Turizmde 10+1 sistemine karşı yol haritası oluşturuluyor: Kölelik yargı yolunda

4857 sayılı İş Kanunu’nda geçen hafta yapılan değişiklikle turizm işçilerinin hafta tatili 11. güne ertelenebilecek ve bu mesai fazla çalışma sayılmayacak. Sendikalar süreci Anayasa Mahkemesi’ne taşımak için hukuki çalışmalar yürütecek ve eylem programı oluşturacak. Turizmde örgütlülük düzeyinin çok düşük olması ise mücadele hattının gücü açısından soru işaretleri yaratıyor. Üye sayısı sıralamasında en başta olan TOLEYİS’te üye oranı sadece yaklaşık yüzde 3.40 iken Dev Turizm İş’te bu oran yüzde 0.15’le sınırlı.

Otelcilerin talebi ile gündeme gelen düzenlemeye sektörün duayenlerinden turizmci Dr. Cem Kınay karşı çıktı. Düzenlemenin “insan kaynaklarına darbe” olduğunu belirten Kınay, “Dinlenme hakkı haftada 1 gündür, bu hak esnetilemez” diyor ve bu uygulamanın sektöre verim değil, sadece huzursuzluk getireceğini vurguluyor.

‘YEGANE YOL ÖRGÜTLENMEK’

TOLEYİS Başkanı Cemail Bakındı yaptığı değerlendirmede düşük örgütlenmenin, işçileri yalnızlaşmasına ve dolayısıyla güvencesiz çalışma koşullarının normalleşmesine neden olduğunu vurguluyor.

Bakındı, “Toplu iş sözleşmeleriyle bazı güvenceler sağlanmış olsa da bu tarz emredici uygulamalar işçi haklarının geriye yürütülmesine sebep oluyor. Yasal zeminin işçi aleyhine böylesine değiştiği bir ortamda, kazanımların korunmasının yegâne yolu yalnızca yasal düzenlemelerin değiştirilmesi değildir, güçlü bir örgütlülük düzeyiyle bu mücadele teminat altına alınmalıdır” diyor ve ekliyor: “Turizm bakanının aynı zamanda turizm işvereni olması başta kendi işyerlerine yönelik böyle bir emek sömürüsünü desteklemesi ülkemizin içinde bulunduğu şartlar açısından üzücüdür.”

DİSK’e bağlı Dev. Turizm-İş Sendikası Başkanı Turgay Özdemir ise sektörde örgütlenmenin zor olduğunu belirterek “Bir yerde verimi artırmak, hizmeti büyütmek istiyorsan koşulları iyileştirirsin. Ancak bu şekilde kalifiye insanlar çalıştırabilirsin” diyor.

‘İŞ HUKUKU ORTADAN KALKAR’

Çalışma Ekonomisi Doktoru Avukat Murat Özveri de düzenlemenin anayasa ve tüm uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu vurguluyor ve “Esneklik, matematikteki sıfır gibi yutan elemandır. Hakkın, korumanın yanına esneklik getirirseniz elde edeceğiniz koruma sıfıra inecektir” diye uyarıyor.