NASA: Uzayın derinliklerine açılan Amerikan yolculuğu
Soğuk Savaş’ın kızıştığı 1950’li yıllarda, Sovyetler Birliği ile ABD arasında uzaya yönelik yarış da hız kazandı. Bu rekabetin bir sonucu olarak, ABD 1958 yılında sivil ve bilimsel uzay araştırmalarını tek çatı altında toplamak amacıyla NASA’yı kurdu.
Kuruluşundan bu yana Ay’a insan göndermekten Mars’ı keşfetmeye, Güneş gözleminden derin uzay teleskoplarına kadar geniş bir yelpazede çalışmalar yürüten NASA, uzay araştırmalarının öncüsü haline geldi.
"İNSAN İÇİN KÜÇÜK, İNSANLIK İÇİN BÜYÜK BİR ADIM"
NASA’nın en sembolik projelerinden biri olan Apollo Programı, 1961 yılında dönemin ABD Başkanı John F. Kennedy’nin “1970 yılına kadar Ay’a insan gönderme ve sağ salim geri getirme” hedefiyle başlatıldı. Toplam 17 görevden oluşan bu programın altısı Ay’a başarıyla iniş yaptı.
20 Temmuz 1969’da gerçekleşen Apollo 11 misyonunda, Neil Armstrong ve Edwin "Buzz" Aldrin Ay yüzeyine ayak bastı; komuta modülünde kalan Michael Collins ise yörüngede görevini sürdürdü. Armstrong’un "Bu, insan için küçük ama insanlık için büyük bir adım" sözleri hafızalara kazındı.
1972’de Apollo 17 ile sona eren programda, toplamda 12 astronot Ay yüzeyine iniş yaptı.
ARTEMİS İLE AY'A GERİ DÖNÜŞ
Ay’a son insanlı yolculuktan yaklaşık 50 yıl sonra, NASA Artemis Programı ile Ay’a geri dönmeye hazırlanıyor. 2022’de fırlatılan Artemis I, mürettebatsız bir görevle Ay yörüngesinde tur attıktan sonra başarıyla Dünya’ya döndü.
Nisan 2026’da hayata geçirilmesi planlanan Artemis II ise dört astronotun Ay’a iniş yapmadan yörüngeye ulaşmasını ve görev sonrası Dünya’ya dönmesini hedefliyor. Bu uçuşta, Orion uzay aracının yaşam destek sistemleri ve manevra kabiliyeti test edilecek.
Programın üçüncü aşaması olan Artemis III, Ay’ın güney kutbuna insan göndermeyi amaçlıyor. Bu görev sadece Ay keşfiyle sınırlı kalmayacak; uzun vadede Mars’a insanlı yolculuk için altyapı oluşturacak.
KIZIL GEZEGEN MARS: YAŞAM İZLERİNİN PEŞİNDE
NASA, 1960’lı yıllardan itibaren Mariner Programı ile Güneş Sistemi’ndeki gezegenlere yönelik keşiflere başladı. 1971’de Mariner 9, Mars yörüngesine girerek ilk yakın plan yüzey görüntülerini iletti ve gezegenin yüzeyinde devasa volkanlar ile kanyonlar keşfedildi.
2012 yılında Mars’a gönderilen Curiosity aracı, yüzeyde geçmişte su bulunup bulunmadığını araştırıyor. 2021’de iniş yapan Perseverance ise Jezero Krateri’nde toprak ve kaya örnekleri topluyor. Bilim insanları, bu örneklerin Mars’ta geçmişte mikrobiyal yaşam olup olmadığına dair ipuçları barındırabileceğini düşünüyor.
UZAYIN DERİNLİKLERİNE BAKAN TELESKOPLAR
NASA'nın gözlem araçları da uzay araştırmalarında kritik rol oynuyor. 2009’da fırlatılan Kepler Uzay Teleskobu, Güneş Sistemi dışındaki gezegenleri keşfederek binlerce ötegezegenin varlığını ortaya koydu.
1990’dan bu yana görevde olan Hubble Uzay Teleskobu, kara deliklerden uzak galaksilere kadar sayısız gök cismine dair görüntüler sağladı.
2021’de uzaya gönderilen James Webb Uzay Teleskobu ise evrenin ilk dönemlerine, yıldız oluşum süreçlerine ve genç galaksilere dair bilgi toplamak amacıyla kullanılıyor. Webb’in elde ettiği veriler, kozmik zamanın en eski izlerine ışık tutuyor.
NASA, yalnızca teknolojik birikimiyle değil; hayal gücünü gerçeğe dönüştüren projeleriyle de uzay çağını şekillendirmeye devam ediyor. Ay’a dönüş, Mars’ta yaşam arayışı ve evrenin sırlarını çözme hedefiyle yolculuk sürüyor.
kaydırmaya devam ederek gündemden son dakika ve magazin haberlerine havadiskolik.com üzerinden anında erişebilirsiniz.