Asgari Ücret Tespit Komisyonu, emekçiler olmadan toplandı: AKP iktidarında bu da oldu!

Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2026 yılında geçerli olacak asgari ücreti belirlemek üzere ilk toplantısını dün yaptı. Türk-İş, geçen yıl aralık ayından bu yana komisyonun yapısında değişiklik olmasını istiyordu. Ancak hükümet bu değişikliği yapmadı. Üstelik hükümet Türk-İş’e de ilettiği kendi önerisi olan “5+5+1” şeklindeki komisyon önerisini de yaşama geçirmedi. Komisyon mevcut haliyle toplandı. Türk-İş toplantıya katılmadı.

TARİHE GEÇTİ

Komisyon, işçi tarafının katılmadığı toplantı olarak tarihe geçti. Toplantı öncesinde işçi ve işveren tarafı Bakan Vedat Işıkhan’ın odasında bir araya geldi. Bu görüşmeye Bakan Işıkhan, Türk-İş Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar ile Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol katıldı. Görüşmeden fotoğraf da verildi. Ancak bu komisyon toplantısı değildi. Bu görüşmede Türk-İş Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar, neden komisyona katılmayacaklarını tek tek anlattı. Bir de rapor sundu. Bakan Işıkhan ise, teşekkür etmekle yetindi. Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre ise, Bakan Işıkhan, “Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun işleyişi içinde sonuna kadar, sosyal diyaloğa açık olarak süreci tamamlayacağımıza inanıyoruz” değerlendirmesini yaptı. Daha sonra işçi tarafı bakanlıktan ayrıldı. Komisyon işçi tarafı olmadan hükümet ve işveren temsilcileri yani 10 kişiyle toplandı. İşçi tarafıyla birlikte 15 kişi olan komisyon, mevzuata göre 10 kişiyle de toplanıp çoğunluğun oyu ile karar alabiliyor. Komisyonun ilk toplantısına, Çalışma Genel Müdürü Oğuz Tuncay başkan etti.

18 ARALIK’TA

Komisyonun ikinci toplantısı ise 18 Aralık perşembe günü saat 14.00’te yapılacak. Türk-İş bundan sonra gelişmeleri takip edecek. Düzenleme olmazsa bundan sonraki toplantılara da katılmayacak. Gerekli görüldüğünde ise açıklama yapılacak.

‘HİÇBİR İYİLEŞTİRME YAPILMADI’

Türk-İş Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar, Türk-İş’in 1974 yılından bu yana komisyonda işçileri temsil ettiğini söyledi. Komisyonun mevcut yapısının işçilerin karar süreçlerinde etkili bir şekilde yer almasına olanak tanımadığına işaret eden Ağar, Türk-İş’in 24 Aralık 2024 tarihinde aldığı komisyona katılmama kararını anımsattı. Aradan geçen yaklaşık bir yıllık sürede komisyonun yapısı ile ilgili hiçbir iyileştirme yapılmadığına işaret eden Ağar, “Türk-İş almış olduğu kararın arkasındadır ve 2026 yılı Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına katılmayacaktır” dedi. Ağar, geçen yıl TÜİK tarafından açıklanan yüzde 44.38 oranındaki enflasyonun ardından asgari ücrete yüzde 30 oranında zam yapıldığını anımsatırken, “O günden bu yana temel ihtiyaç ürünlerinde fiyat artışları hız kesmeden devam etmiştir. Gıda, kira, eğitim ve ulaşım giderlerinde yaşanan yüksek fiyat artışları hane bütçesini ağır biçimde baskılamaktadır. Elektrik, doğalgaz ve suya yapılan zamlar da bu baskıyı daha da artırmaktadır” dedi.

‘SERVETLERİNE SERVET KATTILAR’

Ağar, ekonominin son yıllarda büyüdüğünü, kişi başına milli gelirin arttığını ancak bu büyümenin oluşturduğu refahın, çalışanlara ve emeklilere yansımadığını, gelir artışının toplumun geniş kesimlerine ulaşmadığını kaydetti. “Buna karşılık dolar milyarderi sayısının her yıl artması, zengin ile yoksul arasındaki uçurumun daha da derinleştiğini göstermektedir” diyen Ağar, “Bir kesim servetine servet katarken, milyonlarca işçi ve emekli temel ihtiyaçlarını dahi karşılamakta zorlanmaktadır” vurgusu yaptı.

TALEPLER NELER ?

Ağar, bu nedenlerle; asgari ücret belirlenirken öncelikle geçen yıl karşılanmayan yüzde 14.38’lik enflasyon kaybının tam olarak telafi edilmesini, buna ek olarak da gıda, ulaşım, kira, eğitim ve fatura kalemlerinde art arda yaşanan yüksek fiyat artışları ile gerçekleşen enflasyonun yol açtığı kayıpların eksiksiz biçimde karşılanmasını istedi. Tüm bunların ötesinde, ekonomik büyümenin oluşturduğu refahın işçiye yansıtılmasını sağlayacak ek bir artış yapılmasının zorunlu olduğunu kaydetti.

‘ORTALAMA ÜCRET OLDU’

“Önceki dönemlerde bu söylemin komisyon tarafından benimsenmesi sonucunda, asgari ücret ülkemizde fiilen bir taban ücret olmaktan çıkarak ortalama ücret seviyesine dönüşmüştür. Bugün çalışanların yarısından fazlası ya asgari ücretle ya da asgari ücrete çok yakın bir ücretle çalışmak zorunda kalmaktadır.”

‘DEVLETİN TEMEL SORUMLULUĞU’

Ağar, kamuoyunda zaman zaman dile getirilen “asgari ücret artarsa enflasyon artar” iddiasının da ekonomik verilerle ve enflasyonun temel dinamikleriyle uyumlu olmadığına dikkat çekti.

Bu yıl temmuzda asgari ücrete herhangi bir artış yapılmamasına karşın fiyatların yükselmeyi sürdürmesinin enflasyonun kaynağının ücretler olmadığını açık biçimde gösterdiğini belirten Ağar, şunları söyledi:

“Dolayısıyla enflasyonu yalnızca asgari ücret artışına bağlamak, ekonomik sorunların yapısal ve çok boyutlu nedenlerini göz ardı etmek anlamına gelmektedir. Yoksulluğu ve hayat pahalılığını en ağır biçimde yaşayan asgari ücretliler, işsizler ve emekliler için insan onuruna yaraşır bir gelir düzeyi sağlamak devletin temel sorumluluğudur. Her bireyin insanca yaşama hakkı, sosyal devlet ilkesinin ayrılmaz bir parçasıdır. Bu nedenle, işçilerin temel ihtiyaçlarını karşılayabilecek, yaşam kalitesini koruyabilecek ve geleceğe güvenle bakmalarını sağlayacak gelir politikalarının hayata geçirilmesi zorunludur.”

HÜKÜMETİN TUTUMU

Bu arada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önceki gün TİSK’in genel kurulunda yaptığı konuşmada, “Komisyon çalışmalarında, işverenleri temsilen yer alan TİSK heyetinden ellerini taşın altına koymalarını bekliyorum. İşçi kardeşlerimize yönelik atacağınız her olumlu adım, verimlilik, kazanç ve bereket olarak dönecektir. Hep söylerim. Kefenin cebi yok” dedi. Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 15 kişiden oluşuyor. Mevzuat gereği komisyonda 5 hükümet, 5 işveren ve 5 işçi temsilcisi yer alıyor. Komisyon çoğunluğun oyu ile karar alıyor. Komisyonda, hükümet isterse işçi tarafıyla birlikte hareket ederek asgari ücreti belirleyebiliyor. Ancak iktidar çoğunlukla işçilerle birlikte hareket etmek yerine işverenlerle birlikte asgari ücreti belirliyor. Asgari ücret son yıllarda çoğunlukla hükümet ve işveren uzlaşması ile belirleniyor. Türk-İş de buna tepki gösterdiği için toplantıya katılmıyor.