DOLAR 32,2792 % -0.64
EURO 34,7941 % -0.28
STERLIN 40,8422 % -0.24
FRANG 35,2985 % -0.64
ALTIN 2.410,78 % -0,49
BITCOIN 57.277,84 -4.346

Neden bir günde 24 saat ve bir dakikada 60 saniye var

Bir günün neden 24 saat veya bir dakikanın neden 60 saniye sürdüğünü hiç merak ettiniz mi? Bu sorunun cevabı için tarihe kısa bir yolculuk yapıyoruz.

Yayınlanma Tarihi : Google News
Neden bir günde 24 saat ve bir dakikada 60 saniye var

Özel İçerik

Kolunuza takılan kol saatinin (hala bir tane kullandığınızı varsayarsak) veya başka bir saatin neden 12 saati ifade eden 12 rakamı gösterdiğini hiç merak ettiniz mi?Neden 28 veya 16 gibi farklı bir rastgele sayı değil? Zaman algımızda 12 sayısının önemi nedir?

24 saat iki kısma ayrılır; 12 saat süren bir gün ve 12 saat süren bir gece. 1 saat ise 60 dakikadan ve bu dakikaların her biri 60 saniyeden oluşur. Daha sonra her saniye 1000 milisaniyeye bölünür.

Bu, günü bölmenin oldukça tuhaf bir yolu gibi görünüyor.Çocukların zamanı söylemeyi öğrenmede zorluk yaşamalarına şaşmamak gerek!Ancak dünyadaki her şeyde olduğu gibi bunun da bir açıklaması var.

Medeniyetlerin zaman üzerinde etkisi

Günümüz dünyasında, parmaklarımızla saymamızı kolaylaştırdığı için ortaya çıktığına inanılan ondalık sayı sistemini (10 tabanı) yaygın olarak kullanıyoruz.

O zamanlar, insanlar henüz doğanın harikalarını keşfederken ve sayısız sorularına yanıt bulurken, diğer birçok sayısal sistem yaygın olarak kullanılıyordu.

Günü ilk kez küçük parçalara bölen Mısırlılar ve Babilliler, on ikilik (12 tabanlı) ve altmışlık (60 tabanlı) sayı sistemlerini kullandılar.

Bu açıkça şu soruyu akla getiriyor: Neden 12 tabanı ve 60 tabanı? Bunun nedeni birçok kişiyi şaşırtabilir.

Evet ister inanın ister inanmayın, bunun nedeni tam da parmaklarımızın yapısıdır. Her eldeki parmakeklemlerinin sayısı(başparmak hariç), başparmağı kullanarak 12’ye kadar saymayı mümkün kılar.

Neden 24 saat?

Bunu adım adım anlamaya çalışalım.24 saatlik gün kavramı eski Mısırlılardan gelmektedir.Gölge saati gibi cihazlarla günü 10 saate böldüler ve her iki uca da birer saat (biri alacakaranlık, diğeri gün sonu) eklediler.

Daha sonra Mısırlılar tarafından gün doğumu ile gün batımı arasındaki süreyi 12 parçaya bölecek şekilde kalibre edilen T şeklinde bir çubuk yapıldı.

T şeklindeki bu alet, Güneş’in gökyüzündeki konumuna göre bu 12 parçadan birinin üzerine gölge düşürerek zamanı gösterecekti.

Ancak bu sistem Güneş’in mevcut olduğu gün boyunca iyi çalışıyordu.Güneş ışığının olmaması geceleri saati tespit etmeyi çok zorlaştırıyordu. Peki Mısırlılar bu zorlukla nasıl başa çıktı?

Eski Mısırlılar geceleri saati hesaplamak için yıldızları kullanıyorlardı.Bunu, “dekanlar” adı verilen 36 özel yıldızdan oluşan bir grubu gözlemleyerek yaptılar.

Bu yıldızlar gökyüzünde belirli bir düzende yükseliyor ve saatleri takip etmek için kullanılıyordu.Ancak belirli bir zamanda bu yıldızlardan 36’sından yalnızca 12’si görülebiliyordu ve hangi yıldızların ortaya çıktığı mevsimlere ve takvim yılına göre değişiyordu.

Artık Mısırlılar, yıldızları doğru kullanarak zamanı takip edebilmek için yıldız takvimi adı verilen özel çizelgeler yaptılar. Bu çizelgelerin her dekan için 36 sütunu ve gece boyunca sayılabilecek her saat için 12 satırı vardı.

Sonunda bu zaman işleyişi süreci, her biri 12 saatten oluşan gündüzler ve gecelerle standartlaştırıldı. Ancak bu sistem yalnızca Güneş’in ekvatorun tam üzerinde olduğu ve gündüzleri ve geceleri eşit uzunluklara böldüğü ekinoks zamanlarında iyi çalıştı.

Daha sonra Yunan matematikçi Hipparkhos bir günün 24 eşit saate bölünmesini önererek bize “Ekinoksal saatleri” verdi. O zaman bile, uzun bir süre boyunca insanlar, mevsimsel olarak değişen saatleri kullanmaya devam etti.

Avrupa’da mekanik saatlerin kullanıma girdiği 14. yüzyıla kadar, halk bugün kullandığımız sistemi kullanmaya başlamamıştı.

1 saat neden 60 dakika ve 1 dakika neden 60 saniye?

24 saati eşit olarak bölerek hayatı kolaylaştırmamıza yardımcı olan Yunan gökbilimciler, astronomik hesaplamalarda Babil’in altmışlık (60 tabanlı) sistemini izlediler.

Kolaylık olsun diye, bir saati 60 dakikaya ve her dakikayı da 60 saniyeye böldüler.Babillilerin neden 60 tabanlı sistemi kullandıkları bilinmiyor, ancak bunun nedeni 60’ın kesir hesaplamaları için özel bir sayı olması olabilir.

60’ın önemini şöyle özetleyebiliriz. 60, ilk altı sayısa ve 10, 12, 15, 20 ve 30’a bölünebilen en küçük sayıdır.

Aslında biz bu fikri sadece zamanı hesaplamak için değil, aynı zamanda geometride dereceleri hesaplamak için de Babillilerden aldık.Bir dairenin 360 derece olmasının nedeni de budur.

Zamanın saat, dakika ve saniye cinsinden ölçülmesi, çoğu amaç için çok uzun bir süre yeterli olmuştur. Ancak iletişim teknolojisindeki ilerlemeler daha hassas zaman ölçümlerini zorunlu kıldı.

Birçok hesaplamada ondalık sayı sistemine zaten aşina olduğumuz için, daha fazla hassasiyet sağlamak amacıyla bir saniyeyi milisaniye olarak bilinen 1000 parçaya bölmek mantıklıydı.

Ayrıca telekomünikasyon, finans ve mühendislik alanlarındaki ilerlemelerle birlikte daha hassas zaman ölçümlerine olan ihtiyaç da ortaya çıktı.

Sonuç olarak, artık GPS, yüksek frekanslı ticaret ve senkronize bilgisayar ağları gibi zamana duyarlı uygulamalarda mikrosaniye ve nanosaniye gibi daha ince zaman birimlerini kullanıyoruz .

Bu ilginç değil mi? Atalarımızın zarif fikirleri binlerce yıl sonra bile günlük hayatımıza yön vermeye devam ediyor…

kaynak