Kesinlikle tüketilmemesi gereken 4 mantar türü
Bilinçsiz mantar tüketimi ölümle sonuçlanıyor...
Dünyada binlerce farklı mantar türü bulunur ve bunların bir kısmı doğrudan insan sağlığını tehdit eder. Bu türlerin birçoğu, yenilebilir mantarlarla büyük benzerlik taşıdığı için amatör toplayıcılar tarafından yanlışlıkla tüketilebilir.
Zehirli mantarlar yalnızca birkaç saat içinde sindirim sistemine, karaciğere ve böbreklere zarar verebilir, bazı türlerin etkileri ise günler sonra ortaya çıkar.
Aşağıda, uzmanlar tarafından kesinlikle yenmemesi gerektiği belirtilen en tehlikeli mantar türleri yer alıyor:
1. ÖLÜM ŞAPKASI (Amanita phalloides)
Bu tür, Avrupa başta olmak üzere Kuzey Amerika, Asya ve Avustralya’da yaygın olarak bulunur. Amatoksin adlı son derece güçlü bir toksin içerir.
Bu toksin, vücutta protein sentezini engeller ve özellikle karaciğer ile böbreklerde ciddi hasarlara neden olur.
Düşük miktarda tüketilmesi bile ölümcül sonuçlar doğurabilir. Bugüne kadar bildirilen mantar zehirlenmesi vakalarının yaklaşık yüzde 90'ından ölüm şapkası sorumludur.
2. ÖLÜM MELEĞİ (Amanita bisporigera, Amanita virosa, Amanita ocreata)
Tamamen beyaz renkte olan ve şemsiye şeklini andıran bu mantar türü, amatoksin içerdiği için ölüm şapkası kadar tehlikelidir.
Özellikle Kuzey Amerika’da sıkça görülen ölüm meleği mantarı, yalnızca bir adedinin tüketilmesiyle bile karaciğer yetmezliği ve ölüm gibi ciddi sonuçlara yol açabilir.
3. CENAZE ÇANI (Galerina marginata)
Genellikle çürümekte olan ağaç gövdelerinde ya da ağaç diplerinde yetişir. Görünüşü, yenilebilir türlerle karıştırılabilecek kadar masum olsa da içerdiği amatoksin nedeniyle son derece tehlikelidir.
Karaciğer ve böbreklerde kalıcı hasara yol açabilir. Hatta bazı uzmanlara göre, zehirlilik düzeyi ölüm şapkasını dahi aşabilir.
4. ÖLÜMCÜL ÖRÜMCEK MANTARI (Cortinarius orellanus ve Cortinarius rubellus)
Bu mantar türleri orellanin adlı bir toksin içerir. Bu zehir, böbreklerde yavaş ama kalıcı hasara yol açar. Semptomlar genellikle geç başladığı için (bazı durumlarda 2-3 hafta sonra) tanı koymakta güçlük yaşanabilir.
Başlangıçta grip benzeri belirtiler göstermesi, yanlış teşhis ihtimalini artırır. Ancak gecikmeden müdahale edilmediğinde böbrek yetmezliği gelişebilir.
Doğadan toplanan mantarların asla yalnızca görünüşlerine bakılarak tüketilmemesi gerekir. Toksin içeren türlerin birçoğu, pişirme veya kurutma gibi işlemlerle zararsız hale gelmez.
Özellikle halk arasında “bir lokmadan bir şey olmaz” anlayışı, yıllar içinde çok sayıda zehirlenme ve ölüm vakasına neden olmuştur.
Ne Yapmalı?
Doğada bulunan mantarlar uzmanlar tarafından tanımlanmadan kesinlikle toplanmamalı veya tüketilmemelidir. Şüpheli mantar tüketimi durumunda, hiçbir belirti görülmese bile vakit kaybetmeden en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.
Mantar tüketimi sonrası ishal, mide bulantısı, baş dönmesi, kas ağrısı veya grip benzeri semptomlar görülürse zehirlenme şüphesi değerlendirilmelidir.
Doğada serbestçe yetişen mantarların görünümüne güvenmek son derece risklidir. Özellikle amatoksin ve orellanin içeren türlerin tüketilmesi, ölümcül sonuçlar doğurabilir. Sağlık uzmanları, bu tür mantarların kesinlikle tüketilmemesi ve yalnızca güvenilir kaynaklardan temin edilen mantarların tercih edilmesi konusunda ısrarla uyarıda bulunuyor.
kaydırmaya devam ederek gündemden son dakika ve magazin haberlerine havadiskolik.com üzerinden anında erişebilirsiniz.