DOLAR 42,5354 0.07%
EURO 49,5729 -0.06%
ALTIN 5.745,37-0,12
BITCOIN 3792463-3.38951%
İstanbul
16°

KAPALI

SABAHA KALAN SÜRE

TPI işçileri, ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’ne yürüdü: “Buraya Türkiye işçi sınıfının onurunu savunmaya geldik”

TPI işçileri, ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’ne yürüdü: “Buraya Türkiye işçi sınıfının onurunu savunmaya geldik”

ABONE OL
Kasım 11, 2025 18:36
TPI işçileri, ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’ne yürüdü: “Buraya Türkiye işçi sınıfının onurunu savunmaya geldik”
0

BEĞENDİM

ABONE OL

div itemscope itemtype=”https://schema.org/VideoObject” style=”position:relative;padding-bottom:56.25%;”>

Rüzgâr türbini kanadı üreten Amerikalı TPI Composites’in İzmir’de Menemen Maltepe Organize Sanayi Bölgesi’ndeki T1 ve Çiğli Sasalı’daki T2 fabrikalarında çalışan işçiler, 13 Mayıs’ta toplu iş sözleşmesinde anlaşma sağlanamaması nedeniyle greve çıktı.

İşçilerin ağustosta fabrikanın “borç krizi” nedeniyle ABD’deki iflas mahkemesine başvuru yaptığını duyurmasının ardından İzmir’de 2012 yılından bu yana üretim yapan, 2 bin 800 işçinin çalıştığı firmanın Eylül ayında el değiştirdiği ifade edildi ve geçen haftalarda da işçiler, işten çıkarıldıklarını duyurdu.

Greve devam eden işçiler, Söğütözü Metrosu’ndan ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’ne yürüdü. Yürüyüşe EMEP Milletvekili Sevda Karaca, Devrimci Partililer ve Türkiye İşçi Partililer de destek verdi. Yürüyüşün ardında işçiler basın açıklaması yaptı. Açıklamada, şunlar kaydedildi:

“YASAL HAKKIMIZI KULLANDIK, GREVE ÇIKTIK”

“Bizler, tam 6 aydır grevde olan TPI Composites işçileriyiz. Bir Amerikan tekeli olan TPI’da, düşük ücretlerle, kimyasalların ve olumsuz çalışma koşullarının içinde yıllar boyunca çalıştık. Neredeyse her toplu sözleşme sürecinde olduğu gibi, bu toplu sözleşme sürecinde de bize düşük zam dayatıldı. Biz de hakkımız olanı almak için yasal hakkımızı kullandık ve greve çıktık.

Tüm bu süreç boyunca eylemler yaptık. Daha önce de Ankara’ya geldik, Meclis ve bakanlık nezdinde girişimlerde bulunduk. Bize, üç bakanlığın bu işi çözmek için koordineli biçimde çalışacağı söylendi ama o günden bu yana hiçbir adım atılmadı. Sesimizi duyurmak, bir Amerikan tekelinin bu haksız, hukuksuz ve keyfi uygulamasına karşı taleplerimizi iletmek için İzmir Valiliği’ne gitmek, sesimizi oradan duyurmak istedik; ancak önümüz barikatlarla kesildi. Yine yakın zamanda bir grup arkadaşımız Türk-İş Genel Merkezi ile görüştü. Türk-İş Başkanı ile birlikte Çalışma Bakanlığı ile yapılan görüşmede bize ‘yapılacak bir şey yok’ denildi. Şimdi buraya, ülkemizde yıllardır bulunan, bizim sırtımızdan zenginleşen, bizim emeğimizle büyüyen bu tekelin asıl sahibi olan Amerikan devletinin kapısına geldik.

BU ÜLKENİN KURUMLARININ İŞÇİLERE SÖLEYECEĞİ BİR SÖZÜ YOK MU?”

Biz buralara dilenmeye gelmedik; hakkımız olanı talep etmeye, alana kadar vazgeçmeyeceğimizi haykırmaya, mücadeleden asla vazgeçmeyeceğimizi, boyun eğmeyeceğimizi göstermeye geldik. Herkes

Rüzgâr türbini kanadı üreten Amerikalı TPI Composites’in İzmir’de Menemen Maltepe Organize Sanayi Bölgesi’ndeki T1 ve Çiğli Sasalı’daki T2 fabrikalarında çalışan işçiler, 13 Mayıs’ta toplu iş sözleşmesinde anlaşma sağlanamaması nedeniyle greve çıktı.

İşçilerin ağustosta fabrikanın “borç krizi” nedeniyle ABD’deki iflas mahkemesine başvuru yaptığını duyurmasının ardından İzmir’de 2012 yılından bu yana üretim yapan, 2 bin 800 işçinin çalıştığı firmanın Eylül ayında el değiştirdiği ifade edildi ve geçen haftalarda da işçiler, işten çıkarıldıklarını duyurdu.

Greve devam eden işçiler, ğütözü Metrosu’ndan ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’ne yürüdü. Yürüyüşe EMEP Milletvekili Sevda Karaca, Devrimci Partililer ve Türkiye İşçi Partililer de destek verdi. Yürüyüşün ardında işçiler basın açıklaması yaptı. Açıklamada, şunlar kaydedildi:

“Bizler, tam 6 aydır grevde olan TPI Composites işçileriyiz. Bir Amerikan tekeli olan TPI’da, düşük ücretlerle, kimyasalların ve olumsuz çalışma koşullarının içinde yıllar boyunca çalıştık. Neredeyse her toplu sözleşme sürecinde olduğu gibi, bu toplu sözleşme sürecinde de bize düşük zam dayatıldı. Biz de hakkımız olanı almak için yasal hakkımızı kullandık ve greve çıktık.

Tüm bu süreç boyunca eylemler yaptık. Daha önce de Ankara’ya geldik, Meclis ve bakanlık nezdinde girişimlerde bulunduk. Bize, üç bakanlığın bu işi çözmek için koordineli biçimde çalışacağı söylendi ama o günden bu yana hiçbir adım atılmadı. Sesimizi duyurmak, bir Amerikan tekelinin bu haksız, hukuksuz ve keyfi uygulamasına karşı taleplerimizi iletmek için İzmir Valiliği’ne gitmek, sesimizi oradan duyurmak istedik; ancak önümüz barikatlarla kesildi. Yine yakın zamanda bir grup arkadaşımız Türk-İş Genel Merkezi ile görüştü. Türk-İş Başkanı ile birlikte Çalışma Bakanlığı ile yapılan görüşmede bize ‘yapılacak bir şey yok’ denildi. Şimdi buraya, ülkemizde yıllardır bulunan, bizim sırtımızdan zenginleşen, bizim emeğimizle büyüyen bu tekelin asıl sahibi olan Amerikan devletinin kapısına geldik.

“SENDİKAMIZ İŞÇİLERİ SAHİPSİZ BIRAKTI”

Aylardır süren bir grevin içinden geliyoruz. Birçok arkadaşımız, grevin başından beri ağır ekonomik sorunlar yaşıyor. Ancak bu sorunlar, greve sahip çıkmaktan, sendikamızla birlikte aldığımız bu kararın arkasında durmaktan bizi alıkoymadı. Ama herkes takdir eder ki artık grevimiz 6. ayında ve birtakım ayak oyunlarıyla haklarımız artık tamamen gasp edilmek isteniyor. Ne yazık ki üyesi olmaktan onur duyduğumuz, şanlı bir mücadele geçmişine sahip sendikamızın yöneticilerinin bu süreçte biz işçileri sahipsiz bıraktığı gerçeğini sizlerle paylaşmak zorundayız. Sendika yöneticileri ya da avukatları, yaşanan bu süreç boyunca ne de önümüze elle tutulur bir eylem programı, bir hak tatmin edici bir açıklama yaptılar alma mücadelesi koydular. Daha da kötüsü, bugün buradaki eylemimiz, yıllarca üyesi olduğumuz sendikanın yöneticileri tarafından desteklenmiyor. Oysa bu eylem kararını alan, bizzat sendika şube yöneticilerinin bulunduğu ortamda seçilen komitemizdir. Biz bugün buraya, bize destek veren işçilerin, emekçilerin, ilerici ve devrimci kurumların desteğiyle geldik. Bu desteği bize sağlayan tüm sınıf dostlarımıza sizin huzurunuzda bir kez daha teşekkür ediyoruz. Buradan, Amerikan Büyükelçiliği önünden sendika merkez ve şube yöneticilerine bir kez daha hatırlatıyoruz. Üyesi neredeyse bir sendika oradadır. Sendikalar siz yöneticilerin değil, biz işçilerin örgütüdür. Sizin göreviniz, bizlerin haklı mücadelesine sahip çıkmaktır. Bunu yapacak güç ve iradeye sahip değilseniz, yapmanız gereken bulunduğunuz koltukları derhal terk etmektir. Aksi takdirde, yalnız bizim mücadelemize değil, tüm işçi sınıfına ve özellikle de Petrol-İş’in kendi mücadele tarihine leke sürmüş olursunuz. Biz buraya sendikamızı kararlamak için değil, tam da ona sahip çıkmak için geldik.

“BİRLİKTE MÜCADELE EDECEĞİZ, BİRLİKTE KAZANACAĞIZ”

Diyoruz ki: Birlikte mücadele edeceğiz, birlikte kazanacağız. Sefalete, yoksullu ücretlere, işten atmalara, sendikal hakların gaspına, sömürüye ve baskıya teslirodayacağız. Bugün burada Amerikan Büyükelçiliği önündeyiz. İsterlerse kendileriyle görüşeceğiz, haklı mücadelemizi anlatacağız. Bir Amerikan tekelinin yıllarca emeğimizi sömürüp, sonra da haklarımızı gasp ederek kaçıp gitmesine izin vermeyeceğimizi kendilerine ileteceğiz. Bundan sonra da eylemlerimiz sürecek. Bu ülkeyi sermaye için dikensiz gül bahçesi olarak görenler; bizleri posamız çıkıncaya kadar sömürenler; şimdi de içimizi yakan, ikisi çocuk 6 kadın kardeşimizin ölümüne yol açan son olayda olduğu gibi, bizi göz göre göre ölüme itenler bilsinler ki: Biz işçi sınıfıyızı güçlü olan, haklı olan biziz! O yüzden biz kazanacağız. İşçilerin birliği sermayeyi yenecek. Yaşasın TPI direnişimiz, yaşasın işçilerin ve emekçilerin birleşik mücadelesi.”

https://geo.dailymotion.com/player/x18hb2.html?video=x9tl6pq


kaydırmaya devam ederek gündemden son dakika ve magazin haberlerine havadiskolik.com üzerinden anında erişebilirsiniz ve bizi twitter hesabımızdan takip etmeyi unutmayın ! https://x.com/havadiskolik

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
300x250r
300x250r