
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, firari FETÖ’cü Cevheri Güven’e bilgi ve belge sızdırmakla suçlanan 1’i tutuklu 4 polisin yargılanmasına bugün başlandı. Dava kapsamında sanık eski polis memuru Serkan Dinçer “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçu iddiasıyla yargılanıyor.
Diğer sanıklar olan ve Ayhan Bora Kaplan (ABK) suç örgütü davasının soruşturmasında görev alan eski Ankara İl Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik, eski Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Kerem Gökay Öner ile eski Şube Müdür Yardımcısı Şevket Demircan ise “örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek”, “gizliliği ihlal” ve “görevi kötüye kullanma” istemiyle yargılanıyor.
ABK’NİN KATILIM TALEBİNE RET
Söz konusu davanın bugünkü duruşmasında tüm sanıklar salonda hazır bulundu. Suç örgütü kurmak ve yönetmekten 68 yıl hapis cezasına çarptırılan Ayhan Bora Kaplan’ın avukatı, davada yer almak için katılım talebinde bulunurken, Kaplan’ın duruşmasının Emniyet mensupları tarafından izlendiğini ve bu esnada Cevheri Güven’e bilgi akışı sağlandığını öne sürdü. Mahkeme, Kaplan’ın davaya katılım talebini reddetti.
POLİS ‘MEŞVERET’Çİ OLDUĞUNU AÇIKLADI
Kimlik tespitinin yapılmasının ardından sanıkların savunmalarına geçildi. Tutuklu sanık Dinçer, gözaltında 4 gün boyunca fiziki işkenceye tabi tutulduğunu ve Emniyet’teki Nurcular cemaatinin Meşveret kolu mensuplarının FETÖ’cü olduğu yönünde ifade vermeye zorlandığını ileri sürdü. Kendisinin de Meşveret kolu mensubu olduğunu açıklayan Dinçer; “FETÖ’cülere bilgi sızdırmak gibi bir suçlamayı kabul etmiyorum. Benden bilgi almalarına gerek yok ki, zaten kendi adamları çalışıyor” dedi.
15 TEMMUZ İDDİALARI
Dikkat çeken iddialarda bulunan Dinçer; K.A. adlı FETÖ’den ihraç edilen bir müdürün dosya savcısını ziyaret edip, fotoğraf çektirdiğini savundu. 15 Temmuz darbe girişimi sırasında da dönemin EGM İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç ile birlikte TRT’ye gidip darbecileri etkisiz hale getirdiğini ileri süren Dinçer; “Darbecilerin vurduğu TEM Daire Başkanı Turgut Arslan’a ailesi bile gitmezken ben hastanede gönüllü koruma ve refakatçi oldum” dedi.
“ABK O KADAR BÜYÜK BİR ÖRGÜT Kİ…”
Dinçer’in ardından savunma yapan tutuksuz sanık Demircan ise ABK’ye yönelik operasyonların sonucunda kumpasa uğradıklarını savunarak, “Bütün verilerimiz Bora Kaplan’ın elinde. Bunda Emniyetteki bilgisayarlar da dâhil. Bora Kaplan 25 Kasım’daki duruşmasında ‘Müdürlerin keşke hangi örgüte üye olduklarını bilseniz’ diyor, 11 Aralık’ta yardım ve yataklıktan bize soruşturma başlatılıyor. Madem bu dosya gizli, Bora Kaplan nereden biliyor. Bora Kaplan o kadar büyük bir suç örgütü ki, her şeye ulaşabiliyor ve bize itibar suikastı yapılıyor” ifadelerini kullandı.
“BAŞIMIZA GELMEYEN KALMADI”
Tutuksuz sanık Öner ise “Cevheri Güven’in yayımladığı videolardan dolayı, ailem ve ben hedefe konduk” diye konuştu. Tutuksuz sanık Çelik de eğitim yaşamından beri FETÖ’yle mücadele ettiğini, 17-25 Aralık olaylarının ardından devletin FETÖ’cü kadrolar yerine kendisi gibi “milli” kişileri atadığını ve kendisinin de ilk atanan kişilerden olduğunu söyledi. Çelik, “FETÖ’ye ilk yapılan operasyonlarda görev aldım. Yani ben bunlarla süngü takıp mücadele etmiş nadide bir polis memuruyum. Ne zaman devlet zor duruma düşse, Murat Çelik orada olur, kanıyla, canıyla… Birçok kez ölümün kenarından döndüm; ancak ABK nasıl bir suç örgütüyse başımıza gelmeyen kalmadı” dedi.
MAVİ DOSYA KULLANDI MI?
Sanık savunmalarının ardından tanık ifadelerine geçildi. İlk olarak, ABK’nin ifadesinde bulunan polis memurlarından M.E.B. duruşmada konuştu. Tanık M.E.B. ABK’nin ifadesine hiçbir şekilde müdahale edilmediğini savunarak; Çelik’e ifade sonrasında isteği üzerine ifade tutanağının bir örneğini götürdüğünü ve odasında sadece 15 saniye bulunduğunu belirtti. Sanık avukatlarının ifade tutanağını “mavi dosya da mı götürdüğüne” yönelik sorusuna ise ifade aşamasında mavi dosya kullanmadıklarını belirtti. Ardından diğer tanık ve ABK’nin ifadesinde bulunan diğer polis memuru olan Ö.Y. mahkemede dinlendi. Ö.Y. ise ifade bittikten sonra sanık Demircan’ın odadan ayrıldığını, ifade tutanaklarının kopyalarını çıkartırken, tanık M.E.B.’nin imzasız bir örneği ise Çelik’e götürdüğünü belirtti. Tanık Ö.Y. ise ifade tutanaklarının mavi dosyaya konduğunu belirtmesi ise dikkat çekti.
ÇELİK’İN KORUMASI DA KONUŞTU
Sanık Çelik’in o dönem yakın koruması ve sekreterliğini yapan polis memuru M.S. son tanık olarak dinlendi. M.S. ise tanık M.E.B.’nin Çelik’e ifade kopyasını karton bir dosyada getirdiğini anımsadığını belirtti. M.S. olay gününe ilişkin şunları söyledi:
“M.E.B. müdürüm Çelik müdürümün odasında 15-20 saniye kaldı. 1-2 dakika sonra da Murat müdürüm odadan çıktı. Elinde evraklar vardı; ama ifade olduğunu bilmiyorum. İfade odasına gittik. Orada iki avukat vardı. Onlarla ayaküstü konuştu. Sonra asansörle garaja indik. Elinde evraklar var mıydı hatırlamıyorum.”
“SAVCIMIZIN TALEBİNİ ANLAYAMADIM”
Tanık ifadelerinin ardından dosya savcısı mütalaasını açıkladı. Savcı, sanık Dinçer’in yurtdışında bulunan şahıslarla irtibatlı olması nedeniyle tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti. Savcı mütalaasına karşı savunması alınan Dinçer ise “Benim o şahısla (Cevheri Güven) hiç itibarım yok. Dosyada da bu yönde bir şey bulunmazken, savcımızın neden bu yönde talebinin bulunduğunu anlayamadım. Beraatımı istiyorum” dedi.
TUTUKSUZLAR VARESTE TUTULDU
Sanık avukatlarının savunmalarının ardından Mahkeme Heyeti ara kararlarını açıkladı. Heyet, tutuklu sanık Dinçer’in durumunun devamına karar verirken, tutuksuz sanıkları duruşmalarda vareste tuttu. Dava 17 Nisan’a ertelendi.
kaydırmaya devam ederek gündemden son dakika ve magazin haberlerine havadiskolik.com üzerinden anında erişebilirsiniz ve bizi twitter hesabımızdan takip etmeyi unutmayın ! https://x.com/havadiskolik