Uzun süredir Ortadoğu’daki çatışmaların gölgesinde kalan Rusya-Ukrayna savaşı, ani sürprizlerle ve dünya genelinde önemli etkileri olabilecek gelişmelerle bir anda gündemin merkezine yerleşebiliyor. Son bir haftada yaşanan olaylar bunun çarpıcı bir örneğini oluşturuyor. 6 Ağustos tarihinde, Ukrayna’nın Rusya’ya karşı ani bir taarruza geçtiği bilgisi geldi. Bu taarruzun hedefi, Rus işgali altındaki Ukrayna toprakları değil, doğrudan Rusya’nın kendi topraklarıydı. Ukrayna kuvvetleri, Sumi ilinin hemen karşısındaki Rusya’nın Kursk iline doğru taarruz başlattı ve en az 20 kilometre derinliğe kadar inerek, 10’dan fazla köyü ele geçirdi. Bu durum, Rusya için tam anlamıyla bir sürpriz oldu.
ABD yönetimi, Ukrayna’nın taarruzunun başlamasından hemen sonra, Ukrayna’nın bu operasyon hakkında kendilerine bilgi vermediğini, ancak Kiev’in böyle bir operasyonu yapma hakkına sahip olduğunu ifade etti. Ancak, Ukrayna yönetiminin böyle bir hamleyi ABD’ye danışmadan gerçekleştirdiği iddiasının inandırıcılığı sorgulanabilir. Burada Beyaz Saray’ın, kendisinin Ukrayna yönetiminin arkasında olduğu ve bu savaşın taraflarından biri olduğu imajını vermekten kaçındığı söylenebilir.
İstihbarat Açığı
Rusya Savunma Bakanlığı, Kursk’taki çatışmaların ilk gününde, 300 kadar Ukrayna askerinin çok sayıda zırhlı araçla saldırdığını, ancak kendilerinin bu kuvvetlerin büyük bir kısmını etkisiz hale getirdiklerini bildirmiştir. Ancak, takip eden günlerde Ukrayna askerlerinin ilerleyişi, Moskova’nın iddialarını geçersiz kılmaya başladı. Ukraynalı yetkililer, bölgede binlerce askerin aktif olduğunu belirtmektedir. Kursk’un çeşitli ilçelerindeki halk, Rusya’nın iç bölgelerine tahliye edilmeye başlandı. Ukrayna ordusunun bölgede birkaç ay süresince yaptığı yığınağın Rusya yönetimi tarafından fark edilmemiş olması, Moskova’da istihbarat ve devlet yönetimi alanlarındaki ciddi zaafları gözler önüne sermektedir.
Kiev Risk Alıyor
Peki, Ukrayna bu saldırıya neden girişti? Bunun birkaç önemli nedeni bulunuyor:
Ancak şu an için Rusların Donbas’taki ilerleyişinin hız kesmediği gözlemleniyor. Bu nedenle, yukarıda belirtilen hedeflerin şu ana kadar başarıyla gerçekleştiğini söylemek güç. Dahası, Ukrayna’nın asker sayısının sınırlı olması ve Rus topraklarına yönelik bir saldırının büyük bir risk oluşturduğu da göz önünde bulundurulmalıdır.
Nükleer Suçlama
Bu savaşı dünya açısından daha da tehlikeli hale getiren unsurlardan biri, çatışmaların nükleer santralların çevresinde sürdürülmesidir. Ukrayna askerlerinin taarruz ettiği Kursk ilinde Kurçatov nükleer santralı bulunmaktadır. Bunun yanı sıra, Ukrayna’nın ve Avrupa’nın en büyük nükleer santralı olan Zaporojye Nükleer Santrali ise Rus işgali altındadır. Rusya ile Ukrayna, birbirlerini bu santralde provokasyon yapmakla suçlamaktadır. En son, önceki akşam Zaporojye Nükleer Santrali’nde meydana gelen yangınla ilgili olarak taraflar birbirlerini suçlamışlardır. Kurçatov Nükleer Santralı ile Zaporojye Nükleer Santralı’nın çatışmaların ortasında kalması, dünyayı büyük bir belirsizlik ve endişe içinde bırakmaktadır.
MAGAZİN
16 saat önceSEKTÖREL
3 gün önceSEKTÖREL
5 gün önceSEKTÖREL
5 gün önceSEKTÖREL
5 gün önce
1
Bahçeli evlerdeki inşaat işçi çöken merdivenin altında kaldı
5001 kez okundu
2
Adana’da oğlu gözaltına alınan gazi, olay yerinde ne olduğunu anlamaya çalışırken saldırıya uğradı.
4985 kez okundu
3
Murat Susam ile Güzelliğin Adresi: Blonde Bayan Kuaförü
4831 kez okundu
4
Erdoğan hidroelektrik santrallerinin açılışında duyurdu: Tarım Kredi’de kırmızı ete indirim
3946 kez okundu
5
İzmir’de maymun paniği
3933 kez okundu