Türkiye’nin konuştuğu zehirlenme olayının perde arkası: Cezasızlık ve denetimsizlik ölüm getirdi

2023 yılının Haziran ayında Ankara Keçiören’de bulunan Sancaktepe Mahallesi’ndeki apartmanda İbrahim Çatuk ve üvey oğlu Burak Akça, 7 numaralı dairede yaşayan Cibuti uyruklu Ramadan Abass Aden’in talebi üzerine haşere ve tahtakurularına yönelik alüminyum fosfit içeren ilacı uyguladı. Çatuk ve Akça’nın daire sahibi Aden’e 3 gün evde bulunmaması gerektiğini söyledi. Bu uyarıya karşın Aden, apartman yönetimine ve komşularına haber vermeden evden ayrıldı. Bir süre sonra önce mevcut apartmanda, sonra yan apartmanda zehirlenme vakaları olurken Türkan ve Elif Sude Sabancılar yaşamını yitirdi. Olay sonrası Çatuk ve Akça tutuklanırken Aden ise ifadesinin ardından serbest bırakıldı.

DİKKAT ÇEKEN PAYLAŞIMLAR

Olaydan 10 ay sonra görülen duruşmada Aden hakkında yakalama kararı çıkarılırken şüphelinin ülkesine döndüğü ortaya çıktı. Tutuklu sanıklardan Akça da bir süre sonra serbest bırakıldı. Hakkında yakalama kararı çıkarılan Aden’in sosyal medya hesaplarını bugünlerde de aktif bir şekilde kullandığı görülürken, yaklaşık bir ay önce ülkesindeki sisteme yönelik yaptığı paylaşımda “Lisans diplomamdan sonra Türkiye'de 4 yıl yaşadım ve sadece iyi yapılandırılmış, saygılı ve organize bir şirkette çalıştım” demesi ve “Daha insancıl, hesap verebilir ve adil bir özel sektör inşa etme zamanı geldi” çağrısında bulunması dikkat çekti.

“PANDEMİDE ARTTI”

Gazetemize konuşan ve ilaçlama, dezenfekte etme taleplerinin 2020 yılındaki Covid-19 pandemisi sonrası arttığını belirten avukat Sercan Özdemir, “Pandemi ile birlikte, atölyeler oluşturulduğunu, tekstil atölyelerin bir anda anti viral olduğunu iddia ettiği maskeler üretmeye başladığını, anti viral dezenfektanlar ve ilaçlar üreterek piyasaya sunduklarını gördük” dedi. Bu açığı fark eden fırsatçıların pandemi sonrasında da bu alanda üretime devam ettiklerini belirten avukat Özdemir, “Tabii bu merdiven altı atölyeler hiçbir denetlemeye tabii tutulmadı. Zira bu konuyla alakalı TBMM tarafından özel bir kanun çıkarılmadı” tespitinde bulundu.

“ÖZEL YASA ŞART”

“Mevzuata baktığımızda yalnızca Sağlık Bakanlığı tarafından ilan olunan ‘Halk Sağlığı Alanında Haşerelere Karşı İlaçlama Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik’ başlıklı ve geçici maddeleri ile birlikte toplamda 32 madde içeren bir yönetmelik ile karşılaşıyoruz” diyen Özdemir, sözlerine şöyle devam etti: “Ancak halk sağlığını bu derece ilgilendiren bir konuda halen detaylı bir kanun çıkarılmamış olması üzücü bir durum. Bu yönetmelik cezai anlamda yalnızca Türk Ceza Kanunu’na atıf yapmakla yetiniyor, suç teşkil eden durumlarda sorumlular için ceza arttırıcı bir neden de oluşturmuyor çünkü bu mesele ancak kanun ile düzenlenir. Aksi halde dün ve bugün olduğu gibi bir yargılama yapılsa dahi sorumluların gerektiği şekilde yaptırımlarla karşı karşıya kalmıyor ve bu durum kamu vicdanını zedeliyor. Bu nedenle daha fazla insanımızı kaybetmeden bir an önce kanuni düzenleme yapılmalı.”