Tarım 2025’i kayıpla kapattı: İktidar politikaları vurdu

2025 yılı, tarım açısından sıkıntılı geçti. Bir yandan tarım arazilerini vuran don olayı yaşandı, diğer yandan iktidarın tarımı ikinci plana atan politikaları nedeniyle ürünler ya tarlada kaldı ya da tezgâhta yurttaşın elini yaktı. Küresel iklim değişikliği ile ortaya çıkan ani hava değişimleri üretime önemli darbe vurdu.

Zirai don ve kuraklığın yanı sıra düşük alım fiyatı ve artan girdi maliyeti üretime olumsuz yansıdı. Bazı ürünler tarlada kaldı. Gübre ve yemde dışa bağlılık sürekli fiyat artışını da beraberinde getirdi. Kira, akaryakıt, tarım ilacı, elektrik, su, nakliye, işçilik, traktör bakım gideri, sigorta, vergi gibi giderler artarken çiftçi, besici geliri düştü.

‘ZAMANINDA VERİLMEDİ’

Ürün alım fiyatlarının kamu tarafından maliyetin altında oluşturulduğunu ve piyasanın tüccar ve şirketlere bırakıldığını belirten TBMM Tarım Orman ve Köyişleri Komisyon Üyesi ve CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Destekler de yeterli ve zamanında verilmedi. Tarım Kanunu uyarınca destek olarak çiftçiye verilmesi gereken 615 milyar liranın yalnızca 135 milyarı verildi” dedi.

60’tan fazla kentte üreticiyi etkileyen zirai don için Çiftçi Kayıt Sistemi’nde olmayan üreticilere destek verilmediğini söyleyen Gürer, AKP’nin yanlış tarım politikalarının üretime olumsuz etkisi olduğunu ifade etti. Tahıl ve bitkisel üretimde 2024 yılındaki 77 milyon üretimin 2025’te 68 milyon tona düştüğünü, 2024 yılında 20 milyon 800 bin ton olan buğday üretiminin 2025’te 17 milyon 900 bine indiğini vurgulayan Gürer, bu oranın 2002 verilerinin bile altında kaldığını işaret etti.

DENGE İTHALAT LEHİNE

Mercimek, nohut ve kuru fasulyenin de 2002 verilerinin gerisine düştüğünü belirten Gürer, “Tarımsal üretimde gerileme fiyatlara yansıdı. Plansız öngörüsüz tarımın bedelini vatandaş pahalı ürünle öderken ithalat arttı. İhracat-ithalat arasında denge ithalat lehine değişti” dedi.

2010 yılında başlayan hayvan ithalatında 10 milyonu aşkın hayvan ithal edildiğini, 12 milyar liraya yakın yurtdışına döviz ödendiğini belirten Gürer, “Buna karşın et ve süt mamulü ürünler düşmediği gibi arttı. 1989’da büyükbaş ve küçükbaş hayvan varlığımız 84 milyonken bugün 71 milyona kadar geriledi” ifadelerini kullandı. Büyük oranda şaptan kaynaklı hayvan telefinin et süt verimini düşürdüğünü ve 81 ilde hayvan pazarı kapandığını vurgulayan Gürer şöyle konuştu: “Ahır giderleri arttı. Veteriner, aşı, işçilik, akaryakıt, elektrik, yem, vitamin, ilaç derken bakım giderleri ile maliyetler katlandı. Mera hayvancılığı bitme noktasında. 12 ay kapalı alanda yem ile hayvancılık maliyeti arttı. 40’lı yıllarda 40 milyon hektara ulaşan mera alanları son 2001 yılı sayımında 14 milyon hektara geriledi. Bu rakam günümüzde daha düştü.”

İTHALAT SINIR REDDİNE TAKILDI

Avrupa Birliği’nin (AB) gıda ve yem ticaretinde kamu sağlığını korumaya yönelik olarak paydaşlarını bilgilendirmek için kullandığı Gıda ve Yemler İçin Hızlı Alarm Sistemi’nde 2025 yılı Türkiye için pek parlak geçmedi. 1 Ocak-29 Aralık 2025 tarihleri arasında en az 282 ürün içeriğindeki riskli madde nedeniyle sınır reddine takıldı. En az 178 ürün uyarı aldı. Sınır reddi alan ürünlerin önemli bir kısmının reddedilme nedeni olarak kanserojen olarak tanımlanan aflatoksinlerin belirli miktarda bulunması gösterildi. İthalat yasağı gelen ürünlerle ülke içinde kampanya yapılan ürünlerin örtüşmesi ise tüketicide kaygı yarattı.

Ülke içi yapılan analizlere göre pestisit kalıntısı açısından riskli ürün sayısı çok az olurken AB’ye giden ürünlerdeki toksin ve pestisit kalıntısı oranlarının dikkat çekici olduğunu belirten Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Adana Şube Başkanı Ahencan Tayakısı, “Pestisit, uygun teknik madde, doz ve son kullanımla hasat arasındaki süre doğru ayarlanırsa ilaç, aksi halde zehir olur” uyarısında bulundu.

İhraç edilen ürünlerdeki maksimum kalıntı limiti (MRL) değerlerinin ülkelere göre değişkenlik gösterdiğini vurgulayan ZMO Adana Şube Başkanı Tayakısı, “Tarım Bakanlığı dış ticaret ilişkilerini daha iyi bir zemine oturtup sabit bir MRL değerlerini kabul ettirirse üreticiler açısından da pestisit kontrolleri daha iyi olacaktır. Üretimin her aşamasında serbest danışmanlık hizmeti veren ziraat mühendisleri kontrolünde yapılan üretimde pestisit sorun oluşturmayacaktır” dedi.




kaydırmaya devam ederek gündemden son dakika ve magazin haberlerine havadiskolik.com üzerinden anında erişebilirsiniz ve bizi twitter hesabımızdan takip etmeyi unutmayın ! https://x.com/havadiskolik



Benzer Videolar