Cunda’ya dair bilmeniz gereken her şey: Rehberiniz burada

Ege'nin bin yıllık mirası, gün batımında içe işleyen huzur...

Ayvalık’ın hemen karşısında ama bambaşka bir dünyada.

Rum mimarisinin süslediği dar sokaklar, Cunda’da sadece bir manzara değil, deniz, güneş, lezzet ve geçmişin izlerini bir araya getiriyor.

Ancak doğru yerleri bilmek, doğru tatları denemek, adayı onun ruhuna yakışır şekilde yaşamak gerek.

Ne yenir, nerede gezilir, nelerden uzak durmalı?

Hepsi bu rehberde.

TAŞ SOKAKLARDA GEZİNTİ

Cunda’da yürümek, saatler değil yüzyıllar öncesine gitmek gibi.

Sokaklar sessiz değil ama gürültülü de değil.

Zamana direnen taş evleri arasında ilerledikçe, her köşede Osmanlı ve Rum kültürlerinin izlerini, yüzyıllar boyunca süregelen yaşamın hikayelerini keşfedersiniz.

KİLİSELER VE MANASTIRLAR ESKİ ZAMANLARA DOKUNUYOR

Cunda’nın simgesi olan Taksiyarhis Kilisesi, sadece bir yapı değil, sessiz bir anlatıcı gibi.

İçeri girdiğinizde sesiniz yankılanmaz, çünkü burası görselliğiyle konuşur.

Dönüştürülmüş haliyle Rahmi Koç Müzesi’ne ev sahipliği yapan bu kilise, eski ile yeninin uyumunu hissettiren önemli bir durak.

Biraz ileride, adanın arkasında saklanan Aşıklar Tepesi, yalnızca manzara için değil, Agios Yannis Kilisesi kalıntıları ve Sevim & Necdet Kent Kitaplığı ile hem doğanın hem de tarihi mirasın eşsiz bir buluşma noktası olarak ziyaretçilerini karşılıyor.

ADAYA ÖZEL LEZZET DURAKLARI

Cunda’da yemek yemek bir ihtiyaç değil, adanın sunduğu en özel keyiflerden biri.

Balıkçı Hüsnü, Bay Nihat, Uno Restoran, gelenekselin yanında modern tatlara da yer veriyor.

Ama asıl olay, adanın kendine has yorumladığı mezelerde: taramalı patlıcan, limonla dinlendirilmiş kabak çiçeği, hafifçe tütsülenmiş ahtapot…

Tavsiye: Acele etmeyin, sohbeti, ortamı ve her detayını hissetmeye çalışın.

Cunda’nın yavaş ama keyifli temposuna ayak uydurun.

ZAMANA MEYDAN OKUYAN KÖŞELER

Sabahın ilk ışıklarıyla Taş Kahve’de güne başlamak, Cunda’nın ruhunu hissetmek için en güzel yol.

Yaşlıların gazete okuduğu, gençlerin denizi seyrettiği bu yapı, modern hayatın telaşından çok uzak, sakin bir nefes gibi.

Yürüyüş yolunun sonunda sizi Despot Evi karşılar. 

Yürüyüş yolunun sonunda karşınıza çıkan Despot Evi, restore edilmeyi beklerken eski ihtişamıyla zamanın akışına meydan okuyor.

Bugün restore edilmeyi bekleyen bu yapı, eski ihtişamıyla adeta zamanın akışına meydan okuyor.

Çevresindeki küçük dükkanlarda ise adanın özünü taşıyan zeytinyağı, doğal sabunlar ve lavanta kokularını bulabilirisiniz.

SAKİN SAHİLLERİN TADINI ÇIKARIN

Cunda plajları, kalabalık Bodrum sahillerine benzemez.

Daha çok, deniz ve güneşin dingin bir uyum içinde olduğu saklı cennetler.

Ortunç Koyu ya da Patriça, doğallığını koruyan, sessizliğiyle öne çıkan noktalar.

Deniz, tuzlu değil serin, güneş, yakıcı değil nazik…

Ve bazen, ufukta yalnız bir yelkenli usulca kıyıya yanaşır.

Cunda’nın sakin sahil atmosferi tam da böyle yaşanır.

CUNDA’DA DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

Cunda’da akşam yemeği planlarınızı mutlaka önceden rezervasyon yaparak güvence altına alın.

Fotoğraf makinelerinizin ve telefonlarınızın şarjını tam tutun, çünkü adanın her köşesi kareye değer detaylarla dolu.

Sabahın erken saatlerinde uyanmak, adanın gerçek ve sakin yüzünü keşfetmek için altın değerinde.

Araç kullanımı oldukça sınırlı, rahat yürüyüş ayakkabılarınızla adanın taş sokaklarında gezmeye hazır olun.

Yaz aylarında kalabalık artıyor, en konforlu ve huzurlu deneyim için Mayıs ya da Eylül ayları en doğru tercih.


kaydırmaya devam ederek gündemden son dakika ve magazin haberlerine havadiskolik.com üzerinden anında erişebilirsiniz.


kaynak

Benzer Videolar