DOLAR 42,6078 0.03%
EURO 49,8476 0.57%
ALTIN 5.749,40-0,30
BITCOIN 3978045-0.21245%
İstanbul
12°

HAFİF YAĞMUR

SABAHA KALAN SÜRE

Deprem bölgesindeki Baro Başkanlarından ’11. Yargı Paketi’ çağrısı: ‘Deprem suçluları istisna tutulmalı’

Deprem bölgesindeki Baro Başkanlarından ’11. Yargı Paketi’ çağrısı: ‘Deprem suçluları istisna tutulmalı’

ABONE OL
Aralık 10, 2025 22:10
Deprem bölgesindeki Baro Başkanlarından ’11. Yargı Paketi’ çağrısı: ‘Deprem suçluları istisna tutulmalı’
0

BEĞENDİM

ABONE OL

TBMM Adalet Komisyonu‘nda, kamuoyunda 11. Yargı Paketi olarak bilinen Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin kabul edilmesinin ardından teklifin önümüzdeki günlerde TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmesi bekleniyor.

Adana Baro Başkanı Volkan Böke, Hatay Baro Başkanı Hatay Tut ile Osmaniye Baro Başkanı Ahmet Şefik Akın, 11. Yargı Paketi’ne ilişkin süreci ANKA Haber Ajansı’na değerlendirdi.

Adana Baro Başkanı Volkan Böke, “Deprem suçları, genel ceza indirimlerinin gölgesinde bırakılamaz” dedi ve şu ifadeleri kullandı:

“11. Yargı Paketi kapsamında ceza yargılamalarına belirli ölçüde indirim ve infaz kolaylığı sağlayacak düzenlemelerin, kapsam itibarıyla depremde meydana gelen ölüm ve yaralanmalara ilişkin ceza soruşturmalarını da etkileyebileceği yönündeki tartışmalar, toplumda haklı bir kaygıya işaret etmektedir. Bu kaygı yalnızca duygusal bir tepki olmayıp, hukuki açıdan da ciddi bir sorun potansiyeli taşımaktadır.

Deprem gibi kitlesel afetlerde sorumluluk, sıradan bir taksir değerlendirmesiyle açıklanamayacak kadar ağır bir niteliğe sahiptir. İmar mevzuatına aykırılıklar, denetim yükümlülüklerinin sistematik ihlali, bile bile eksik malzeme kullanımı veya denetimsiz yapılaşmaya göz yumulması gibi fiiller; hukuken ‘bilinçli taksir’, hatta somut olaylara göre ‘olası kast’ sınırına yaklaşan ağır sorumluluk biçimleri oluşturur. Bu nedenle, deprem suçlarının genel ceza indirimleriyle veya yargılamayı hızlandırmaya yönelik teknik düzenlemelerle aynı kapsamda değerlendirilmesi, hukuki tutarlılık bakımından sorunlu olduğu kadar, toplumda cezasızlık algısı oluşturma riski de taşımaktadır.”

“ETKİLİ VE CAYDIRICI BİR YARGILAMA SÜRECİ GÜVENCE ALTINA ALINMALI”

“Deprem suçlarının, sıradan suç kategorileriyle birlikte indirim mekanizmalarına tabi kılınması, hem adalet duygusunu zedeleyecek hem de devletin hesap verebilirlik yükümlülüğünü tartışmalı hale getirecektir. Depremde yakınlarını kaybeden vatandaşlarımız için bu dosyalar yalnızca bireysel dava süreçleri değildir; toplumsal hafızanın, kamu düzeninin ve hukuk devletinin sınandığı alanlardır. Adaletin bu tür büyük toplumsal felaketlerde geciktirilmesi, hafifletilmesi veya teknik düzenlemelerle zayıflatılması kabul edilemez. Kamuoyunun beklentisi yalnızca cezalandırma değil; etkili ve caydırıcı bir yargılama sürecinin güvence altına alınmasıdır. Soruşturma ve kovuşturmaların etkisizleşmemesi, mağdurların adalete erişiminin engellenmemesi ve benzer acıların tekrar yaşanmaması için deprem suçlarının özel bir hassasiyetle ele alınması zorunludur.

Bu çerçevede barolar olarak çağrımız nettir: 11. Yargı Paketi görüşülürken deprem kaynaklı ceza yargılamaları, kamu düzeni ve toplumsal güven bakımından açık ve ayrıksı bir kategori olarak düzenlemenin dışında bırakılmalıdır. Hukuki güvenliğin, hukuk devletinin ve toplum vicdanının gereği budur. Baroların sorumluluğu ise hem mağdurların sesi olmak hem de yeni toplumsal yaralar açabilecek düzenlemelere karşı hukuki uyarı görevini yerine getirmektir.”

“MAĞDURİYETLERİN UNUTULMAMASI ADINA BU DÜZENLEME GERİ ÇEKİLMELİDİR”

Hatay Baro Başkanı Hatay Tut da baro olarak depremin ardından sorumluluk sahibi tüm aktörlerin adalet önünde hesap vermesi gerektiğine dair inançlarını yinelediklerini söyledi. TBMM gündemindeki 11. Yargı Paketi’nin 27. maddesiyle getirilen “erken salıverme/denetimli serbestlik” düzenlemesini hatırlatan Tut, bu maddenin deprem kaynaklı ceza soruşturmaları ve kovuşturmaları açısından kabul edilemez olduğunu ifade etti.

Tut, şunları kaydetti:

“27. madde, suç türü ayrımı gözetmeksizin, infaz kurumunda bulunma şartı aramadan erken salıverme imkanı tanımakta; bu haliyle, taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma suçlarından açılmış deprem dosyalarının cezai ve toplumsal sorumluluğunu fiilen ortadan kaldırabilecek bir düzenleme niteliği taşımaktadır. 6 Şubat 2023 depremlerine ilişkin ceza dosyalarının büyük bölümü hala bilirkişi incelemesi, keşif veya teknik rapor aşamasındadır. Bu süreç devam ederken infaz rejiminde kapsamlı değişiklik yapılması, cezaların caydırıcılığını, yargının işlevini ve kamu güvenini zedeleyecektir.

Deprem mağdurlarının, yakınlarının ve tüm toplumun adalet beklentisi göz önüne alındığında; yapı güvenliği, kamusal güvenlik ve yaşam hakkının korunması, yalnızca teknik standartların sağlanmasıyla değil, suç işleyenlere yönelik etkin soruşturma ve caydırıcı yaptırımlar ile mümkün olabilir. Böyle bir düzenleme, ileride benzer felaketlerde sorumluların cezasız kalacağı algısını güçlendirecek; yapı üretiminde maliyet baskısıyla standardın düşürülmesi, denetim ve ruhsat süreçlerinde keyfiyet olma riskiyle birlikte, kamusal denetim ve sorumluluk mekanizmalarının işlemezliğine yol açacaktır.”

Hatay Tut, 11. Yargı Paketi’nin 27. maddesinin deprem kaynaklı suçlar bakımından – özellikle 6 Şubat 2023’teki büyük yıkım ve kayıplarla doğrudan bağlantılı davalar açısından – kapsam dışı bırakılmasını talep etti.

Tut, soruşturma ve kovuşturmaların etkinliği, cezaların caydırıcılığı ve toplumsal adaletin sağlanması için gerekli adımların atılmasını isteyerek, TBMM’ye, “Adaletin tesisi, tüm sorumluların hesap vermesi ve mağduriyetlerin unutulmaması adına bu düzenleme geri çekilmelidir” çağrısında bulundu.

“SUÇUN NİTELİĞİ VE TOPLUMSAL ETKİSİNE GÖRE FARKLI İNFAZ REJİMLERİNİN KABUL EDİLEBİLİR”

Osmaniye Barosu Başkanı Ahmet Şefik Akın, depremde hayatını kaybeden vatandaşların yakınlarının “deprem suçlularının infaz indirimlerinden istisna tutulması” yönündeki taleplerinin “özenle ve önemle ele alınması gerektiğini” vurguladı.

Akın, şunları kaydetti:

“İnfaz düzenlemelerinde belirli suçların istisna tutulması, Anayasa Mahkemesi’nin yerleşik kararlarına göre yasama organının takdir yetkisi içinde olmakla birlikte, bu yetki eşitlik ve ölçülülük ilkeleriyle sınırlıdır. AYM’nin bazı kararlarında suçun niteliği ve toplumsal etkisine göre farklı infaz rejimlerinin kabul edilebileceği belirtilmiş, bazı kararlarında ise bu tür ayrımların eşitlik ilkesini zedeleyebileceği vurgulanmıştır. Ancak deprem ve neticesindeki maddi–manevi kayıplarımızın bu konuda istisnai olduğu kanaatindeyim. Zira suçun neticelerinin ağırlığı, topluma verdiği ve vermesi beklenen müstakbel zarar ve sonucundaki adalet beklentisi gözetildiğinde, deprem suçlarının genel indirim veya kolaylaştırıcı infaz hükümlerinden istisna tutulması; hukuk devleti ve ölçülülük ilkeleri açısından daha hakkaniyetli olacaktır.”

6 Şubat depremlerinde ortaya çıkan ihmallerin yalnızca depremzedelerin değil, tüm Türkiye’nin ortak yarası olduğunu belirten Akın, “Kusurların ve ihmallerin ortaya çıkarılmasındaki caydırıcı önlemler ne kadar önemli ise ortaya çıkan ihmal ve kusurların koşulsuz ve istisnasız cezalandırılması da bir o kadar önemlidir ki toplumun vicdanı ve adalete güven duygusu yitirilmesin. Bu bağlamda, depremzede vatandaşlarımız ile yakınlarının ‘deprem suçlularının istisna tutulması’ yönündeki taleplerinin hem hakkaniyetli hem de hukuka uygun olduğunu belirtmek isterim. Yitip giden canlarımız ne yazık ki geri gelmeyecek olsa da söz konusu düzenlemelerden deprem suçlularının muaf tutulması ve bu doğrultuda cezalandırılmaları, adaletin tecellisi açısından büyük bir yol katledilmesini sağlayacaktır” diye konuştu.


kaydırmaya devam ederek gündemden son dakika ve magazin haberlerine havadiskolik.com üzerinden anında erişebilirsiniz ve bizi twitter hesabımızdan takip etmeyi unutmayın ! https://x.com/havadiskolik

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
300x250r
300x250r