Türkiye Ormancılar Derneği Batı Akdeniz Şubesi üyesi Prof. Dr. Süleyman Kaçar, Türkiye’de madenler nedeniyle kaybedilen ormanlık alanın, yangınlar nedeniyle kaybolan ormanlık alandan daha büyük olduğunu savundu:
“Biz Türkiye Ormancılar Derneği Batı Akdeniz Şubesi olarak Antalya bölgesindeki maden faaliyetlerinin ormana zararlarını rapora dökmek istedik. Orman yangınları sonucunda kaybolan ormanlık alanları ekosistem kendisini yenileyebiliyor. Ancak madencilik faaliyetleri nedeniyle kaybolan alanların eski haline dönmesi söz konusu değil. Son 20 yıl içinde Türkiye’de yanan ormanlık alan 95 bin hektar iken, son 10 yılda madencilik faaliyetleri nedeniyle kaybettiğimiz alan 109 bin hektarlık bir alan. Vahşi bir madenciliğe dönüşüm görüyoruz son dönemde.
ANTALYADA MADEN İŞLETME SAYISI ARTTI
Antalya, maden arama ve çıkarma için talep edilen bir il haline geldi. Antalya 1976 – 2023 yılları arasında toplam 3 bin 135 adet maden ruhsatı verilmiş. 8135 hektarlık alan. 761 maden ocağı var 3700 hektarlık bir alana tekabül ediyor. Alan olarak küçük görünse de arama izni Antalya’da daha büyük. 2006 yılında muhalefet milletvekilinin soru önergesi ile 2014 yılında 773 iken bugün 2023 yılı itibariyle günümüzde 3185 yani, yüzde 412 oranında artış olmuş verilen maden ruhsatında. 2014 186 olan işletme sayısı günümüzde 761 olmuş, yüzde 409 oranında artmış. Bu işletmeler, benim edindiğim bilgilere göre 121 şirket görünüyor. Antalya’da 914 köy var. Yaklaşık 200 köyde bu 761 adet işletme var.
Madeni arama iznini, işletme iznini Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı verirken, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı her faaliyet için bir ÇED dosyası hazırlatıyor, maden arama Ormanlık alanlarda ise, Orman Bakanlığı, Orman kanunu 16. Maddesine dayanarak bir takım bedeller alıyor. Aynı zamanda Orman Bakanlığı’nın 2014 yılında çıkarılan genelge kapsamında bu madencilik faaliyetlerinin oluruna olmazlığına arar veriyor.
AÇIK MADEN İŞLETMELERİ ORMANA VE KÖYLÜYE ZARAR VERİYOR
Doğada su kaynakları, doğada tabi olarak bulunan petrol ve doğalgaz dışında ekonomik değeri olan tüm maddeler maden olarak geçiyor. 1. Grup kum, çakıl grubu maden, ikinci grup, kalker, taş ve mermer ocakları. Antalya’da bir ve ikinci grup ve dördüncü grup madenler var. Krom, alüminyum ve boksit gibi madenler var. Açık maden işletmeciliği kolay, maliyetsiz ve riski az. Açık maden işletmeleri çevreye daha çok zarar veriyor. Taş, mermer ocağında üretim sırasında naklederken ortaya çıkan toz, ormanda fotosentezi önlerken, o bölgede tarım ve arıcılık faaliyetlerine olumsuz etki ediyor ayrıca havadaki tozlar insan sağlığına da zarar veriyor.
Yatırımcıların işletme sonunda madenleri rehabilite etme zorunluluğu var. Bu zorunluluk caydırıcı olmadığı için yapmamanın cezası caydırıcı olmadığı için madenciler terkeedip gidiyor .İstanbul Üniversitesi Ormancılık Fakültesi’nden Doğan Kantarcı’nın çalışmaları var. Benim önerim, bu tür yerlere güneş enerjisi santralleri kurulması. Enerji yatırımcıları köylülerin meralarına göz dikmiş durumda. Mera statüsü değiştirilemezdi ancak son kanunla esnetildi. Meraları tehdit yerine, bu terk edilmiş maden ocaklarının yolları, elektrik altyapıları var, traşlanmış teraslanmış alanlar. Buralar teşvik ile güneş enerjisi yatırımcılarına verilebilir.”
kaydırmaya devam ederek gündemden son dakika ve magazin haberlerine havadiskolik.com üzerinden anında erişebilirsiniz ve bizi twitter hesabımızdan takip etmeyi unutmayın ! https://x.com/havadiskolik