Ceza yargılamalarında kamuoyunun sıkça yanlış bildiği önemli bir hususa dikkat çeken Avukat Selvacan Akpınar, “İspat yükü sanıkta değil, iddia makamındadır” diyerek hukuki sürecin temel prensiplerini hatırlattı. Akpınar, ceza yargılamalarında hak arayışının mahkumiyet kararı ile sona ermediğinin de altını çizdi.
“Sanık Suçsuzluğunu Değil, Savcılık Suçluluğu İspat Etmelidir”
Toplumda yaygın olarak yanlış bilinen bir noktaya vurgu yapan Av. Akpınar, ceza dosyalarında ispat yükünün sanıkta değil, savcılık makamında olduğunu belirtti. “Bir kişi suçla itham edildiğinde, suçsuz olduğunu ispat etmekle yükümlü değildir. Aksine, bu kişinin suçlu olduğu iddia makamı tarafından kesin ve somut delillerle ortaya konulmalıdır” diyen Akpınar, bu ilkenin masumiyet karinesi ve adil yargılanma hakkının temel taşlarından biri olduğunu ifade etti.
“Mahkumiyet Kararı Son Değil”
Ceza mahkemelerinden çıkan mahkumiyet kararlarının, hak arayışının sona erdiği anlamına gelmediğini söyleyen Akpınar, istinaf ve temyiz gibi olağan kanun yollarının mevcut olduğunu dile getirdi. Kararın kesinleşmesi halinde ise Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı veya Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığı ile itiraz hakkının bulunduğunu hatırlattı.
“Yargılamanın Yenilenmesi ve AİHM’e Başvuru Mümkün”
Avukat Selvacan Akpınar, kararın kesinleşmesinden sonra da bazı olağanüstü hukuk yollarının gündeme gelebileceğini belirtti. CMK kapsamında yargılamanın yenilenmesi talebi ve temel insan hakları ihlalleri durumunda Anayasa Mahkemesi ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuru yapılabileceğine dikkat çekti.
“Adalet Mücadelesi Uzun Bir Süreçtir”
Hukukun üstünlüğü ilkesinin temelinde, her bireyin adil bir yargılama süreci hakkına sahip olduğunu vurgulayan Akpınar, “Ceza yargılamasında hak arayışı sadece mahkeme salonlarıyla sınırlı değildir. Süreç, gerektiğinde ulusal ve uluslararası tüm hukuk yollarıyla devam ettirilmelidir” dedi.
News
