DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN

Çocuk sahibi olmak isteyenler dikkat: Bu alışkanlıklar sperm sayısını azaltıyor!

Erkeklerde sperm sayısı, doğurganlığı doğrudan etkileyen bir faktördür. Peki, sperm sayısını azaltan faktörler nelerdir? İşte sperm sayısının azalmasına sebep olan 15 alışkanlık…

Yayınlanma Tarihi : Google News
Çocuk sahibi olmak isteyenler dikkat: Bu alışkanlıklar sperm sayısını azaltıyor!

Kısırlık artık sadece kadınlara özgü bir problem olarak kabul edilen günler geride kaldı. Yapılan araştırmalara göre, erkeklerde baba olma yaşı ilerledikçe, genetik problemleri çocuklarına daha fazla aktarma eğilimindeler. Son çalışmalara göre, bir yıldan fazla süredir çocuk sahibi olamayan çiftlerin yarısında, sorun erkeğe bağlı. Son 50 yılda erkeklerdeki ortalama sperm sayısı neredeyse yarı yarıya azaldı ve bu azalma trendi devam ediyor. Peki, sperm sayısını azaltan faktörler nelerdir? İşte sperm sayısının azalmasına sebep olan 15 alışkanlık…

SPERM SAYISININ AZALMASINA SEBEP OLAN 15 ALIŞKANLIK

1. Dar giyinmek:

Dar giysiler ve iç çamaşırlarıyla kendinizi bir model ya da ünlü bir futbolcu gibi hissedebilirsiniz, ancak bu giysiler üreme kapasitenizi azaltabilir. Manchester ve Sheffield Üniversitelerinde yapılan bir araştırmaya göre, dar iç giyim erkeklerde sperm sayısını etkileyen önemli dış faktörlerden biridir. Dar iç giyim, testislerin vücuda daha yakın olmasını sağlayarak hava dolaşımını azaltır ve testislerdeki ısının artmasına neden olur. Çünkü testisler vücut dışında konumlandığından, optimum fonksiyon için en uygun ısı 35 derecedir. Dar iç çamaşırları giymemek ve dar kot pantolonlardan, taytlardan uzak durmak sperm değerlerinin normale dönmesine yardımcı olabilir. Yaklaşık 3 ay sonra sperm değerleri eski düzeyine geri dönebilir.

2. Bisiklet kullanmak:

Uzun süre pedal çevirmek, penise giden sinir ve damarların uzun süre baskı altında kalmasına neden olarak üreme sağlığını olumsuz etkileyebilir. Düzenli ve uzun süre bisiklet egzersizi yapan erkeklerde ereksiyon problemleri daha sık görülebilir. Bu nedenle, bisiklet kullanırken selesinin yumuşak olması tercih edilmelidir. Ayrıca, ayakta pedal çevirme bu olumsuz etkileri azaltabilir.

3. Varikosel:

Varikosel, testislerin etrafındaki toplar damarların anormal olarak genişlemesi durumudur. Bu durum, skrotumdaki ısı artışına neden olarak erkek kısırlığının en önemli sebeplerinden biri olarak kabul edilir. Varikoseli olan erkeklerin yaklaşık %40’ında kısırlık problemi görülmektedir. Dünya Sağlık Örgütü’nün yaptığı bir çalışmada, varikoseli olan 9 bin erkekte bozulmuş sperm kalitesi ve azalmış testis volümü saptanmıştır. Tedavi edilmeyen varikosel, zaman içinde testislere daha fazla zarar verebilir. Genişlemiş damarların cerrahi olarak bağlanması, azalmış testis fonksiyonlarını düzeltebilir. Operasyon geçiren erkeklerin yaklaşık %80’inde sperm sayısı ve kalitesinde düzelme görülebilir.

4. Sık hasta olmak:

Çeşitli hastalıklar erkek üreme sağlığını olumsuz etkileyebilir. Kalp-damar hastalıkları, kan dolaşımını etkileyerek ereksiyon problemlerine yol açabilir veya cinsel performansı etkileyebilir. Kontrolsüz diyabet ise iktidarsızlığın önemli bir nedenidir ve aynı zamanda sperm kalitesini de olumsuz etkileyebilir. Sağlık sorunlarının semptomlarını azaltmak ve hastalığın getirdiği riskleri en aza indirmek için yaşam tarzını düzenlemek önemlidir. Sağlıklı bir diyet ve düzenli egzersizle diyabet kontrol altına alınabilir ve kalp-damar sağlığı korunabilir. Hastalıkların erken teşhisi ve tedavisi, üreme sağlığı üzerinde olumsuz etkilerin azaltılmasına yardımcı olabilir.

5. Kanal tıkanıklığı:

Tıkalı kanallar erkek kısırlığının açık mekanik nedenlerinden biridir. Sperm hücreleri, olgunlaşmak için epididim adı verilen iki kıvrımlı tüpte depolanır. Ejekülasyon sırasında, spermler vas deferens adı verilen kanallar aracılığıyla penis dışına atılır. Ancak, klamidya ve gonore gibi enfeksiyonlar bu kanalları tıkayabilir ve spermlerin testislerden penise doğru hareketini engelleyebilir. Bu tıkanıklık bazen kalıtsal olabilir veya yaralanma sonrasında gelişebilir. Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan kaçınmak ve erken tedavi olmak, olası hasarların önlenmesine yardımcı olabilir.

6. Aşırı egzersiz yapmak:

Fit kalmak ve sağlık için düzenli egzersiz yapmak önemlidir ve bu aynı zamanda çocuk sahibi olma şansını artırabilir. Ancak, bazı durumlarda aşırı egzersiz yapmak, doğal üreme kapasitesini azaltabilir. Özellikle uzun süre dayanıklılık gerektiren egzersizler, hormon profilini değiştirerek testosteron seviyelerini azaltabilir. Dengeli ve uygun bir egzersiz programıyla sağlıklı bir yaşam sürmek ve üreme sağlığını korumak önemlidir.

7. İlaç kullanımı:

Birçok ilaç türü, üreme sistemi üzerinde çeşitli etkilere sahip olabilir. Örneğin, bazı antibiyotikler (örneğin eritromisin), testisler için toksik olabilir ve sperm üreten hücrelere zarar verebilir. Diğer ilaçlar ise dolaylı olarak üremeyi etkileyebilir. Sperm üreten testis hücrelerini uyararak sperm sayısını azaltan hormon sinyallerini keserek çalışabilirler (örneğin bazı antidepresanlar, antipsikotik ilaçlar vb.). Ayrıca bazı ilaçlar cinsel isteği azaltabilir, ereksiyonu veya sperm çıkışını engelleyebilir. Kan basıncını düşürmek için kullanılan kalsiyum kanal blokerleri de spermin yumurtayı dölleme kabiliyetini azaltabilir. Bu tür durumlarda ilaçları kullanan kişilerin doktorlarıyla iletişime geçmeleri önemlidir. Doktor, alternatif ilaçları veya tedavi seçeneklerini değerlendirerek hastanın sağlığını korumasına yardımcı olabilir.

8. Sigara içmek:

Yoğun sigara içen erkeklerde sperm DNA hasarı oluşabilir, bu da kısırlık veya düşük riskini artırabilir. Özellikle azalmış sperm hareketliliği olan erkeklerde yüksek sigara içme oranları gözlenmiştir. Bu olumsuz etkilerden kurtulmanın en etkili yolu sigarayı bırakmaktır. Sigara içmek, spermlerin yapısını ve hareketliliğini olumsuz yönde etkileyebilir ve sperm hücrelerinde DNA hasarına neden olabilir. Bu durum, döllenme başarısını ve embriyo gelişimini olumsuz etkileyebilir. Sigara içen erkeklerde ayrıca sperm sayısında da azalma görülebilir. Sigaranın üreme sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri göz önüne alındığında, çiftlerin gebelik planları yaparken sigara içmeyi bırakmaları önemlidir. Sperm sağlığı ve doğurganlık için sigarayı bırakmak, olumlu sonuçlar elde etmek için atılabilecek önemli bir adımdır.

9. İnmemiş testisler:

Bu sorun genellikle erkek bebeklerin yaklaşık %3-4’ünde görülen ve bir yaşından önce kendiliğinden çözülen bir durumdur. Nadiren bu sorun, ergenlik dönemine kadar çözülmez. Vücut içinde kalan ve normal yerine inmeyen testisler sperm üretemezler ve kanser gelişimine yatkın olabilirler. İnmemiş testis tanısı konulan bebeklerde, beklenen süre içinde testislerin normale dönmemesi durumunda cerrahi operasyonla testisler normal yerlerine indirilmelidir. İnmemiş testislerin erken dönemde düzeltilmesi önemlidir çünkü normal testis fonksiyonlarını ve sağlıklarını korumak için erken tedavi gerekebilir. Cerrahi müdahale ile testislerin normal yerlerine indirilmesi, ileride oluşabilecek sağlık sorunlarını önlemeye yardımcı olabilir ve üreme yeteneğini koruyabilir.

10. Aşırı derecede ısı:

Testislerde ısı artışına neden olan faktörler, sperm üretimini geçici olarak azaltabilir. Sıcak su torbasının veya sık sık saunaya gitmenin, bu etkiyi yarattığı bilinmektedir. Özellikle 40 dereceye ısıtılmış suda uzun süre kalmak, sperm sayısını önemli ölçüde azaltabilir. Sperm üretimi için testislerin belirli bir sıcaklık aralığında kalması önemlidir. Aşırı ısı, bu dengenin bozulmasına ve geçici olarak sperm üretiminde azalmaya neden olabilir.

11. Sık mastürbasyon yapmak:

Sık sık mastürbasyon yapan erkeklerde sperm hacmi azalabilir çünkü depolar sık sık boşalır. Yapılan çalışmalar, günde iki veya daha fazla ejekülasyon yaşayan erkeklerde üreme kapasitesinin olumsuz etkilendiğini göstermektedir. Her erkeğin sperm sayısı farklıdır. Ortalama olarak, bir ejekülatta 40 milyon sperm bulunur, ancak çoğu erkekte bu sayı daha düşüktür. Sık masturbasyon yapanlarda bu sayı daha da az olabilir. Bu nedenle çocuk sahibi olma şansınızı en üst seviyede tutmak istiyorsanız, haftada iki veya üç kez cinsel ilişkiye girmek yeterlidir. 3-5 günlük aralar vermek, maksimum sperm sayısını sağlamaya yardımcı olabilir.

12. D vitamini eksikliği:

D vitamini, sperm sağlığı için önemlidir çünkü spermin başında ve çekirdeğinde D vitamini hassas hücreleri bulunmaktadır. D vitamini eksikliği spermde DNA hasarına neden olabilir. D vitamini alımını artırmak için güneş banyosu yapmak etkili bir yoldur, özellikle güneşli öğlen saatlerinde dışarıda bulunmanın faydaları büyüktür. D vitamini seviyelerindeki iyileşmeler genellikle üç ay içinde gözlemlenebilir.

13. Aşırı alkol kullanmak:

Alkol, sperm oluşturan hücreleri öldürebilir. Aşırı alkol tüketimi sperm sayısını azaltabilir, spermin dölleme kabiliyetini etkileyebilir ve sperm şeklini bozabilir. Ayrıca aşırı alkol alımı libido düşüklüğüne neden olabilir, çünkü östrojen hormonu seviyeleri artabilir. Eğer çocuk sahibi olmayı planlıyorsanız, alkol tüketimini azaltmak önemlidir ve ideal olarak bunu iki üç ay öncesinden başlatmak faydalı olabilir. Aşırı alkol tüketimine bağlı iktidarsızlık ise alkol alımı durduktan sonra bile tam olarak düzelme göstermeyebilir.

14. Obez olmak:

Araştırmalar, hem kadınlarda hem de erkeklerde kısırlık ile fazla kilolar arasında bir bağlantı olduğunu göstermektedir. Erkeklerde her 10 kilogram fazla kilo, üreme kapasitesinde yaklaşık %10 azalmaya yol açabilir. Vücuttaki artan yağ dokusu hormonal dengeyi bozabilir ve üreme sistemi üzerinde olumsuz etkilere neden olabilir. Sağlıklı ve kalıcı kilo kaybı ise obezitenin bu olumsuz etkilerini azaltabilir ve üreme kapasitesini artırabilir.

15. Biyolojik saat:

Erkeklerin de kadınlar gibi biyolojik bir saatleri bulunmaktadır. Yapılan çalışmalar, erkeklerde 35 yaşından sonra üreme potansiyelinde azalma başladığını göstermektedir. Örneğin, bir kadın 30 yaşından gençse ve partneri 40 yaşından büyükse, gebelik şansı %25 oranında azalmaktadır. Kadın 35-37 yaş aralığındaysa, gebelik şansı %50 oranında düşmektedir. Bu durumda, erkek yaşının artmasıyla birlikte spermin içerdiği genlerin anormal olma olasılığı da artmaktadır. Geri dönüşü olmayan bir süreç olduğu için, baba olma yaşını ertelemekten kaçınılmalıdır.



YORUM YAP