesinde bulundu. Özbay, akademilerin her ilde açılmamasına ilişkin ise, “Dolayısıyla öğretmen adayları belli merkezlerde toplanacak. Diyelim ki Kars’taki bir öğretmen adayı Erzurum’da açılan akademiye geldi. Bu öğretmen ev tutacak, bir yerde kalacak, 22 bin lirayla neyapabilir? Akademi uygulamasıyla öğretmen adayına büyük ekonomik yük getirilmektedir” yorumunda bulundu.
‘AKADEMİDE GÖREV ALAN AKADEMİSYEN KENDİNİ SORGULASIN’
Akademi Başkanı Vural’ın, görevi başındaki öğretmenlerin yanı sıra, doktor öğretim üyesi ve üstü ünvanlardaki akademisyenlerin de akademide ders vereceğini açıklamasına ilişkin de konuşan Özbay, “Akademide görevlendirilmiş öğretim görevlilerinin yetkinliğinin bir belgesi var mıdır? Bu kişilerin eğitim fakültelerindeki akademik personelden daha yetkin olduğunu ölçen tarafsız bir merci yoktur. Kanun, akademinin ihtiyaç duyduğu eğitim görevlilerini tümüyle yine üniversiteden karşılamayı öngörmekte. Üniversitede öğretmen yetiştirmekte başarısız olduğu ilan edilmiş, kabul edilmiş aynı kişilerin akademi çatısı altında birden bire başarı göstereceklerinin kanıtı nedir? Eğitim fakültesinde hoca olup da akademide görev alan hocalar kendilerini mesleki etik açıdan sorgulamalıdırlar. Unutulmamalıdır ki kanunların kazandırdığı saygı geçicidir, önemli olan akademik faaliyetlerle kazanılan saygıdır. Bu insanlar, Eğitim Fakültelerini öğretmen yetiştiren kurum olmaktan çıkaran, öğretmenlik için geçilmesi bir ön koşul durumuna düşüren bir anlayışın hizmetkârı olarak kendi kurumlarına ihanet etmiş insanlar olarak görülecektir” ifadelerini kullandı.
‘BİR AKP KURULUŞU’
Akademideki eğitim başarıyla bitirilse, güvenlik soruşturma ve arşiv araştırması sorunsuz olsa dahi öğretmenlerin; doğrudan öğretmen olarak atanmayıp, sözleşmeli öğretmen olarak istihdam edileceklerinin ve 3 yıl sonra öğretmen kadrosuna atanabileceklerinin altını çizen Özbay, “Milli Eğitim Akademisinin bir devlet kuruluşu değil de AKP kuruluşu olduğunu görüyoruz” dedi.
kaydırmaya devam ederek gündemden son dakika ve magazin haberlerine havadiskolik.com üzerinden anında erişebilirsiniz ve bizi twitter hesabımızdan takip etmeyi unutmayın ! https://x.com/havadiskolik
SEKTÖREL
1 gün önceSEKTÖREL
2 gün önceGÜNDEM
3 gün önceGÜNDEM
3 gün önceSEKTÖREL
10 gün önce
1
Bahçeli evlerdeki inşaat işçi çöken merdivenin altında kaldı
4991 kez okundu
2
Adana’da oğlu gözaltına alınan gazi, olay yerinde ne olduğunu anlamaya çalışırken saldırıya uğradı.
4963 kez okundu
3
Murat Susam ile Güzelliğin Adresi: Blonde Bayan Kuaförü
4804 kez okundu
4
Erdoğan hidroelektrik santrallerinin açılışında duyurdu: Tarım Kredi’de kırmızı ete indirim
3935 kez okundu
5
İzmir’de maymun paniği
3918 kez okundu