İslam dünyasına konuştu: Erdoğan’a göre İstanbul’un kaderi Tahran’dan ayrı değil

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde İslam İşbirliği Teşkilatı 51. Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı‘na katıldı.

40’tan fazla ülkenin dışişleri bakanının yer aldığı toplantıya İsrail-İran çatışması sürerken katılan İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi dikkat çekti.

ERDOĞAN’DAN ‘KADER’ VURGUSU

Burada katılımcılara konuşan Erdoğan, “İstanbul’un kaderi Şam’ın kaderinden; Bağdat’ın, Kahire’nin, Sana’nın kaderinden; İslamabad’ın, Kabil’in, Trablus’un, Tahran’ın kaderinden; Mekke ile Medine’nin ve elbette Kudüs’ün ve Gazze’nin kaderinden ayrı değildir. Türkü, Kürt’ü, Arap’ı, Farsıyla, Sünni’siyle, Şii’siyle, Alevi’siyle, Afrikalı, Asyalı ve Latin Amerikalısıyla ve diğer tüm mezhep ve kökenleriyle Müslümanların kıblesi gibi kaderleri de ortaktır” dedi.

Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

“İsrail’in Gazze, Lübnan, Yemen, Suriye ve son olarak İran’a gerçekleştirdiği saldırıların tanım ve tarifi haydutluktur. Saldırıların İran’ın nükleer programıyla ilgili müzakerelerin yoğunlaştığı dönemde vuku bulması elbette manidardır. Zorluklar karşısında sergilediği dayanışmayla ve güçlü devlet tecrübesiyle İran halkının inşallah bugünleri de atlatacağından hiçbir şüphe duymuyoruz.

“HİTLERİN’İN ÇAKTIĞI KIVILCIM NASIL DÜNYAYI ATEŞE ATTIYSA…”

90 yıl önce Hitler’in çaktığı kıvılcım nasıl dünyayı ateşe attıysa, Netanyahu’nun siyonist emelleri de dünyayı felakete sürüklemekten başka gaye taşımıyor. Türkiye olarak bölgemizde sınırları kanla çizilecek yeni bir Sykes-Picot düzeninin kurulmasına izin vermeyeceğimizi burada önemle vurguluyorum. İsrail’e karşı uluslararası hukuk ve BM şartı temelinde zorlayıcı tedbirler alınması için girişimlerimizi sürdürmeliyiz.

“ÖNCE KENDİ İÇİMİZDEKİ İHTİLAFLARI ÇÖZECEĞİZ”

Söz konusu ortak davalarımız, ortak çıkarlarımız olunca farklılıkları bir yana koyup kenetlenmek boynumuzun borcudur. İsrail’in Filistin’de olduğu gibi Suriye, Lübnan ve İran’daki haydutluklarını durdurmak için daha fazla dayanışma sergilememiz şart. 2 milyarlık İslam aleminin tek başına bir kutup haline gelmesi şarttır. İslam dünyasının çok daha büyük rol oynayacağı bir dönemin arifesindeyiz. Önce kendi içimizdeki ihtilafları çözeceğiz, kendi meselelerimizi ortak aklımızla ve irademizle sahiplenmezsek başkalarının çıkarlarına hizmet etmiş oluruz.

“SURİYE’NİN KALICI İSTİKRARI İÇİN HEPİMİZİN DESTEĞİNE İHTİYACI VAR”

Suriye’nin İİT üyeliğine dönmüş olmasından ve uluslararası topluma entegrasyonu yönünde alınan mesafeden duyduğumuz memnuniyeti ifade etmek istiyorum Suriye’nin toprak bütünlüğü ve milli birliğinin korunması ile kalıcı istikrara kavuşması için hepimizin, tüm İslam aleminin desteğine ihtiyacı var.”