Öğrenciler resmi yazı olmaksızın Filistin Yürüyüşü’ne çağrılıyor: ‘Somut politika üretmeden atılan nutuklar çocukların iyi niyetini araçsallaştırır’

Milli İrade Platformu ve İnsanlık İttifakı çatısı altında yer alan TÜGVA öncülüğünde, İstanbul Galata Köprüsü’nde “Filistin’i unutmuyoruz” etkinliği düzenlenecek. Yeni yılın ilk gününde yapılacak etkinliğin okul müdürlükleri aracılığıyla okullarda da duyurulduğu öğrenildi. Konuya ilişkin Gazetemiz Cumhuriyet’e konuşan Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, konuyla ilgili resmî yazı yazılmadığını belirterek, “Herkesin bildiği gerçek örtük biçimde kabul edilmektedir. Bu durum basit bir koordinasyon zafiyeti değil; devletin kendi okulunda egemenlik kaybıdır. Resmî yazı bilerek çıkarılmamaktadır. Çünkü yazı; imza demektir, sorumluluk demektir, hesap demektir. Bunun yerine telefonlar devreye sokulmakta, yüz yüze talimatlar verilmektedir. İktidara yakın ya da vakıf–tarikat ağlarıyla ilişkili okul yöneticilerine ‘organize edin’ denilmekte; okullar kamusal eğitim kurumu olmaktan çıkarılıp siyasal ve ideolojik organizasyonların lojistik alanına dönüştürülmektedir. Bu yöneticiler de eğitim gerekçesiyle değil, koltuklarını sadakat ilişkilerine borçlu olmanın baskısıyla bu talimatları yerine getirmektedir” dedi.

‘SİYASAL YAKINLIK BELİRLEYİCİ HÂLE GETİRİLDİ’

Sahada ortaya çıkan tablonun açık olduğunu ifade eden Özbay, “Sınıflara girilerek duyuru yapılabilmekte, öğretmenler ‘rica’ adı altında fiilen görevlendirilebilmekte, sorumlusu belirsiz kişiler okul içinde dolaşabilmekte, hatta eğitim takvimi dahi bu organizasyonlara göre eğilip bükülebilmektedir. Bazı okullarda sınav tarihlerinin değiştirilmesi, okulun artık pedagojinin değil talimatın emrinde olduğunu ilan etmektedir. Bu bir kolaylaştırma değil; kamusal eğitimin kurumsal teslimiyetidir. Bu fiilî işgalin merkezinde TÜGVA vb. yapılar bulunmaktadır. Bu yapıların, siyasal iktidarla kurdukları yakın ve ayrıcalıklı ilişkiler sayesinde kamusal alanlarda bu denli pervasız davranabildikleri inkâr edilemez bir gerçektir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu vakıflarla olan açık ve bilinen bağları, özellikle Bilal Erdoğan üzerinden yürüyen görünür ilişkiler, bu yapıların kendilerini kamusal denetimin dışında görmelerinin zeminini oluşturmaktadır. Devlet okullarının herhangi bir resmî dayanak olmaksızın bu yapılara açılabilmesi, hukukun değil siyasal yakınlığın belirleyici hâle getirildiğini göstermektedir” diye konuştu.

‘FİLİSTİN'E DUYARLILIK, İNSANİ SORUMLULUK’

TÜGVA vb. yapılara seslenen Özbay, “Devletin okuluna girmeye ne hakkınız var? Çocuklara doğrudan ulaşma yetkisini kim verdi?” sorularını yöneltti. Özbay, “Çocuklar öğrenci olarak değil, potansiyel kazanım olarak görülüyorsa; okullar bilimsel ve kamusal eğitim mekânı olmaktan çıkarılıp insan devşirme alanına dönüştürülüyorsa, buna itiraz etmek sendikal ve toplumsal bir sorumluluktur. Filistin’de yaşanan zulme karşı duyarlılık göstermek insani bir sorumluluktur. Ancak bu haklı duyarlılığın, kamusal sorumlulukların yerine geçirilmesi kabul edilemez. Somut, etkili ve sonuç alıcı politikalar üretilmeden; diplomatik, hukuki ve insani yükümlülükler eksiksiz uygulanmadan atılan her nutuk, gençlerin ve çocukların iyi niyetinin araçsallaştırılması riskini büyütmektedir” değerlendirmesinde bulundu.

‘LİYAKAT YERİNE SADAKAT’

Özbay son olarak şunları söyledi: "Bu düzenin kaynağı bellidir. Liyakat yerine sadakat, hukuk yerine telefon, denetim yerine kayırma, kamusal sorumluluk yerine ‘biz hallederiz’ anlayışı. Bu anlayışla okullar okul olmaktan çıkarılmaktadır. Buradan ilan ediyoruz. Okullar sizin arka bahçeniz değildir. Çocuklar sizin mülkünüz değildir. Kamusal eğitime yönelik bu fiilî işgali kabul etmiyoruz; teşhir ediyoruz ve okulları yeniden bilimin, kamunun ve çocukların mekânı yapmak için sendikal mücadelemizi sürdüreceğiz.”




kaydırmaya devam ederek gündemden son dakika ve magazin haberlerine havadiskolik.com üzerinden anında erişebilirsiniz ve bizi twitter hesabımızdan takip etmeyi unutmayın ! https://x.com/havadiskolik



Benzer Videolar