Dikkat çeken araştırma: Bazı şeker türleri diğerlerinden daha mı az zararlı?

Meyve ve sebzelerde doğal olarak bulunan şekerlerin, gazlı içecekler, şekerlemeler ve işlenmiş fırın ürünlerindeki ilave şekerlere göre sağlık açısından daha olumlu etkiler sunduğu biliniyor.

BAZI ŞEKERLER "DAHA AZ" MI ZARARLI?

Ancak bal, akçaağaç şurubu ve agave nektarı gibi bazı ilave şeker türleri, çoğu zaman “daha doğal” ya da “daha sağlıklı” seçenekler olarak sunuluyor.

Araştırmalar ve uzman görüşleri ise bu yaygın algının her zaman bilimsel olarak doğrulanmadığını ortaya koyuyor.

The New York Times’ta Caroline Hopkins Legaspi imzasıyla yayımlanan habere göre, Brigham Young Üniversitesi’nde beslenme bilimi alanında çalışan Karen Della Corte, bir elmadaki şekerle bir çikolata barındaki şekerin temelde aynı yapı taşlarından oluştuğunu belirtiyor.

Della Corte’ye göre asıl fark, şekerin hangi gıda matrisi içinde alındığıyla ilgili. California Üniversitesi Davis’te görev yapan beslenme araştırmacısı Kimber Stanhope ise bütün meyve ve sebzelerde bulunan lifin sindirimi yavaşlatarak kan şekerindeki ani yükselmeleri önlediğini vurguluyor.

Buna karşın rafine şeker ve yüksek fruktozlu mısır şurubu gibi ilave şekerlerin kana daha hızlı karıştığı ve kan şekerinde keskin artışlara yol açtığı ifade ediliyor.

Della Corte, liften yoksun olduğu için meyve sularının da benzer etkilere neden olabileceğine dikkat çekiyor.

T24ün aktardığına göre; araştırmalar, bu tür ani ve sık kan şekeri dalgalanmalarının uzun vadede hücrelerin insüline verdiği yanıtı zayıflatarak insülin direncine ve zamanla tip 2 diyabete zemin hazırlayabildiğini gösteriyor.

California Üniversitesi San Francisco’dan emekli endokrinolog ve pediatri profesörü Robert Lustig ise aşırı ilave şeker tüketiminin karaciğerde yağlanmaya yol açabileceğini, bunun da metabolik yağlı karaciğer hastalığı ile kalp krizi ve felç riskini artırabileceğini belirtiyor.

Stanhope, bal, akçaağaç şurubu ve agave nektarının da ilave şeker kategorisinde yer aldığını ve fazla tüketildiklerinde benzer sağlık riskleri taşıdığını söylüyor.

Della Corte de vücudun şekerin kaynağını ayırt etmediğini, tüm şeker türlerini aynı moleküllere parçalayarak metabolize ettiğini ifade ediyor.

Bal, akçaağaç şurubu ve agavenin daha az zararlı olup olmadığına ilişkin araştırmaların önemli bir bölümünün endüstri tarafından desteklendiği belirtiliyor.

Stanhope, bu durumun elde edilen bulguların güvenilirliğini değerlendirmeyi güçleştirdiğine dikkat çekiyor. Nitekim 2024 yılında akçaağaç şurubu endüstrisinin desteklediği bir çalışmada, akçaağaç şurubunun kan şekeri ve kalp sağlığı açısından sofra şekerine kıyasla daha olumlu sonuçlar verdiği öne sürüldü.

Ancak Stanhope, bu çalışmada kullanılan analiz yöntemlerinin sonuçları olduğundan daha olumlu yansıtmış olabileceğine yönelik eleştiriler bulunduğunu aktarıyor.

2015 YILINDA DİKKAT ÇEKEN ÇALIŞMA

Öte yandan 2015 yılında yapılan ve 55 yetişkini kapsayan bir çalışmada, katılımcılar iki hafta boyunca her gün 50 gram ilave şeker içeren bal, yüksek fruktozlu mısır şurubu ya da sofra şekeri tüketti.

Stanhope’un değerlendirmesine göre iyi tasarlanmış olan bu çalışmada, kan şekeri, kolesterol ve iltihap düzeyleri bakımından gruplar arasında anlamlı bir fark tespit edilmedi.

Bu bulgu, balın diğer ilave şeker türlerine kıyasla belirgin bir üstünlüğü olmadığını ortaya koydu.

Araştırmacılar ayrıca yapay tatlandırıcılar ile stevia ve monk fruit gibi bitkisel tatlandırıcıların uzun vadeli sağlık etkilerinin henüz netleşmediğini belirtiyor. Tatlı ihtiyacı hissedildiğinde, doğal tatlılık içeren meyve ve sebzelerin tercih edilmesi ilave şeker tüketimini azaltmanın bir yolu olarak öne çıkıyor.

Daha yoğun bir tatlı isteğinde ise sınırlı miktarda bal ya da ilave şekeri görece daha düşük olan bitter çikolata gibi seçeneklerin değerlendirilebileceği ifade ediliyor.




kaydırmaya devam ederek gündemden son dakika ve magazin haberlerine havadiskolik.com üzerinden anında erişebilirsiniz ve bizi twitter hesabımızdan takip etmeyi unutmayın ! https://x.com/havadiskolik



Benzer Videolar