Kuzeyin güçlü sesi Wardruna, önceki akşam Harbiye’de konser verdi: ‘Bize kim şarkı söyleyecek?’
Wardruna: “Sırların koruyucusu” veya “fısıldayan”... Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Sahnesi, önceki akşam, 2014 ve 2015’te üst üste İstanbul’da konser veren ve uzun bir aradan sonra yeniden İstanbullu dinleyicileriyle buluşan Nordik folk müziğinin dünyaca ünlü temsilcisi Wardruna’yı konuk etti.
Harbiye’deki çok az boşluğu olan konserlerden birisine imza atan grup, “Mersin Balığı Dolunayı”nın gölgesinde, kesintisiz bir buçuk saat boyunca, binlerce hayranına kuzeyin kadim ritüellerini ve mistik seslerini, büyüleyici ışık gösterileriyle yansıttı.
Sahnede sanatını ortaya koyan insanlardan çok, sanki bu dünyaya ait olmayan, sonsuzluktan gelen kadın ve erkek seslerinin eşlik ettiği, kadim bir şaman ayinine tanıklık eder gibi, Harbiye’yi dolduran müzikseverler unutulmaz bir gece yaşadı.
İSKANDİNAV BİLGELİĞİ
Wardruna, 2003’te, sahne adı “Kvitrafn” (Beyaz Kuzgun) olan Einar Selvik tarafından Kristian Eivind Espedal ve Lindy Fay Hella ile birlikte kuruldu. Grup, İskandinav bilgeliğinin ve maneviyatının derinliklerini keşfetmek ve uyandırmak için yola çıktı. Müzikal olarak İskandinav halk müziğinden ve diğer yerli kültürlerden gelen dürtülerle karıştırılmış, yerel özellikler taşıyan dini törenlerde kullanılan müzik diline odaklanıyorlar.
Grup, geyik derisi çerçeveli davullar, flütler, kravik liri, tagelharpa, ağız kopuzu, lur gibi İskandinav tarihi ve geleneksel enstrümanlarıyla geleneksel olmayan enstrümanlar ve ağaçlar, kayalar, su ve meşaleler gibi diğer ses kaynaklarını da kullanıyor.
‘ŞARKI SÖYLEYİN, BU BİR İLAÇ’
Wardruna, konser boyunca seyirciyle hiç iletişime geçmedi ve öte dünyanın rüzgârını İstanbul’un gökyüzüne savurdu. Konser sonunda Einar Selvik, uzun bir konuşma yaptı. Selvik, yaklaşık 10 yıl sonra İstanbullularla buluşmanın ve bu sevgiyi görmenin etkileyici olduğunu söyledi. Küçük bir espriyle tüm Harbiye’yi güldürdü: “Bu gece sizin için son bir şarkı çalacağız. Ve bu Britney Spears hakkında bir şarkı.” Esprinin ardından Selvik şöyle konuştu: “Bu son şarkı, Wardruna’nın bizim için ne anlama geldiğinin kalbinde ve özünde yer alıyor. Bizim için bu bir zaman yolculuğu ya da yeniden Viking olmaya çalışmak gibi bir şey değil. Ya da bunu romantize etmek için değil. Bu, kadim ve zamansız, hatta evrensel bir şeyi alıp onunla yeniden yaratmakla ilgili çünkü gerçek şu ki zaman içinde yeterince geriye giderseniz müzikoloji, enstrümanlar, mitoloji söz konusu olduğunda Kuzey Afrika, Güney Amerika, Kuzey Amerika arasında benzerlikler çok güçlü. Temelde aynı şeyin lehçeleri olduğunu görüyorsunuz. Çünkü kültürü yaratan şey doğadır. Kimin nereli olduğunun önemi yok, hepimiz birbirimize bağlıyız.”
Selvik, çok zengin kültürlerinin olduğunu ancak günümüzde çoğunun yittiğini söyledi. Ve kültürlerini korumazlarsa, şarkılarını söylemezlerse sonraki kuşaklarla kültürlerinin tamamen bitebileceğini ifade etti ve şöyle söyledi: “Elimizde şarkılar var. Ancak ne yazık ki çoğu, daha fazla şarkı söylemeye başlamazsak kuşağımızla birlikte ölüyor. Ve sanırım bu gezegendeki birçok yerde bir sorun. Her ne sebeple olursa olsun, insanlar birlikte şarkı söylemeyi bıraktılar. Çocuklarımızla şarkı söylemeyi bıraktık ve okullarda şarkı söylemeyi bıraktık. Bilmiyorum. Umarım burası daha iyidir ama değilse lütfen şarkı söyleyin. Lütfen birlikte şarkı söyleyin. Bu bir ilaçtır.
Ve son şarkı olan Helvegen’i şöyle anlattı: “Helvegen bu düşünceden doğdu. Biz öldüğümüzde kim bize şarkı söyleyecek? Eski şarkılar neredeyse bitti. Yeni şarkılar yapma zamanı ve bu son şarkı ölüm hakkında bir şarkı. Ölmek hakkında bir şarkı. Şarkı söylemek hakkında bir şarkı. Onurlandırmak ve kaybettiklerinizi hatırlamak hakkında... Geçiş yapmakla ilgili bir şarkı ama aynı zamanda bırakmakla ilgili.”
kaydırmaya devam ederek gündemden son dakika ve magazin haberlerine havadiskolik.com üzerinden anında erişebilirsiniz ve bizi twitter hesabımızdan takip etmeyi unutmayın ! https://x.com/havadiskolik