DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN

CHP’li Öztürkmen: Bakanlık et baronlarını sır gibi saklıyor!

Et ve Süt Kurumu’nun (ESK) ithal etleri üzerinden yapılan büyük vurgunu CHP Milletvekili Hasan Öztürkmen, somut bilgilerle kamuoyuna açıklamıştı. Ardından Öztürkmen vurgun dosyasını Meclis gündemine taşımış, Tarım ve Orman Bakanlığı’na ithal etlerin hangi büyük et firmaları arasında paylaştırıldığını sormuştu. Bakanlıktan gelen yanıtta, ithal etlerle ilgili veriler ısrarla açıklanmadı. Bakanlığın et baronlarını gizleme çabası dikkat çekti.

Yayınlanma Tarihi : Google News
CHP’li Öztürkmen: Bakanlık et baronlarını sır gibi saklıyor!

CHP’li Öztürkmen, geçen ay yaptığı açıklamada, “Vatandaş ucuz et yiyecek propagandasıyla düğmesine basılan et ithalatı, et fiyatlarını düşürmediği gibi et baronlarının kasasını dolduruyor. ESK’nın kilosu 4 dolara (128 TL) ithal ettiği canlı hayvanlar, soframıza en ucuz haliyle 550 TL’ye geliyor” bilgisini paylaşmıştı.

Öztürkmen şu ifadeleri kullanmıştı:

“Kurulan vurgun çarkıyla, aradaki yüzde 300’lük kâr et baronlarının cebine inerken vatandaş yine kasabın, marketin önünden geçemiyor. Karkas et simsarları ESK’dan kilosu ortalama 250 TL’den topladıkları onlarca TIR eti, vatandaşa ucuz fiyatla satmak yerine, el altından et tüccarlarına dağıtıyor. İşini dürüstçe yapan firmalar durumdan hem şikayetçi hem mağdur. 

ESK, ithal hayvan ve etleri hangi büyük firmalara verdiğini sır gibi saklarken, Rekabet Kurumu da mercek altındaki 11 firmayı henüz açıklamadı. İthal etleri paylaşan firmaların AKP’li siyasetçi ve eski bakanlarla ilişkileri konuşuluyor.” 

BAKANLIĞA NET SORULAR

CHP Gaziantep Milletvekili Hasan Öztürkmen‘in geçen ay açıkladığı bu büyük ithal et vurgunu gündem olmuştu. Ardından Öztürkmen, büyük vurgunu Meclis gündemine de taşımış, mayıs ayında verdiği soru önergesiyle, ESK’nın bağlı olduğu Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan şu soruların yanıtı istemişti:

1- Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesindeki Et ve Süt Kurumu tarafından 01.05.2023 ile 01.05.2024 tarihleri arasında yurtdışından kaç ton et ve canlı hayvan ithalatı yapılmıştır?

2- İthal edilen et ve canlı hayvanlar kilogram bazında hangi fiyatlara alınmıştır? Bunlar Türkiye’de alıcılara kaç liradan satılmıştır? 

3- 01.05.2023 ile 01.05.2024 tarihleri arasında ithal edilen etler ve canlı hayvanlar Türkiye’de hangi şirketlere ne kadar ve kaç liradan satılmıştır?

4- Aynı tarihlerde, ithal etlerin ne kadarı marketlere ne kadarı dağıtıcı/aracı şirketlere satılmıştır?

5- Aynı tarihler arasında canlı hayvan ithalatına izin verilen şirketler hangileridir, bunlar kaç ton et ve canlı hayvan ithalatı yapmıştır?”

YANITSIZ YANIT!

Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan Öztürkmen’in soru önergesine yanıt geldi. Ancak Bakanlık, soruların hiçbirine cevap vermedi. 

Bakan İbrahim Yumaklı imzalı cevap metninde şöyle denilmekle yetinildi:

“(…) Kırmızı et piyasa regülasyonu kapsamında ESK’nın internet sayfasında yayımlanan duyuruda belirlenen şartları taşıyan kırmızı et sanayi alanında faaliyet gösteren (şarküteri üretimi yapan) ve başvuru yapan tüm firmalara, kapasitelerine göre canlı kasaplık hayvan dağıtımı yapılmaktadır. 

ESK tarafından kurum satış mağazalarının yanı sıra Tarım Kredi Kooperatifleri Marketleri, İstanbul, Ankara ve Bursa’da bulunan PERDER üyesi zincir marketler, yemek sanayicileri (YESİDEF) ve endüstriyel yemek üreticileri, et sanayicileri ve ülke genelindeki kasaplar aracılığıyla ithal taze karkas et satışı ESK’nın belirlediği fiyatlardan satılması koşuluyla gerçekleştirilmektedir.”

‘BAKANLIĞIN İŞİ BİR AVUÇ ET BARONUNU ZENGİN ETMEK DEĞİL’

CHP’li Öztürkmen, Bakanlığın soru önergesine verdiği yanıtı şöyle değerlendirdi:

“Yanıttan görüldüğü gibi Bakan Yumaklı, sorularımızın hiçbirine cevap vermiş değil. ESK’nın ithal ettiği ucuz etleri ve canlı hayvanları hangi büyük firmalar arasında pay ettiğini ve bunlara kaç liradan satıldığını sır gibi saklıyorlar.

Kuyruktaki vatandaşın etine zam yapanlar, arka tarafta belli büyük şirketlere ve zincir marketlere milyon dolarlık servet aktarıyor. Yapılan devasa ithalatlar vatandaşa ucuz et sağlamıyor ancak bir avuç et baronunu daha da zengin ediyor. 

Özetle bir avuç et baronu milyon dolarlar kazanacak diye, devlet eliyle 128 TL’ye (4 dolar) ithal edilen büyükbaş hayvanlar, vatandaşın sofrasına et olarak en ucuz haliyle (kuşbaşı) ortalama 550 TL’den ulaşıyor. Sektörde işini dürüstçe yapan işletmeler, bu rant düzeni ortadan kaldırıldığında, vatandaşın 230-250 TL’ye et alabileceğini ısrarla belirtiyor. Yani bugünkünün yarı fiyatına…

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın görevi, et patronlarını daha da zengin etmek değil, vatandaşın ucuz ete erişimini sağlamaktır. Daha önemlisi, Türk hayvancılığına, yerli üreticimize büyük darbe indiren et ithalatı politikasını bir an önce terk ederek, yerli hayvancılığı ve üreticilerimizi korumaktır. Üretimden çekilen, çiftliklerini boşaltan, süt hayvanını kesime göndermek zorunda kalan üreticimizi desteklemek, yerli üretime hız vermektir. 

Tahminlere göre, son dört ayda ithal et ve canlı hayvana 1 milyar dolar, yani yaklaşık 34 milyar TL ödendi. Yabancı çiftçiye bayram ettirdik. Bu kaynağı yerli üreticimize destek olarak aktarmayı planlamadık!

Hem yerli üretimi baltalayan hem de vatandaşımızı pahalı ete mahkûm eden bu büyük vurgunun ve vurguncuların peşindeyiz ve sonuna kadar gideceğiz.”

İTHAL ETTE VURGUN ÇARKI NASIL İŞLİYOR?

CHP Milletvekili Hasan Öztürkmen, et lobisinin vurgun sistemini şöyle anlatmıştı:

“Et ve canlı hayvan ithalatında yetkili devlet kurumu ESK, Uruguay ve Brezilya’dan canlı büyük baş hayvan ithal ediyor. Avrupa ve Balkanlardan da karkas et getiriyor. Büyükbaş hayvanlar devasa gemilere yüklendiği anda aslında Türkiye’deki alıcıları belirlenmiş oluyor. Gelen ithal etin ve canlı hayvanların ancak yüzde 5-10’luk kısmı küçük üreticiye satılıyor. Aslan payını 11 büyük şirket alıyor. 

Şirketlere satışta şöyle bir şart var. Şirketler, ancak çiftliğinin canlı hayvan kapasitesine göre ESK’dan alım yapabiliyor. Örneğin bin hayvanlık bir çiftliği olan şirket ancak bunun yüzde 20’si oranında ithal besilik hayvan alabiliyor. Yani 200 adet. Kalan yüzde 80’inin yerli hayvan olması gerekiyor. Ancak böyle olmuyor. Çünkü büyük alıcılar, farklı isimlerle yeni şirketler kuruyor ve tek alıcı bu farklı şirketler üzerinden ayrı ayrı hayvan alıyor. Yani asıl alıcı, 4 farklı şirket daha kurmuş olsa, bunlar üzerinden yüzde 20×5 oranında hayvan alıyor. Gerçekte bin hayvanlık çiftliği olan şirket 200 hayvan alabilmesi gerekirken, bu yöntemle 1.000 hayvan alıyor. Özetle şirketlerin çiftliklerinde yüzde 20 ithal, yüzde 80 yerli hayvan bulunması gerekirken, bu yöntemle oranlar tersine dönüyor. Bazı çiftliklerde ithal hayvan oranının yüzde 90’lara vardığı biliniyor. Maliye denetçilerinin bu durumu tespit edebilmesi çok kolay. Ancak bir şekilde bu denetim süreci işletilmiyor.

Sadece bu değil. Başka küçük çiftlik sahipleriyle de anlaşan bu büyük şirketler, belli bir kâr payı vererek onlar üzerinden de ithal hayvan alımı yapıyor. Kullanılmayan, boş bırakılan çiftlikleri de çalışıyor gibi göstererek alım talebinde bulunuyorlar. Böylelikle ithal canlı hayvanlar, sahte belgelerle belli aynı şirketlerin çiftliklerinde depolanıyor.

WHATSAPP GRUPLARI BİLE VAR

AKP’li çok sayıda siyasetçiyle ilişkili olduğu belirtilen bu şirketler, kendi aralarında ortak hareket ediyor. Hatta bir Whatsapp gruplarının olduğu bile biliniyor. Fiyatları ve et arzını kendileri belirliyor. Piyasadaki duruma göre, hayvan kesimini azaltma ya da artırma kararını birlikte veriyorlar. Ya da dağıtımı sınırlı tutarak fiyat hareketliliği sağlıyorlar. Bugün ette “piyasa koşulları” denen şey aslında et lobisinin planlı çalışmasından ibaret. 

ESK’nin ithal ettiği canlı hayvanları çiftliklerde depolayan bu şirketler, yeterli kâr oranına ulaştığında hem canlı olarak hem de et olarak piyasaya sürüyor. Bu sürecin sonunda kilosu 176 TL’ye aldıkları hayvanın fiyatını 350 TL’ye çıkartıp satıyorlar. Yüzde 100 kâr şimdiden cepte. Hiçbir şey yapmadan sığır başına yaklaşık 80-100 bin TL kazanmış oluyorlar. 

Hayvanlar piyasaya sunulduktan sonra, kesimci, dağıtımcı ve market kârı derken kuşbaşı et en ucuzu 550 TL’den soframıza geliyor. Bonfile, antrikot ve biftek ise 800-900 TL arasında satılıyor.

2 TIR REYONA, 18 TIR EL ALTINDAN ET TÜCCARLARINA! 

Karkas ette durum daha vahim. ESK, ithal ettiği etin çok büyük kısmını PERDER üyesi (Türkiye Perakendeciler Federasyonu) bazı büyük zincir marketlere satıyor. Ancak satılan etlere ne oluyor, ne kadarı reyonlarda satılıyor bilinmiyor. 

Sanayiciye verilen ette ‘şu fiyattan satacaksın’ diye bir zorunluluk bulunmuyor ancak marketlere verilen ette, kıyma ve kuşbaşını ESK’nın belirlediği fiyattan satma zorunluluğu bulunuyor.

Marketler, bu zorunluluktan dolayı ESK’dan aldıkları etin kıymasını 324 liradan, kuşbaşını ise 354 liradan satıyorlar.

Sektör içinde öyle olaylar anlatılıyor ki şaşmamak elde değil. ESK’dan 20 TIR et alan (1 TIR 20-25 ton arsında et taşıyabiliyor) bir perakendecinin, bunların sadece 2 TIR’ını reyonlarında sattığı, diğer kısmını ise el altından bir et tüccarına sattığı iddia ediliyor. Yani ESK’dan kilosu 250 TL’ye aldığı karkas eti, reyonlarında satmak yerine hiç elini değmeden kilosunu 400-450 TL’ye toptancı firmalara satıyor. Bu toptancılar üzerine kârını koyarak küçük işletmelere dağıtıyor. Sözde devletin, “vatandaş ucuz et alsın” diye ithal ettiği etten elini değmeden kilodan 140-150 TL para kazanıyor. 

Yani büyük zincir marketlere verilen binlerce ton etin vatandaşa mı yoksa et tüccarlarına mı satıldığı denetlenmiyor. 

Bu denetimsizliğin, bazı et tedarikçileri ile ESK arasında gerileme neden olduğu da biliniyor. Sektör içinde konuşulanlara göre, Kayserili büyük bir et tedarikçisi ile ESK Genel Müdürü Mustafa Kayhan arasında çok sert bir tartışma yaşanıyor.

Mesele de Türkiye’nin meşhur bir büyük zincir lokantasına verilen tırlar dolusu ithal et!

Kayserili et tedarikçisi, Kayhan’a “Verdiğiniz tırlar dolusu etten dolayı biz buraya et satamıyoruz. Hangi kriterlere göre tırlar dolusu eti buraya veriyorsunuz?” diye çıkışıyor. ESK Genel Müdürü de “Sen kim oluyorsun da bana hesap soruyorsun” diye karşılık verince ortam daha da geriliyor. Hatta gerilimin kavganın eşiğine kadar geldiği iddia ediliyor.

Ancak daha sonra anlaşılıyor ki, meşhur zincir lokantasına tırlar dolusu eti ESK vermemiş, ESK’dan et alan başka büyük bir et firmasından gitmiş!

Et sektöründe herkes bu çarkı biliyor. İşini namusuyla yapmaya çalışan firmalar iflasın eşiğinde. 

11 FİRMA NE ZAMAN AÇIKLANACAK?

Şimdi gelelim ESK’nın et dağıtımından aslan payını alan firmalara… 

Sektör içindeki araştırmalarımızda bazı büyük firmanın ismine rastladık. İthal canlı hayvan ve karkas etlerin yüzde 90’ı bunlar arasında pay ediliyor.

11 şirket, şikayetler üzerine geçen aylarda mercek altına alınmış. Rekabet Kurumu, piyasayı manipüle ettikleri, arzı kısarak ortak fiyat belirledikleri gerekçesiyle incelemeye aldığı bu firmalardan şu ana kadar sadece Namet firmasına 72 Milyon 986 bin TL ceza kestiğini öğrendik. Tabii kârlarına bakınca bu cezanın devede kulak olduğu görülüyor. 

Diğer 10 firmanın hangileri olduğunu ise Rekabet Kurumu’na sorduk. Sayın Başkan Birol Küle, incelemenin sürdüğünü, söz konusu firmaların hangileri olduğunu ancak ceza alırlarsa açıklayacaklarını bildirdi. Sektör içinde herkes biliyor ancak biz, ceza alırlarsa bu firmaları öğrenebileceğiz.

Öte yandan et piyasasını elinde tutan ve fiyatları istediği gibi belirleyen büyük firmaların tamamı AKP’li siyasetçiler ve eski bakanlarla olan ilişkileriyle anılıyor. 

ESK SIR GİBİ SAKLIYOR

ESK da ithal hayvan ve etleri kaç liradan aldığını, Türkiye’de hangi firmalara, kaç liradan sattığını sır gibi saklıyor.

Bunu kendilerine de sorduk. Et ve Süt Kurumu Genel Müdürü, günler süren görüşme taleplerimize üç gün sonra ancak döndü. Yukarıdaki sorularımızı telefonda ilettik. Ancak tahmin ettiğimiz yanıtı aldık: “Meclis’te Tarım ve Orman Bakanlığı’na yazılı soru önergesi verin.” 

Soru önergelerinin kaderi kamuoyunun malumu. Artık iktidarın hiçbir bakanlığı bu soru önergelerini ciddiye almıyor. Bazılarına hiç yanıt vermiyor bazılarını da geçiştiriyor. Bir kurumun genel müdürü halkın oylarıyla seçilmiş bir milletvekilinin sorularından ısrarla kaçıyor. Neden?

TIR TIR ETLER BELLİ ADRESLERE…

ESK’nin vermediği bilgileri biz sektör içinde yaptığımız araştırmalar sonucunda öğreniyoruz. Edindiğimiz bilgilere göre seçili bazı zincir marketlere devasa oranlarda ithal et verilmiş. Son 1 ayda bazı market ve işletmelere verilen et miktarları şöyle:

Köfteci Yusuf: 57 TIR

Happy Center: 38 TIR

Namet: 21 TIR 

Onur Market: 18 TIR

Dan Et: 15 TIR

Kim Market: 15 TIR

TIR’ların 21 ile 25 ton arasında et taşıyabildiği düşünüldüğünde, oranın büyüklüğü ortaya çıkıyor.

Küçük işletmeler ESK’dan et alamamaktan yakınırken, bazı firmalara yüzlerce ton ithal ucuz et gidiyor. Peki devlet bu etlerin akıbetini nasıl takip ediyor? Ya da takip ediyor mu? Sektör içinden aldığımız bilgiye göre HAYIR! 

ESK dağıttığı canlı hayvan ve etin akıbetinden habersiz. Ya da habersizmiş gibi davranıyor. Kimseyi ya da hiçbir firmayı suçlamıyoruz, yalnızca vatandaşın ucuz et yeme hakkını korumak için bu işin başındaki kurumları şeffaf ve açık davranmaya davet ediyoruz. 

128 TL’YE İTHAL EDİLİYOR, SOFRAMIZA 550 TL’DEN GELİYOR 

Özetle bir avuç et baronu milyon dolarlar kazanacak diye, devlet eliyle 128 TL’ye (4 dolar) ithal edilen büyükbaş hayvanlar, vatandaşın sofrasına et olarak en ucuz haliyle (kuşbaşı) ortalama 550 TL’den ulaşıyor. Sektörde işini dürüstçe yapan işletmeler, bu rant düzeni ortadan kaldırıldığında, vatandaşın 230-250 TL’ye et alabileceğini ısrarla belirtiyor. Yani bugünkünün yarı fiyatına…

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın görevi, et patronlarını daha da zengin etmek değil, vatandaşın ucuz ete erişimini sağlamaktır. Daha önemlisi, Türk hayvancılığına, yerli üreticimize büyük darbe indiren et ithalatı politikasını bir an önce terk ederek, yerli hayvancılığı ve üreticilerimizi korumaktır. Üretimden çekilen, çiftliklerini boşaltan, süt hayvanını kesime göndermek zorunda kalan üreticimizi desteklemek, yerli üretime hız vermektir. 

Tahminlere göre, son dört ayda ithal et ve canlı hayvana 1 milyar dolar, yani yaklaşık 34 milyar TL ödendi. Yabancı çiftçiye bayram ettirdik. Bu kaynağı yerli üreticimize destek olarak aktarmayı planlamadık!

Hem yerli üretimi baltalayan hem de vatandaşımızı pahalı ete mahkûm eden bu büyük vurgunun ve vurguncuların peşindeyiz ve sonuna kadar gideceğiz.”